'Küçük Avukat' ve herkesin ihtiyacı olan adalet duygusu
Şirket, Öldürme Zamanı, Pelikan Dosyası, Jüri, Gaz Odası, Müşteri, Yağmurcu gibi romanları, Grisham'in filme uyarlanan eserleri arasında. Yani kitapsever değilseniz bile, sinemasever olmanız da yeterli John Grisham adının kulağınıza çalınması için...
***
En son, Remzi Kitabevi'nden çıkan 'Küçük Avukat' adlı romanını okudum bir solukta... Annesi boşanma, babası ise emlak davalarında uzman birer avukat olan 13 yaşındaki Theodore Boone (Theo), ileride ailesi gibi avukatlığı seçmek ile yargıçlık arasında gidip gelen ve şimdiden hayatının önemli bir bölümünü adliyedeki ceza mahkemelerinde geçiren bir öğrencidir.
Anne ve baba mesleğinin sağladığı avantajın yanı sıra, izlemek üzere ağır cezadaki duruşmalara gire çıka sağlam bir hukuk bilgisi edinmiştir. Başı derde giren yakınlarını kurtarmaya çalışanlara yol gösterecek kadar hem de...
***
Ve bir gün ilçe adliyesinde görülen korkunç bir cinayet davası, ağır ceza mahkemesini Theo'nun gözünde derslerinden bile daha önemli hale getirir. Fısat buldukça kaçtığı duruşma salonunda, iflasın eşiğine gelen Bay Duffy adlı golf meraklısı bir zanlı, savcının iddianamesine göre daha önce yaptırdığı sigorta poliçesinden faydalanmak amacıyla karısını öldürmekle suçlanmaktadır.
Tüm ipuçları, adamın eşini boğduğu ihtimalini güçlendirse de, zanlı delil yetersizliğinden yakayı sıyıracak gibidir. Ortada ne güçlü bir kanıt, ne de tanık vardır ve Theo tersi ispat edilmedikçe herkesin masum kabul edildiğini bilmektedir.
***
Davanın sonuna yaklaşıldığı günlerde, sığınma evinde yaşayan ve Theo'nun boş zamanlarında yabancı dil derslerine yardım ettiği bir genç, kuzeninin cinayeti gördüğünü söyler. Fakat oturma ve çalışma izni alamayan kaçak bir göçmen olan kuzen, ortaya çıkmaktan korktuğu için tanıklıktan çekinir. Bunu öğrenen tek kişi Theo'dur ve arkadaşına, kuzeninin kimliğini saklı tutmaya söz vermiştir.
Theo'nun bundan sonraki amansız mücadelesi, avukat olan ailesinin de desteğiyle, görgü tanığının başını derde sokmayacak yasal yöntemlerden faydalanarak bildiklerini hakime anlatmasını sağlamaktır. Ve 'küçük avukat' bunu başarır.
***
Yazar Grisham tüm romanlarında, herkesin bir gün adalete ihtiyaç duyacağı düşüncesiyle, hukuktan ve adillikten ödün vermemenin toplumsal bir sorumluluk olduğu bilincini uyandırmaya çalışır. Birileri haksızlığa kurban gidiyorsa, adalet uğruna yargı sürecindeki aksaklıklara karşı da toplumsal refleks gösterilmelidir.
Romanı okuyunca, kendi hukuk sistemimize yönelik tarafsızlığımızı nasıl da yitirdiğimiz aklıma geldi.
Örneğin şu Ergenekon davasında, herkesin bakış açısını siyasi tutumu belirlemiyor mu? Oysaki yıllardır içeride tutulan ve hala suçları tam olarak yüzlerine okunmayan insanların mağduriyetinden hepimiz rahatsızlık duymalıyız. Siyasi görüşün o veya bu tarafında olduğumuz için değil, aynı şeyin bir gün kendi başımıza da gelebileceğinden korkmamız gerektiği için...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.