Fatmagül olmayagör...

Televizyon dizilerimiz artık beğeni seviyesi ya da aldığı reytinglerle değil, 'hangi oranda RTÜK'e şikayet edildiği'ne göre ölçülendiriliyor.
Son dönemde hepinizin tahmin ettiği üzere, şikayet edilmede "Fatmagül'ün Suçu Ne" dizisi başı çekiyor. Özellikle yayınlandığı kanala ceza gelmesine de yol açan dizide Fatmagül'ü oynayan Beren Saat'in tecavüz sahnesi her kesimden insanın uzun süre çenesini yordu.
Kimi üniversite hocaları, psikiyatristler ve kadın dernekleri, o 4 dakikalık tecavüz sahnesinin gelişme çağındaki çocukları ruhsal yönden olumsuz etkileyeceğini açıkladılar.
Elbette ekranda olup bitenler hakkındaki bilimsel eleştiriler gözardı edilmez. Çünkü o tür yaklaşımlar 'ahlak bekçiliği' yapmanın ötesinde, izleyicilerin psikolojik ve sosyal etkileşimleri üzerinden uyarılarda bulunuyor. Buna bir diyeceğim yok.
***
Ama bir de ülkemiz izleyicisinin 'ahlaki' sapmalarla yaptığı eleştiri ve şikayetler var ki, işte bu konudaki 'iki yüzlülüklere' diyeceğim çok şey var.
Halkımız, RTÜK'ün tahtasına yazdığı yaramazların en başına Fatmagül'ü koymuş. Dünyanın şikayeti yağmış, programları denetleme ve cezaya bağlamakla yükümlü kuruluşa...
Çünkü dizideki Fatmagül ve dolayısıyla onu canlandıran sevgili Beren, müstehcen sahneleriyle Türk ailesinin ahlaki yapısını bozguna uğratıyormuş...
***
Şikayetçi kesim çok haklı!
Onların doğruluğunu tescillemek için, ahlak şablonumuza cuk oturan dizi ve programları şöyle bir anıştırmak yeter.
Örneğin, bir lokma ekmeği zor bulan milyonlarca insanın yaşadığı ülkemizde, nimete burun kıvıran arsızların rol kestiği 'yemekteyiz' programları, ahlaka uygunluk açısından bire bir...
Yine yaşını başını almış kadınların, paralı erkek peşinde koştuklarını sırıtarak beyan ettikleri 'evlilik' programları da aile kavramımızla nasıl da örtüşüyor.
Ya başına gelmedik felaket kalmayan çocuklar üzerinden yapılan duygu sömürüleri... Miniklerin merhamet avcılığında kullanıldığı dizi ve yarışma programları da ölçülerimizle gayet uyumlu.
***
Haaa, her dakika silahların patladığı kan, vahşet ve şiddet sahnelerine de diyecek yok. Onların türü doğrudan 'macera', 'gerilim' ve 'polisiye' gibi kılıflara uyduruluveriyor.
Yine kamera önünde, yere göğe sığdıramadığımız mafya babalarının 'vatansever kılığı'na bürünmesine kimin itirazı olabilir...
Oktay Kaynarca'nın oynadığı 'Çakır' adlı mafya liderinin dizide öldürülmesi üzerine yas ilan edenlerin, gazeteye başsağlığı ilanı verenlerin ve hatta camiden sela okutarak sokaklarda lokma döktürenlerin çarpık fantezileri pek ala ahlaklıcaydı değil mi?
***
Çünkü devir değişti.
Şiddet, zorbalık, duygu sömürüsü, açgözlülük ve menfaat sağlamak, hiçbir 'ahlaksızlığın' altını çizmiyor artık.
Ama Fatmagül isen yandın. Tecavüz sahnesi var orada. Hem ayıp hem günah hem aşağılayıcı... Türk aile yapısına ve ahlak değerlerine de aykırı...
Böyle olunca, ahlakı sarsılan bazı densizlere de gün doğuyor üstelik. O rolü oynayan sanatçı arkadaşımıza, 'Vurun Kahpeye' misali her türlü hakaret ve tacizde bulunmayı kendilerine hak görenler artmış.
***
İşte geçtiğimiz günlerde gazetelerde okuduk. Sevgili Beren Saat, "Artık delireceğim. Nereye gitsem insanların tacizine, aşağılamasına maruz kalıyorum" diyerek isyan ediyordu.
Niye öfkeleniyor ki Beren! Elbette o müstehcen sahnelerin bedelini ödeyecek. Madem insanların ahlakını bozuyor, ağır tahrike ve teşvike yol açıyor, öyleyse sokakta tüm çirkinlikleri sineye çekecek.
Türk Aile Yapısı ve Ahlakı adına...
Çünkü sevgili Beren'in 4 dakikalık tecavüz sahnesi aile ahlakımıza sığmaz ama bunu hazmedemeyenlerin kendisini taciz etmesi akla ve vicdana sığar.