• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Kabusa dönüşen pazar sohbeti BÜLENT GÜRLÜK

Kabusa dönüşen pazar sohbeti

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31 Ağustos 2009, 16:25
Her şey, bir pazar sabahı gazeteye varmak üzere Bostanlı'dan otobüse atlamakla başladı. Diğer günler, Pasaport'a gitmek için elbette vapuru tercih ediyorum ama pazarları 'çalışan' takımının tatili olduğu için gemiler de iskelede yatıyor. Bostanlı'dan vapur kalkmıyor. Gazeteci için mesai mefhumu yokmuş, kimin umurunda!
Ama tam sıkıcı bir yolculuk geçireceğimi düşünürken yüzüm gülüyor, tesadüf Ali Eytemiz de otobüste. Yan yana oturuyoruz. Ali abi, projesini de hazırladığı İl Halk Kütüphanesi'ndeki salonun adam edilmesi için yapılan çalışmaların başında durmak için tutmuş Konak'ın yolunu...
Haliyle sohbetimiz tiyatronun sahne sorunundan başlıyor... Ali Eytemiz, Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş'ın üstün çabalarını ve yeniledikleri salonun hangi aşamaya geldiğini anlatıyor. Konu 'salon sorunu' olunca, lafı Opera Bale'ye getirmeden olur mu? Geçen sezona bir dünya, iki Türkiye prömiyeri sığdıran İzmir Operası'nın, Müdür Aytül Büyüksaraç'ın önderliğinde mucize yarattığını hep söylüyoruz.
Dekor kurmanın bile 'sihir' gerektirdiği emektar Elhamra sahnesi artık yetmiyor. Kulisi, dekor ve kostüm odaları hak getire... Üstelik opera bale sanatçılarının prova çalışmalarını yaptıkları yerleri görmelisiniz. Hele baleciler, eski tütün depolarından bozma yerlerde hazırlanıyorlar temsillerine. Bu yüzden Mavişehir'de inşa edileceği planlanan opera binası için Büyükşehir'in bir an önce harekete geçmesi gerektiğinden bahsediyoruz...
Bu sırada önümüzde oturan bayan dönüyor bize doğru. Meraklı gözlerindeki ışıltıdan belli konuşmalarımızdan etkilendiği... Ve o dönüş anıyla bir, Ali Eytemiz'le tanıdık çıkmanın şaşkınlığını yaşıyorlar ve selamlaşıyorlar karşılıklı. Ali abinin, bale sanatçısı olarak tanıttığı hanım, "Ben de tiyatro ve operadan bahsettiğinizi duyunca, bu güzel sohbeti edenler kim diye merak ettim" diyor gülümseyerek.
Konu tiyatro ve operanın yer sorunlarıyla ilgili olunca, balerin arkadaşımız da bir taraftan inmeye hazırlanırken, "Bir kere duş bile alamadan emekliliğim geldi. İnşallah bizden sonraki meslektaşlarımız daha iyi koşullarda çalışırlar" diyerek özlemini ifade ediyor. Kendisi iyi niyet ve güler yüzle bu gerçeği belirtirken, genç meslektaşları adına daha güzel günlere duyduğu öykünmeyi dile getiriyordu elbette.
Ben de geçen çarşamba günü, tarih boyunca en ileri medeniyetlere kucak açan İzmir'in, bugün sanat yapıları bakımından fazlasıyla eksikli bir kent olduğunu anlattığım yazımda, balerin arkadaşımızın 'Bir kez duş alamadığı' anekdotuna yer verdim. Hay vermez olaydım! Çünkü yazımın yayınlanmasından sonra, tesadüfen otobüste rast geldiği bir sohbete içten bir duygu katması yüzünden başına gelmedik kalmadı sanatçı arkadaşımızın.
Kendisini yakından tanıyan Eytemiz ailesinden öğrenince, yaşadığım şoku düşünün. Yazımdaki sözleri nedeniyle, Kültür Bakanlığı ve bağlı bulunduğu Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü tarafından soruşturma açılmış balerin arkadaşımıza. Hem de 'röportaj verdiği', çalıştığı kurumu 'kötülediği' ve 'sırlarını ifşa ettiği' gerekçeleriyle.
El insaf! Ne röportajı, ne demeci... Köşe yazımda, içinden çıkarıldığı takdirde metnin anlamını bile etkilemeyecek bir 'destekleyici cümle'nin, röportaj vermekle ilgisi kurulabilir mi? Tesadüfen tanıştığımız birkaç dakikalık otobüs sohbetindeki sözlerini köşemde kullanacağımı nereden bilsin. Ben bile o an bilmiyordum ki. Tamamen iyi niyet taşıdığı için, yazarken aklıma esti, kendisi habersizdi.
Ayrıca ne yazının genelinde, ne de arkadaşımızın 'sanat yılları boyunca duş alamadığını' belirtmesinde hiçbir kurum hedef alınmıyordu. Sanatçı arkadaşımız, yıllardır yaşadığı bir 'gerçek'ten yola çıkarak, sanatın geleceği hakkındaki dileklerimize katılmıştı o sohbette. Hepsi bu.
Bir de 'sır ifşa ettiği' iddiası var. Opera ve bale sanatçılarının hangi şartlarda çalıştığını on kez ben yazdım. Provalarını yaptıkları döküntü yerlerin haberleri basında az mı çıktı? İhtiyaçlarını karşılayacak bir binası olmayan kurumda, duşun eksikliğini söylemek nasıl bir sır ifşasıdır ki! Balerin arkadaşımız bu soruşturma yüzünden yatağa düşecek kadar incindi. Ve ona yapılanlar çok üzdü beni, çok...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.