Barok konseri, Kaan Buldular ve Harun Ateş...
Üstelik programda, kendisini Bodrum'da tanıdığım, dinlediğim ve daha önce de sizlere övgüyle bahsettiğim kontrtenor Kaan Buldular var. Kaçar mı o bulunmaz ses!
Kaan'ı, Bodrum Kalesi'nin otantik atmosferinde, ezgilerle tarihsel bir yolculuğa çıktığımız Barok Müzik Festivali'nde dinlemiştim.
Hatırlarsanız, Eylül ayında Karya Kültür Sanat Derneği'nin düzenlediği etkinlik geniş yankı uyandırmış, geçen hafta Sarmaşık'ın sütunlarına da gururla taşıdığımız gibi, saygın opera dergisi Orpheus'un Kasım sayısında ise festivale ve sanatçılara methiyeler düzülmüştü.
***
O gece, kalenin ambiyansıyla bütünlük oluşturan Barok tınılarının büyülediği izleyiciler arasında, Orpheus International dergisinin sanat editörü Reinhard Eschenbach da yerini almıştı.
Kendisi geçtiğimiz ay dergisinde çıkan yazısında, konserin solistleri soprano Derya Kırcalı Gürlük, Karya Derneği Başkanı mezzosoprano Gülderen Erdoğmuş, mezzosoprano Evrim Keskin ve kontrtenorlar Kaan Buldular ile Nuri Harun Ateş hakkında gönül okşayan ifadelere yer veriyor.
Ama özellikle Türk izleyiciler açısından en ilgiyle karşılanan seslerin ise ender bulunan kontrtenorlar Kaan ve Harun olduğunu belirterek, "Türkiye'de bu ses rengini eğitecek hocaların bulunmayışı büyük bir sorundur" diyor Eschenbach.
Ne yazık ki bizim kendi ülkemizde bile yeterince dile getirmediğimiz önemli bir soruna işaret ediyor.
***
Gerçekten de sevgili Kaan ve Harun, uluslararası çapta ustalığa erişmiş, tüm dünyada kendi renklerinde nadir rastlanabilen iki büyük sesimizdir.
İkisi de, Türkiye'de doğru düzgün eğitimi olmayan kontrtenor alanında kendilerini yetiştirebilmek için büyük gayretler gösterdiler.
Avrupa'ya gittiler, ustalarla çalıştılar, konserler verdiler... Ve şu anda, kadro açılmadığı için bağlı bulundukları bir opera kurumu olmadığı halde, yetenekleriyle Avrupa'dan aldıkları davetler ve sahneye çıktıkları ülkelerde kurdukları sağlam bağlantılar sayesinde mesleklerini başarıyla sürdürüyorlar.
Yani tam bir Avrupa sanatçısı gibi, yetenek ve performanslarıyla müzik dünyasında kendilerini kanıtlıyorlar. Çünkü Avrupa ülkelerinde sanatçıların, bizdeki gibi sırtını dayayacakları devlet kurumları yok. Kariyerlerini garantiye alacak yegane sermayeleri çalışmak ve en iyisini üretmek...
***
İşte o iki muhteşem sesten Kaan Buldular, klavsende Ayşe Nil Ülgener, kemanda Ülkü Koper, viyolonselde Pınar Doruk Bayraktar ve obuada Damla Alizade'den oluşan bir grupla İzmir Sanat'taydı önceki akşam. Sundukları muhteşem bir Barok ziyafetiyle hepimizi kendimizden geçirdiler.
Vivaldi, Purcel, Haendel, Albinoni, Bach ve Locatelli'nin eserlerini büyük bir maharetle yorumlayan grup, Vivaldi, Bach ve Haendel'in aryalarında devleşen Kaan'ın billur gibi akan sesiyle buluşunca, aldığımız keyfi, Barok müziğinin etkileyici ezgileriyle yüreğimizin nasıl kabardığını siz düşünün.
Keşke bu grubu, Kaan'ı ve benzeri projelerde mutlaka Harun'u İzmir'de sık sık dinleme fırsatı bulabilsek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 'TRT Radyo 3'e sahip çıkma zamanı (06 Aralık 2011)
- Dalkılıç'tan 'Haydar'ı dinlerken mest oldum (30 Kasım 2011)
- 'Arşın Mal Alan'ı oyunculuk kurtarıyor (29 Kasım 2011)
- Dalkılıç, 'kırık ayakla' Türkiye prömiyerine geliyor (25 Kasım 2011)
- Kürşat Başar ve Burçin Büke birlikteliği çok keyifli (23 Kasım 2011)