Siz bu yazıyı okurken, biz büyük ihtimalle dünyanın sayılı orkestralarından New York Filarmoni'nin, Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki konserini izlemiş olacağız.
Konserle ilgili notlarım ve izlenimlerimi paylaşmak haftaya kalacak artık...
Ama 27'nci Uluslararası İzmir Festivali'ni düzenleyen İKSEV Başkanı Filiz Sarper'in, açılışa davet ettikleri New York Filarmoni üyelerinin de katılımıyla konser öncesinde gerçekleştirdiği sabah toplantısına değinmek istiyorum...
***
8 bin 500 yıllık geçmişiyle övündüğümüz İzmir'de, ne yazık ki o tarih ve kültür birikimine yeni basamaklar ekleyecek üretimlerimiz parmakla sayılacak kadar az.
Gerek kültür organizasyonları ve festivallerimizin azlığı, gerekse toprağın altından bir türlü gün ışığına kavuşturamadığımız antik mirasımız açısından...
Ancak ne mutlu ki, kentin kimliğine karşı sorumluluk hissederek geleceğe kalıcı izler bırakan, yeni nesillere bu kültür bilincine sahip çıkma ve katkıda bulunma azmi aşılayan bir İKSEV var İzmir'de...
***
İşte o İKSEV, gerek Uluslararası İzmir Festivali'yle, gerekse Avrupa-İzmir Caz Festivali ve usta müzisyenlerin yetişmesini sağlayacak eğitim, yarışma, burs programlarıyla, kültür sanat çıtamızı layık olduğumuz düzeye çekmek adına ne gerekiyorsa yapıyor.
İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper ile festival ekibinin yoğun gayretleri, bu yıl da beklentileri boşa çıkarmayarak belki de bir kez daha görme şansı bulamayacağımız New York Filarmoni'yi ayağımıza getirdi.
***
Swissotel Büyük Efes'te dün sabah düzenlenen basın toplantısında, Filiz Hanım'ın yanına oturttuğu New York Filarmoni'nin Baş Direktörü Matthew VanBesien ile çağımızın en yetenekli maestroları arasında yer alan orkestranın daimi şefi Alan Gilbert'in konuşmaları, bir kentin uluslararası alanda adını duyurmasında sanatın nasıl bir yer tuttuğuna örnek oluşturdu.
İzmir'in konser verdikleri şehirler arasında 422'nci kent olduğunu dile getiren Matthew VanBesien, Türkiye'ye ilk defa geldiğini ve kentimizi tanımaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
***
VanBesien, İzmir'in EXPO 2020 adayı olduğunu buraya geldiğinde öğrendiğini ve büyük yakınlık gördükleri kentin adaylığı için olumlu hisler beslediğini de sözlerine ekledi. Demek ki dışarıda sandığımız kadar sağlam bir EXPO lobisi yok. Yeryüzünü turlayan bir dünya orkestrasının başındaki insan, İzmir'i ve Türkiye'yi ilk kez bu konser sayesinde tanıyor, EXPO üyeliğimizi de ilimize geldikten sonra öğreniyor.
Şimdiye dek İzmir'in kültürel ve sosyal atmosferinden de hiç haberdar olmayan VanBesien, Agora'yı ve Kemeraltı'nı gezme fırsatı bulduğunu, hele Efes Antik Kenti'ni gördüğü zaman büyülenerek, "Aha! İşte burası mutlaka konser vermemiz gereken bir yer" diye düşündüğünü anlattı.
***
Orkestra şefi Gilbert de Türkiye'ye ilk kez geldiğini, İzmir'in havasından, sosyal ortamından ve körfezinden etkilendiğini vurguladı. Gilbert, EXPO adaylığımızı iş arkadaşı gibi kente geldiğinde duymuş. Ayrıldığında, izlenimlerini ve konukseverliğimizi, buluşacağı başka dünya insanlarıyla da paylaşacağını umuyorum.
Ayrıca Gilbert'in, klasik müzikte kat ettiğimiz yoldan, birlikte çalıştıkları Bora Baltacıgil'den kaptığı duyumlar ölçüsünde haberdar olduğu ortaya çıktı. Ama çalacakları salona adını veren Adnan Saygun'un besteci kimliğinin ilgisini çektiğini, ileride Türk bestecilerinin eserlerine de şans tanıyabileceklerini öğrenmek güzeldi.
Evet, festival yeni başladı... Yaşayacağımız tüm güzellikler ve katkılar için şimdiden teşekkürler İKSEV...