Erdoğan, 'Neşeli Hayat'ta kendi zekasından uzaklaşmış
Yılmaz Erdoğan, filmin İzmir'deki gala gösteriminden kazandığı hasılatı TÜRGÖK'e bağışladı. Erdoğan ve filmde rol alan BKM oyuncularının da katıldığı YKM Konak Sineması'ndaki galada, Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği'nin Başkanı Gültekin Yazgan, Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı ile Yılmaz Erdoğan'a gösterimden önce birer plaket verdi.
***
Baştan hatırlatalım. Filmin adına, oyuncu kadrosuna ve Yılmaz Erdoğan'ın Noel Baba kılığına girmesine aldanarak komedi izleme umuduyla gitmeyin 'Neşeli Hayat'a... Zira gülümsediğiniz sahnelerde bile, dudağınızda acı bir tebessümün izi kalıyor aslında. Çünkü içinizi burkan bir yaşama tutunma hikayesiyle karşımıza çıkıyor Yılmaz Erdoğan. Yarattığı Rıza Şenyurt karakteriyle, kenar mahalle yaşamından değişik bir kesit sunmaya çalışmış ama hem sıradanlıktan kurtaramadığı bir kurgunun, hem de hiç değişmeyen bir hüzün maskesiyle oynamanın kurbanı olmuş.
Normalde komedyenler, güldürdüğü kadar dram türünün en güzel oyunculuk örneğini de sergileyen sanatçılardır. Hatırlayın 'Düttürü Dünya' filmindeki Kemal Sunal'ı, 'Eşkıya' ve 'Gönül Yarası'ndaki Şener Şen'i, 'Üvey Baba' dizisindeki Şemsi İnkaya'yı, 'Güle Güle'deki Metin Akpınar'ı... Bunlar ve daha çoğaltabileceğimiz birçok isim, komedi oyuncularının dramatik rollerdeki ustalığına rahatlıkla örnek gösterilebilir.
***
Ama tüm hayatını alt üst eden yoksulluğa rağmen umudunu ve yüreğindeki temizliği korumayı bilen Rıza karakteri, Yılmaz Erdoğan'ın suratına yerleştirdiği 'acınası' ifadeyle bozguna uğramış. Bu yüzden ne komik bulacağımız bir yerde gülebildik ne de tam olarak hüzünlenebildik filmde... Aynı duyguyu film boyunca yüzünde dondurduğu yetmiyormuş gibi, konuşması da hiçbir sahnede iniş çıkış geçirmeksizin düz bir tonda sürüyor. Böyle olunca Rıza Şenyurt'un ruhu uçup gidiyor gözümüzün önünde ve tek düze, can sıkıcı bir kişiliğe dönüşüyor.
***
'Neşeli Hayat' filminde olaylar ve kurgusallık da vasatın üzerine çıkamamış. Sınıf atlamayı vaat eden bir ürün pazarlama firmasında çalışmaya başlayan Rıza Şenyurt şirketin batmasıyla ortada kalır ve aynı işe bulaştırdığı mağdur komşuları tarafından dava edilir. Burada saadet zincirini andıran ve artık modasını yitiren bir 'kandırmacanın' konu edilmesi, yaratıcılığın ne kadar kısır kaldığının göstergesidir.
Bunun yanında abisinin evden kovduğu kayınbiraderine evini açan Rıza'nın hayatını güçleştiren yönler de çok sıradan. İşsiz, haylaz ve boğazı hiç boş durmayan kayınbirader, aşiret kızını hamile bırakmıştır. Eğer kızın karnı şişmeye başlayana dek tüm masrafları karşılayarak düğün yapmazsa öldürülecektir.
Kendi sıkıntılarının üzerine kayınbiraderinin derdini de üstlenen kahramanımız, bulduğu iş gereği Noel Baba kılığında ortalıkta dolaşmakta ve bunu eşine bile söyleyemeyecek kadar kendinden utanmaktadır. Bu kafa karışıklığı yüzünden yaşadığı cinsel isteksizlik de karısıyla arasında sorun yaratır.
***
İşte hepsi bu. Ne sıra dışı bir olay, ne de çarpıcı bir sürprizle seyirciyi sarsan bir yanı var filmin. Hatta aynı monotonluğu tekrar eden görüntüler ve benzer sahneler bir süre sonra iyice sıkıyor insanı. Müthiş bir final beklentisinin yerini de hayal kırıklığı alıyor filmin sonunda. Zorlama ve ikna etmeyen bir çözümle hem kendi borçlarını temizliyor hem de kayınbiraderinin düğün işi halloluyor.
Yılmaz Erdoğan'ın 'Vizontele'deki zeka ve yaratıcılığının kırıntısına rastlamak mümkün değil Neşeli Hayat'ta... Çünkü eski filmleri Erdoğan'ın hayata bakışını da yansıtıyor ve bu yönü oyunculuğuyla da mükemmel örtüşüyordu. Oysa Erdoğan bu filmde, popüler bir çizgiye oturttuğu BKM oyuncularına uygun bir iş çıkartayım derken, kendi sanatçı kimliğinden de çok uzaklaşmış.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.