Rahmetli anneannem, faytonsuz adım atmazdı sokağa. Bir yere gideceği zaman, "Bana oradan bir karaço gönderin" diye buyruk verirdi. Yanında hangimiz varsa koşar, Karşıyaka İstasyonu'nun yanındaki sokağa dizilen arabalardan birini kapar getirirdik, Pervin Hanım'ın Soğukkuyu'daki evine.
Dışarıdan görenler, kraliyet üyesi gibi karaçodan inmeyen anneannemi keyif kumkuması sanırdı ama gerçek öyle değildi. Feci şekilde otomobil tuttuğu için at arabasını tercih ederdi o.
***
Tabii bundan biz de nasiplenir, üstelik faytoncu izin verirse yanına oturarak atlı gezintilerin zevkini çıkarırdık. Aralarında kimi zaman dizginleri elimize tutuşturup 'asılma haa' diyenler de olurdu.
Arabacının şaklayan kırbacıyla sıklaşan nal seslerinden değişik müzikler uydurmaya çalışır, yanlarından geçerken selam veren tanıdıklara kafa sallayarak dörtnala ilerlerdik.
O sırada mahallenin fırlamaları, dingilin üzerine sıçrayarak faytonun arkasına takılır, ancak arabacının geriye doğru savurduğu kırbaç kafalarına inince kendilerini yere bırakırdı.
***
O yıllar çocukluğumuzun solgun sayfalarında saklı...
Anneannem vefat ettiğinden bu yana, Büyükada'nın yemyeşil bahçeleri arasından kıvrılarak tepeye vardığımız günlük turun dışında faytona hiç binmedim.
Bu devirde, düğün erkanını taşıyan fayton konvoyunu arkasına alarak, at üzerinde gerine gerine semti dolaşan sünnet çocukları da kalmadı.
Oysa eskiden İzmir'in simgelerinden biriydi faytonlar... Hanımlar, beyler binerdi. Kente gelen turistler de imbat serinliğinde yaylanarak Kordon gezintisi yapmayı tercih ederlerdi.
***
Seneler geçtikçe İzmir bu hoş geleneğini yitirdi.
Kordon araçlara açıldı, otomobil sayısı çığ gibi çoğaldı, trafik keşmekeşleşti.
Bunun yanında artan gürültü kirliliği ve her yerin beton yığınlarıyla kaplanması kentin nostaljik dokusunu yok etti. Ayrıca zamanı aşırı bir hızla tüketme zorunluluğu yüzünden, günümüzün eğlence araçları da değişti.
Eskinin sakin, doğal ve sindire sindire yaşamdan zevk alma alışkanlıkları, hasara uğrattığımız kent estetiğinin en çarpıcı karelerini yansıtan gürültülü mekanlarda kendinden geçmeye dönüştü.
***
Bu yıl Büyükşehir Belediyesi, İzmir'deki o eski fayton kültürünü canlandırmak üzere harekete geçti.
Kentin simgesi faytonları şehre yakışır ve modern bir görünüme kavuşturmak üzere, Manisa'nın Akhisar ilçesinde üretilen 'Victoria Klasik' tarzı faytonlardan 12'sini satın alarak İzmir'e getirdi.
Onları koşması için Haflinger cinsi atlar ise Hollanda ve Bulgaristan'dan ithal edildi. Ardından bu atları koşturacak arabacılar da özel bir eğitimden geçirilerek İzmir'imizin yeni faytonları Kordon'da hizmete başladılar.
***
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Vasfi Çınar Meydanı'ndaki törende, kente renk katacak bir fayton disiplini yaratacaklarını dile getirmişti.
Gerçekten de ciddiyetli bir yaklaşımla, belediyenin İzulaş şirketi bünyesine alınan faytonculara yabancı dil ve halkla ilişkiler eğitimi verildi. Kıyafet düzenlemesi de yapılarak, o pejmürde görüntüleri ortadan kaldırıldı. İzmir'in yeni faytonları sabah 09.00'dan gece 24.00'e kadar, Alsancak Limanı ile Konak Pier arasında seferlerini sürdürüyor.
***
Kordon boyunca gidip gelen faytonların, Konak Pier önünde duraklayabileceği gölgelikli bir mekan hazırlanmış. Bu arada kalkış ve varış noktası dışında da yolcu alıp indirebiliyorlar.
Faytonların tek seferlik bilet ücreti ise yabancı turistler için 10 euro, yerli vatandaşlar için 20 lira olarak belirlenmiş.
Biliyorum geç bile kaldım ama en kısa zamanda özlediğim bu zevki yeniden tadacağım.