Bülent Gürlük

'Memleketin Birinde' neler oluyor neler...

Tiyatro, tüm sanatlar arasında toplumsal sorunları yansıtma açısından en etkili dile sahiptir. Zira insan yaşamını konu aldığı için, her dönemin kültür yapısı ve sorunlarıyla etkileşim halinde olmak zorundadır.
Zaten tiyatronun ortaya çıkışında 'politik' nedenler önemli yer tuttuğu gibi, çağlar boyunca sahnelenen oyunlar da toplumların sosyal ve siyasal yaşamı üzerinde sarsıntı yaratmıştır.
Çünkü sanatsal çekiciliği bir yana, 'tiyatro'ya kimlik kazandıran yönleri izleyiciyi kendisiyle yüz yüze getirmesi, yaşadığı sorunlar üzerinde bireyi sorgulamaya ve değiştirmeye yöneltmesidir.
***
Ama nedense son yıllarda Türk tiyatrosu, toplumsal olaylardan bağımsız, suya sabuna dokunmayan bir yozlaşma ve yabancılaşma eğrisinde seyrediyor.
Bakıyorsunuz, zamanında attı mı mangalda kül bırakmayan 'karşıcılar', süt dökmüş kedi gibi ne kadar sulu zırtlak oyun varsa karşımıza çıkarıyor.
Özellikle yabancı komedilerden devşirme eserler ya da sıradan insanımızın hayatından hiçbir şey bulamayacağı konularla belli bir elite hitap etmek iyice modalaştı. Sonra da seyirci ilgisizliğinden şikayet ediliyor.
Elbette sanat evrenseldir ve insanı bir yerinden yakalayacaktır ama kendi toplumuyla etkileşim halinde olmayan bir tiyatro prim yapar mı?
***
Özel tiyatrolarımız içinde gerçekçi, toplumcu ve eleştirel kimliğinden yıllardır ödün vermeyen bir Ankara Ekin Tiyatrosu var Allah'tan...
Geçtiğimiz yıl İzmir'de sevgili hocam Prof. Dr. Semih Çelenk'in yazdığı, Faruk Güvenç'in yönettiği "Heccav Yahut Şair Eşref'in Esrarengiz Macerası" adlı oyundan söz etmiştim size...
Hani, II. Abdülhamit'in istibdat döneminde yazdığı şiirler yüzünden başına gelmedik kalmayan Şair Eşref oyunda bayılıveriyor ve gözünü günümüz Türkiye'sinde açıyordu... Hani, bir de bakıyordu ki 2000'li yılların, geldiği dönemin göz açtırmayan rejiminden hiç farkı yoktu...
Hiciv sanatının ustasını başrole oturtup, ancak bu kadar sağlam bir hiciv yaratılabilirdi...
***
İşte o Ankara Ekin Tiyatrosu, geçtiğimiz pazar günü, yine Semih Çelenk'in yazıp Faruk Güvenç'in rejisini üstlendiği 'Memleketin Birinde' oyunuyla karşımızdaydı.
Semih Hocam sanki geçen yılki oyunun devamını getirircesine, 'taşlama' ustalığını konuşturmuş yine.
Oyun, yüce divandan telefon dinlemelere, hukukun başı bozukluğundan işsizliğe, medyanın kaypaklığından devlet hanedanlığına ve yolsuzluklara varıncaya dek, memleketin birinde(!) yaşanan sorunları 6 oyuncukla sahneye getiriyor. Memleketin birindeki gidişata ve seyirci kalanlara 'politik taşlamayla' müdahale ediyor.
***
Üstelik bunları, geleneksel gölge oyunumuzla Batı tiyatrosunun harmanlanmasından ilginç bir sahne estetiği yaratarak yapıyor.
Karagöz ve Hacivat sahnenin önüne geçiyor, güncel olayları önce kendi aralarında tartışarak tasvir perdesini aralıyorlar. Ve her bölümde, politik panoramanın ayrı bir kesidinden 'seyirlik ibret'ler çıkarıyoruz.
Oyunun başında, sahne geçişlerinde ve sonunda sunulan müzikli bölümler de 'Memleketin Birinde'ye ayrı bir güzellik katıyor. Kemal Günüç'ün müzikleri, Gülüm Pekcan'ın koreografileri son derece heyecan verici ve ustacaydı.
Ankara Ekin Tiyatrosu oyuncularının profesyonelliğine diyecek yok zaten. Hepsi içten ve harika bir performans sergilediler.
Emeği geçen herkesin eline, gönlüne, beynine sağlık...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.