'TRT Radyo 3'e sahip çıkma zamanı
Kim bilir kaç kez yazdım, TRT Radyo 3'ün programları ve müzik kültürümüzdeki 'olmazsa olmaz' yeri hakkında...
Uzun yıllardır, başta klasik ve caz müziği yayınlarıyla kendi klasmanında 'tek' doyurucu radyo kanalı olan TRT 3, ülkemizde önemli bir misyon yüklenmektedir.
TRT'nin 'kültür hizmeti' ciddiyetini benimseyen, yayın çizgisinden sapmayan, popülariteye kaçmayan, yaptığı işi sulandırmayan radyo emektarları, o kanalda klasik müzik, opera ve cazı hem anlatıyor hem sevdiriyor hem de dinletiyor.
***
Konuların içeriği, arşiv zenginliği, geniş bir yayın yelpazesi ile her yaştan müzikseveri içine çeken Radyo 3, engin bilgi ve tecrübeyi kuşanmış bir kadroya sahip.
Gerek yapımcıları, gerek metin yazarları, gerekse konukları ve sunucularıyla...
Hayatını radyoculuğa adamış, bu alandaki birikimini imbikten süzercesine dinleyicinin dimağına damıtan programcıları var. Hepsi kültürlü, samimi, canlı ve yetenekli insanlar.
En sıkı takipçileri arasında olmanın rahatlığıyla diyebilirim ki, Türkiye'deki tüm TV ve radyo yayınlarını bir araya getirmekle bile TRT Radyo 3'ün sunduğu yelpazenin renklerini oluşturamazsınız!
***
İşte o yüzden tavizsiz yaşamalı, yaşatılmalı o radyo. Yüreğimizde bir 'demirbaş' gibi geçmişten geleceğe taşınmalı. Hele şu anda, tam sahip çıkma zamanı...
Daha önce de tartışmaların alevlendiği dönemler yaşadı TRT Radyo 3... İdari sarsıntıların eşiğinden geçse de, içeride emek verenlerin dört elle sarılmasıyla kimliğini korumayı, yaşamayı bildi.
Ama teknik yetersizlikler ağını ördükçe de kitlelere ulaşımı tökezlemeye başladı Radyo 3'ün. İyice cılız bırakılan, yayın alanı daraltılan frekansları yüzünden 'coğrafi kapasitesi' küçüldü. Her yerden eşit ve güçlü bir çekim kalitesi sağlaması gereken 'sinyalleri' kısıldıkça kısıldı...
Öyle ki, devlet yayınlarının temelindeki 'kültür hizmeti'nin en iyi halkasını oluşturmasına rağmen, bugün varlığını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya...
***
Ama onun sesi, sinyalleri kısıldıkça, sevenlerinin sesi yükseliyor. TRT Radyo 3 dinleyicilerinden Serhad Kangöz'ün, "TRT Radyo 3'ü Geri İstiyoruz" sloganıyla online imza kampanyasına gösterilen ilgi çığ gibi büyüyor. Binlerce kişinin imzaladığı e-bildirilerin TRT yönetimine sunulacağı kampanya için bakın nasıl sesleniyor Serhad Kangöz:
"TRT Radyo 3, klasik müzik ve caz ağırlıklı olarak 30 yıldan fazla süredir yayın yapan harika bir radyo kanalı. TRT Radyo 3ün yayın alanı yıllar içinde giderek azaldı ve frekansları 'Radyo Haber' kanalına tahsis edildi. Üç büyük il ve turistik sahil kesimi haricinde, yayınlarının tekrar başlamayacağı TRT yönetimi tarafından açıklandı. Anadolu'dan, adım adım sökülüp yok edilen TRT Radyo 3ümüzü geri istiyoruz. Radyo 3ün yaşatılmasını, 'Radyo Haber'e tahsis edilen frekanslarının geri verilmesini istiyoruz. Siz de destek verin ki, Türkiye'nin bir kültür rengi eksilmesin. Radyo 3 solmasın, yaşatılsın."
***
Yürekten katılmamak mümkün mü?
Öyleyse bir imza da siz atın "http://imza.la/trt-radyo-3-u-geri-istiyoruz" sitesindeki kampanyanın altına... Radyo 3'ümüz elden gitmesin.
Uzun yıllardır, başta klasik ve caz müziği yayınlarıyla kendi klasmanında 'tek' doyurucu radyo kanalı olan TRT 3, ülkemizde önemli bir misyon yüklenmektedir.
