'Direniş ruhu'nu yansıtan Harlem dansçıları İzmir'de
Martin Luther, 40'ını bile göremediği direniş yıllarına neler sığdırmadı ki? 1953'te 24 yaşındayken Montgomery-Alabama'daki en önemli siyahi kilisenin pastörü oldu ve tüm ibadethanelerin yurttaş hakları yolunda kenetlenme hareketini başlattı.
***
1955'te, 'zencilerin otobüste sadece kendilerine ayrılan yere oturma' mecburiyetine boyun eğmeyen bayan Rosa Parks'ın tutuklanması üzerine, Montgomery eyaletinde otobüs boykotlarına öncülük etti King...
Tam 382 gün dinmeyen protestoların sonunda evi bombalandı ve gözaltına alındı. Ama bu gösterilerin ardından geri adım atan Amerikan Yüksek Mahkemesi, eyaletler arası ulaşım araçlarındaki ırk ayrımcılığını 'suç' saymak zorunda kaldı.
***
'Bu daha başlangıç, mücadeleye devam' diyen King, yurttaşlarının faşizme karşı birleşmesindeki önderliğini sürdürdü. Siyahi kiliselerin güç birliği yaparak 'Yurttaş Hakları Reformu' yolunda gösteriler düzenlemesini amaçlayan 'Güney Hristiyan Liderlik Konferansı'nın kurulmasını sağladı.
FBI, 1961'de dinlemeye aldığı King'i, sokaklardan uzak tutmak için her yolu denedi. Ama o yılmadı ve Jim Crow Yasaları'ndaki ırk ayrımcılığına yönelik gösteriler basında 60'ların en önemli gündem maddesini oluşturdu.
***
King, siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve diğer temel hakları için senelerce ABD'nin güneyini ayağa kaldırdı. 1964'te çıkan 'Yurttaş Hakları Kanunu' ile 1965'te yürürlüğe giren 'Oy Hakkı Yasası', Amerikan hukukunda devrim niteliğinde değişimler yarattı.
1963'teki "İş ve Özgürlük İçin Washington'a Yürüyüş" sırasında Lincoln Anıtı önünde konuşan King'in, "Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil, kişilikleriyle yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var" sözü, toplumsal olayların tarihine altın harflerle yazıldı.
***
Bu coşkulu konuşmayla çığırından çıkan insan selini durdurmak artık mümkün değildi. King'in yürüttüğü eylemler zinciri sonraki aylara, yıllara da uzadı.
Amerika'nın güneyinden kuzeyde Chicago'ya kadar sıçrayan olayları, barışçıl yürüyüşler yapan vatandaşlara orantısız şiddet uygulayan polis güçleri de engelleyemedi. Tüm talepleri yerine getirilmese bile, siyahların eğitim, vatandaşlık, medeni hayat, iş koşulları ve hukuk konularındaki ayrımcılığın giderilmesine dönük beklentilerini karşılayacak adımlar bir bir atıldı.
***
Dr. Martin Luther King, Memphis'teki son konuşmasında başına gelecekleri biliyormuş gibi, "Bu saatten sonra bana ne olacağı önemli değil. Uzun yaşamakla ilgilenmiyorum. Sadece Tanrı'nın isteğini yerine getirmek istiyorum. O bana bu dağa çıkmam için izin verdi. Ve çevremde vaat edilmiş toprakları gördüm. Oraya sizinle gidemeyebilirim. Ama bilmenizi istiyorum ki, biz o topraklara ulaşacağız. Bu nedenle kimseden korkmuyorum. Gözlerim Tanrı'nın gelişinin zaferini gördü" diyerek oteline gittikten sonra, öldürüldü!
***
İşte yarın Uluslararası İzmir Festivali kapsamında İzmirlilerle buluşacak 'Harlem Dans Tiyatrosu', Martin Luther King'in özgürlükçü mücadele ve direniş ruhundan esinlenerek kurulmuş bir topluluk...
İnanılmaz, değil mi! King'in suikasta uğramasından bir yıl sonra, 1969 yılında, Amerikan Yurttaş Hareketi'ne gönül veren ünlü dansçılar Arthur Mitchel ve Karel Shook, ilk siyahi klasik bale topluluğu olan 'Dance Theatre of Harlem'i yarattı.
Yurttaşlık ideallerini, dansın estetiğiyle gençlere aktaran, daha doğrusu klasik balenin sanat biçimini, halkın yaşamını değiştirmek için kullanan Harlemli dansçılar, bugüne dek on binleri peşinden sürükleyerek yeni bir toplum inşa etmeyi başardılar. Performanslarıyla parmak ısırtan bu dünya sanatçıları, yarın Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 'Memur sanatçı' olmaz, tüccar sanatçı ve gammazcı şef olur! (25 Haziran 2013)
- 'Sanata Evet' çağrıları ve taslakta geri adım... (21 Haziran 2013)
- Mozart Akademi, 'minik Mozartları'nı belirledi (18 Haziran 2013)
- '500 Minik Kemancı'nın hayalleri yarım kalmasın (14 Haziran 2013)
- 'Direnmeyen' sanatçıdan neyin görüşü alınacak? (13 Haziran 2013)