Bir kez daha 'evet'
Son haftalarda ayakaltında dolaşmayışımın nedeni 'yazmayı' boşladığımdan değildi. Zaten Sait Faik'in 'Haritadan Bir Nokta' hikayesinde vurguladığı gibi, yazmazsa deli olacak insandır yazar... Ama kimi dönemlerin tatlı telaşı o 'deliliği' erteletebiliyor canım. Bu devirde 'dünya evine' girmek de her akıllının göze alabileceği bir iş değil!
***
Şimdiye dek Fuaye'yi hiçbir zaman kişiselleştirmedim. Yediğini, içtiğini anlatan ya da kimseyi ilgilendirmeyen bireysel sorunlarını kaleme dolayan bir adam olmadım. Ancak bugün, hem nikah masasında verdiğim sözü tutmak hem de mutluluğumuzu 'gururla' taçlandıran insanlara hissettiğim vefayı dile getirmek adına biraz 'şahsi' takılacağım.
Geçtiğimiz 4 Haziran, İzmir Operası'nın solistlerinden soprano Derya Kırcalı ile ömür boyu sürmesini dilediğimiz birlikteliğe imza attığımız gündü. Ama ikimiz adına da o anın değerini katlayan iki önemli gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Birincisi, benim nikah şahidimin hocam Prof. Dr. Özdemir Nutku, Derya'nınkinin ise hocası Sabahat Tekebaş olmasıydı.
Toplumda ve mesleğimizde geldiğimiz noktayı borçlu olduğumuz hocalarımızın, ricamızı kırmayarak yanımızda yer almalarını evliliğimiz boyunca unutmayacağız. Çünkü onlar bizi yetiştirmeseydi, ikimiz de yolumuzun kesişebileceği konumlara erişemeyecektik. Nitekim izlediğimiz opera temsili sonrasında, mesleki kimliğimizin bizi buluşturduğu bir kutlama masasında tanışmıştık. Bu yüzden, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde mezun olduğum Sahne Sanatları Bölümü'nün kurucusu ve hocam Prof. Dr. Özdemir Nutku ile Derya'nın konservatuvardan hocası, ünlü şan pedagogu Sabahat Tekebaş'ın nikahımızda şahitlik etmeleri ayrı bir onur ve mutluluk kaynağıydı.
***
İkinci bir mutluluk ise Karşıyaka Evlendirme Dairesi'ndeki nikahımızı, büyük bir sürpriz yaparak Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan'ın kıymasıydı.
Tiyatrocu bir aileden gelmenin de farkıyla, hem insana bakışı hem de hizmet anlayışıyla sıra dışı bir belediye başkandır Hakan Tartan. Konak'ın kent sınırlarına sıkıştırılamayacak bir dünya bakışı vardır. Bunun en Avrupai iki örneğini yansıtıvereyim: Birincisi, Hakan Başkan için 'sokaklar' sadece yürünecek yerler değil, yaşanacak kültür alanlarıdır. Bugüne kadar düzenlediği etkinliklerle 'evimizin dışını' sempatik, eğlenceli ve ortak yaşamın canlandığı meydanlar haline getirmiştir. İkinci büyük meziyeti ise kurduğu müzelerdir. Bir başka yazımda ayrıntılı yer vereceğim o müzeler, kente gelen tüm yabancıların gezi güzergahını belirleyen en orijinal sanat mekanları kimliğini kazanmıştır.
***
İşte bu yüzden, gönlümde daima sıranın dışında yer tutan Dr. Hakan Tartan'ın sürprizi ve tören sırasındaki güzel sözleri kıvancımızı artırmıştır. Nikah sırasında Derya, operatif bir 'evet' beklediğini söyleyen Başkan'ın dileğini yerine getirmekte zorlanmadı. Bunun üzerine Başkanımız bana dönerek, "Söz ver, sen de bu 'evet'e yazında bir yer ayıracaksın" dedi. Bu isteğe seve seve 'evet' dememek mümkün mü? Sözümü tuttum işte...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.