TRT'nin 'kültür hizmeti' ciddiyetini benimseyen, yayın çizgisinden sapmayan, popülariteye kaçmayan, yaptığı işi sulandırmayan radyo emektarları, o kanalda klasik müzik, opera ve cazı hem anlatıyor hem sevdiriyor hem de dinletiyor.
***
Konuların içeriği, arşiv zenginliği, geniş bir yayın yelpazesi ile her yaştan müzikseveri içine çeken Radyo 3, engin bilgi ve tecrübeyi kuşanmış bir kadroya sahip.
Gerek yapımcıları, gerek metin yazarları, gerekse konukları ve sunucularıyla...
Hayatını radyoculuğa adamış, bu alandaki birikimini imbikten süzercesine dinleyicinin dimağına damıtan programcıları var. Hepsi kültürlü, samimi, canlı ve yetenekli insanlar.
En sıkı takipçileri arasında olmanın rahatlığıyla diyebilirim ki, Türkiye'deki tüm TV ve radyo yayınlarını bir araya getirmekle bile TRT Radyo 3'ün sunduğu yelpazenin renklerini oluşturamazsınız!
***
İşte o yüzden tavizsiz yaşamalı, yaşatılmalı o radyo. Yüreğimizde bir 'demirbaş' gibi geçmişten geleceğe taşınmalı. Hele şu anda, tam sahip çıkma zamanı...
Daha önce de tartışmaların alevlendiği dönemler yaşadı TRT Radyo 3... İdari sarsıntıların eşiğinden geçse de, içeride emek verenlerin dört elle sarılmasıyla kimliğini korumayı, yaşamayı bildi.
Ama teknik yetersizlikler ağını ördükçe de kitlelere ulaşımı tökezlemeye başladı Radyo 3'ün. İyice cılız bırakılan, yayın alanı daraltılan frekansları yüzünden 'coğrafi kapasitesi' küçüldü. Her yerden eşit ve güçlü bir çekim kalitesi sağlaması gereken 'sinyalleri' kısıldıkça kısıldı...
Öyle ki, devlet yayınlarının temelindeki 'kültür hizmeti'nin en iyi halkasını oluşturmasına rağmen, bugün varlığını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya...
***
Ama onun sesi, sinyalleri kısıldıkça, sevenlerinin sesi yükseliyor. TRT Radyo 3 dinleyicilerinden Serhad Kangöz'ün, "TRT Radyo 3'ü Geri İstiyoruz" sloganıyla online imza kampanyasına gösterilen ilgi çığ gibi büyüyor. Binlerce kişinin imzaladığı e-bildirilerin TRT yönetimine sunulacağı kampanya için bakın nasıl sesleniyor Serhad Kangöz:
"TRT Radyo 3, klasik müzik ve caz ağırlıklı olarak 30 yıldan fazla süredir yayın yapan harika bir radyo kanalı. TRT Radyo 3ün yayın alanı yıllar içinde giderek azaldı ve frekansları 'Radyo Haber' kanalına tahsis edildi. Üç büyük il ve turistik sahil kesimi haricinde, yayınlarının tekrar başlamayacağı TRT yönetimi tarafından açıklandı. Anadolu'dan, adım adım sökülüp yok edilen TRT Radyo 3ümüzü geri istiyoruz. Radyo 3ün yaşatılmasını, 'Radyo Haber'e tahsis edilen frekanslarının geri verilmesini istiyoruz. Siz de destek verin ki, Türkiye'nin bir kültür rengi eksilmesin. Radyo 3 solmasın, yaşatılsın."
***
Yürekten katılmamak mümkün mü?
Öyleyse bir imza da siz atın "http://imza.la/trt-radyo-3-u-geri-istiyoruz" sitesindeki kampanyanın altına... Radyo 3'ümüz elden gitmesin.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dalkılıç'tan 'Haydar'ı dinlerken mest oldum (30 Kasım 2011)
- 'Arşın Mal Alan'ı oyunculuk kurtarıyor (29 Kasım 2011)
- Dalkılıç, 'kırık ayakla' Türkiye prömiyerine geliyor (25 Kasım 2011)
- Kürşat Başar ve Burçin Büke birlikteliği çok keyifli (23 Kasım 2011)
- Cihat Aşkın'ın keman melodileriyle coştuk (22 Kasım 2011)