İstanbul'dan besleme oyun ve konserleri saymazsak, uzunca bir zamanı kültür sanattan yoksun geçirdiğimiz 'yaz miskinliğini' bu haftadan itibaren üzerimizden atacağız. İzmir'de sanat sezonunun kapıları birer birer açılıyor...
Geçen sezonu kapadıktan sonra tatil yüzü görmeksizin Antalya, İstanbul ve İspanya turnelerine giden İzmir Devlet Opera ve Balesi, bu akşam ünlü bestecimiz Selman Ada'nın 50'nci sanat yılını kutlamak üzere verilecek özel bir konserle sezona 'merhaba' diyecek.
***
Daha önceki haber ve yazılarımızda bahsettiğimiz gibi, İzmir Operası İspanya'nın Gijon kentinde sahneye taşıdığı Aşk-ı Memnu operasıyla iki tarihsel gururu bir arada yaşamamızı sağladı.
Birincisi, ilk kez bir Türk operası yurtdışında gösterime çıktı ve nasıl bir beğeni düzeyi yarattığını ayakta alkışlanarak kanıtladı. İkincisi ise, eserin bestecisi Selman Ada, konserde orkestra şefliğini de üstlenerek kendi eserini yönetme onuruna erişti.
Türkiye'nin yetiştirdiği bu büyük müzik adamını, 50'nci sanat yılını kutlarken yalnız bırakmayan ve sezonu onun bestelerinden oluşan bir gala konseriyle açan İzmir Operası'nı gönülden kutluyorum.
***
Türk operasına, 'Ali Baba ve Kırk Haramiler' ile 'Aşk-ı Memnu' gibi iki büyük eser kazandıran Selman hocayı biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz...
İlk bestesini henüz yedi yaşında yapan Selman Ada, 12 yaşını doldurduğu 1965'te, devlet bursuyla Paris Ulusal Yüksek Konservatuarı'na gönderildi. Burada dünyanın en büyük ustaları ile çalışarak bütün dallarda 'Birinciler Birincisi' derecesiyle mezun olmayı başardı. Yirmi yaşında İstanbul Devlet Opera ve Balesi orkestrasını yöneten sanatçı, "Dünyanın En Genç Opera Orkestra Şefi" unvanını da kazandı.
Besteci ve orkestra şefliğinin yanı sıra üst düzey bir piyano virtüözü olan Selman Ada, 'Ali Baba ve Kırk Haramiler' ile 'Aşk-ı Memnu' operalarının yanı sıra, 2 oratoryo, 4 senfonik eser, 3 koro eseri, 17 piyano eseri, 14 oda müziği eseri, 5 şan-piyano eserini Türk müziğine hediye etmiştir. Kendi müzik motiflerimizle, evrensel bir beğeni düzeyi tutturmayı başaran dünya sanatçısı Selman Ada'ya, yeni müzik üretimleriyle dolu nice sanat yılları diliyorum. Kutlu olsun...
***
Gelelim İzmir Devlet Tiyatrosu'na... 1 Ekim'de, yani bu cuma günü 'perde' diyecek tiyatromuz, tarihi dokusu en ince ayrıntılarına kadar ortaya çıkarılacak şekilde restore edilen Konak Sahnesi'nin açılış heyecanını da yaşayacak.
Recaizade Mahmut Ekrem'in 'Çok Bilen Çok Yanılır' adlı komedisiyle gala gecesini yapacak İzmir Devlet Tiyatrosu, gösterimin ardından vereceği kokteyl ile hem sezonu hem de yenilenen Konak Sahnesi'nin açılışını kutlayacak. Öğrendiğim kadarıyla, gecede Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin ile Devlet Tiyatroları Baş Rejisörü Rüştü Asyalı da İzmirlileri yalnız bırakmayacak.
***
Bu arada geçen sezon boyunca, sahip olduğu alanın daha verimli kullanılması, altyapı eksiklerinin giderilmesi ve ilk yapıldığı zamanki tarihsel görünümünü kazanması amacıyla restore edilen Konak Sahnesi'nin ardından, benzeri bir operasyon için Karşıyaka Sahnesi de sırada...
Artık çok zor kullanılır durumdaki emektar sahnenin, hem daha dayanıklı hale getirilmesi hem de şimdikinden büyük sahneye ve modern bir siluete kavuşması için elden geçirilmesi kaçınılmaz. İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş, önümüzdeki sezonun kapanmasını bekleyeceklerini söylediği restorasyon için, "Henüz güçlendirmeyle mi yetinilecek, yoksa yıkılıp yeniden mi yapılacak, karar verilmedi. Ama Karşıyaka'daki salonumuzu, izleyici ve sahne kapasitesini büyütecek şekilde yeniden düzenlemeye kararlıyız" diyor. Bekleyip göreceğiz...
Önümüzdeki günlerde, opera ve tiyatromuzun bu sezonki repertuarını da değerlendireceğiz. Sanatseverlere, şimdiden iyi sezonlar...