Bülent Gürlük

Atatürk'ün özlediği 'Türkiye Renkleri'

İki ay kadar önce bu köşede, Atatürk'ün Cumhuriyet döneminde müziğimize evrensel bir kimlik kazandırmak adına izlediği yolu tartışmıştım. Ünlü müzisyen Özdemir Erdoğan'ın, konservatuvarla birlikte kendi kültürümüze sırt çevirdiğimiz yönündeki iddialarıyla hareketlenmişti fikirlerim...
Ata'nın Batı tarzında müzik öğrenimine ağırlık vermesi, gerçekten de öz zevklerimizi küçümseme eğiliminden mi doğmuştu? Yoksa her alanda olduğu gibi, 'Türk sanatını' tüm dünyada ilgi görecek bir forma sokma mantığının ürünü müydü konservatuvarların kurulması? Elbette ki o yıllarda tek sesli müziğimizin kendi sığ sularından kurtulup, yeryüzünün her yerinde aynı zevkle dinlenecek armonik bir zenginliğe ulaşmasını istemiştir Atatürk. Bunun için de haliyle Batı müziğinin çok sesli yapısından ve teknik unsurlarından faydalanmak kaçınılmazdı.
Sanatta çağdaşlığın temellerini atacak konservatuvarların kurulması sayesinde, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türk müziğinin dünyaya açılmasını sağlayacak eğitmen ve sanatçılar yetişmiştir. Atatürk de, "Biz Batı'nın müziğini nasıl zevkle dinliyorsak, Türk musikisi de dünyanın her yerinde saygı uyandırmalı" diyerek, müziğimizin izlemesi gerektiği yol hakkında vasiyetini bildirmiştir.
BATI ARMONİSİ
Ne kadar gurur verici ki, dört yıldır yurtiçi ve yurtdışında katıldığı festivallerde, Türkiye'nin her yöresine ait halk türkülerini piyano ve Türk müziği enstrümanları ile 'çok sesli' tarzda seslendiren bir grup var. Konseptin kurucusu, müzik öğretmeni ve piyanist Demet Eytemiz hocam, Türkiye Renkleri'nin amacını, "Ülkemizin değişik müzik motiflerini, Batı armonisiyle geniş kitlelere ulaştırmak" sözleriyle açıklıyor.
Türkiye coğrafyasını notalarla çizercesine, her bölgenin kendine özgü halk türkülerini, Azeri şarkılarını ve opera eserlerini piyano, kanun, tambur, bendir, ney, kemençe gibi enstrümanlara göre düzenlenmiş haliyle yorumlayan Türkiye Renkleri, konserlerinde semazen ve klasik balenin eşzamanlı gösterisine de yer vererek gittikleri her yerde ilgiyle izlenen bir senteze imza atıyor.
Tam da Atatürk'ün, 'Türk musikisinin uluslararası düzeyde beğeniye layık olma' vasiyetini yerine getiren Türkiye Renkleri'nin ses solistleri İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçıları soprano Aytül Büyüksaraç ile bariton Gökhan Koç. Onlara piyanoda eşlik eden sanatçı ise Dokuz Eylül Konservatuvarı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Demet Eytemiz. Diğer sanatçılar da Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarı mezunu... Kadronun kalitesine ve birikimine bakar mısınız?
***
Repertuvarları da bahsettiğimiz gibi son derece geniş bir yelpazeye yayılıyor. Yunus Emre'nin ilahileri de var içinde, Yemen Türküsü de... 'Çayelinden Öteye' çalınırken, parçaya bir klasik bale dansının eşlik ediyor olabileceğini hangimiz akıl eder? Ya da 'Çökertme' söylenirken bir baletin sahnede 'Efe'yi canlandırdığını... Hayallerimizle birlikte, kendi coğrafyamızın sınırlarını da aşıyor Türkiye Renkleri... Müziğimizin, hem işitsel hem de görsel ezgileriyle dünyaya açılmasını sağlayacak bundan daha keyifli bir sunum düşünemiyorum.
Türkiye Renkleri'ni kutluyorum...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.