Onu son kez, İzmir Devlet Tiyatrosu'nun 'Aşk Öldürür' oyununda izledim. O prömiyer gecesinin, aynı zamanda usta oyuncu Zafer Önal'ı son görüşüm olacağını nereden bilebilirdim. Yaşı bizim kuşağımızı aştığı için kendisiyle sohbet ortaklığı kurma ve onu yakından tanıma fırsatı bulamadım. Ama oyunculuğu ve sanatçı kişiliğiyle, ardından yetişenlere örnek gösterilecek bir 'model' olduğunu her zaman işitmişimdir.
Acıyı paylaştığımız bir günde kimseyi kırmak istemem. Ancak hakkını vermek ve onun meslek ahlakını öne çıkarmak adına şunu da belirtmek zorundayım ki, Zafer Önal yıllarca 'rol' yüzü görmeyen bir 'bankamatik' sanatçısı değil, gerçek bir tiyatro adamıydı. Öyle ki, önceki akşam onu yitirmemize yol açan amansız hastalığın en ileri safhalarında bile dimdik sahnedeydi. Bugün Önal'ın ölümüyle sarsılanlar, henüz 3 hafta öncesinde onu başrolde alkışlamıyor muydu?
***
Oysa 'Aşk Öldürür'de, sahnedeki tutuk performansı ve sesini iyi kullanamayışından, bu işte bir terslik olduğu anlaşılıyordu. İzlediğimiz onca oyunundan aşina olduğumuz yeteneğinde aksamalar göze çarpıyordu. Doğrusu son derece zayıf bulduğum oyunculuğunu yadırgamıştım Zafer Önal'ın...
'Aşk Öldürür'de kendisiyle aynı sahneyi paylaşan sevgili arkadaşım Ceyhan Gölçek'e eleştirilerimi aktardığımda, "Normalde tam bir profesyoneldir. Sen de biliyorsun, birlikte ilk oynayışımız değil. Belli ki konuşmasını etkileyen bir rahatsızlığı var..." diye karşılık vermesi bana yetti. Ceyhan, ne demek istediğini anlayabileceğim kadar iyi bir arkadaşımdı Allah'tan. Açıkça, 'olumsuz bir şey yazma' demesine gerek var mıydı? Mesaj alınmıştı.
***
İyi ki Ceyhan Gölçek beni üstü kapalı uyarısıyla durdurmuş. İyi ki onun gibi altın kalpli bir arkadaşım varmış. Eğer köşemde Zafer Önal'la ilgili olumsuz bir eleştiriye yer verseydim, bugün ölümüne üzüldüğüm kadar büyük bir pişmanlık da yaşayacaktım.
Meğer bırakın konuşmasını etkileyecek bir rahatsızlığı, usta oyuncunun yakalandığı 'gırtlak kanseri' vücudunu sinsice istila etmiş de o meslek aşkıyla ayakta duruyormuş.
Keşke sanatına gösterdiği titizliğin binde birini sağlığından esirgemeseymiş Zafer Önal. Oysa o, amansız hastalığının en ileri aşamasına ulaştığı günlerde bile hastane yerine sahneye koşmuş da, haberimiz yokmuş. Rahatsızlığı iyice etkisini hissettirdiğinde ise, ne yazık ki doktorlara yapacak pek bir şey kalmamış.
***
Kendisi gibi tiyatro oyuncusu olan eşi Aylin'in de rol aldığı 'Aşk Öldürür' adlı komedide, sahnede 3 karısını sırayla öldüren bir profesörü canlandıran Zafer Önal seyircilerini gülücüklere boğuyordu. Ama şimdi, kaderin ona oynadığı oyun hepimizi ağlatıyor.
Her ölüm acıdır ama özel insanlarınki daha çok hüzün veriyor. Türkiye'de en az ilgi gösterilen sanat dünyasından kayan bir yıldızın yeri kolay doldurulmuyor. Zafer Önal da o yıldızlardan biriydi. Kendisine has yönleriyle doldurduğu sahnede onun eksikliğini mutlaka hissedeceğiz.
Başta ailesine, Devlet Tiyatroları ve sanat camiasına başsağlığı diliyorum. Böyle özel insanların, ışıklar içinde uyuyacağına inanıyorum.