Giriş Tarihi: 12 Ağustos 2013, 18:34
Sayılı gün çabuk geçse bile, bir yazar için okurundan uzak kaldığı andan itibaren özlem başlıyor. Çünkü kanımıza işlemiş bir kez, gördüklerini, yaşadıklarını ve çıkarımlarını gün be gün satırlara dökme duygusu. Paylaşımların sabırsızlığı ağır basınca, tatilde bile aklımızın bir ucu boş bıraktığımız köşemize takılıp kalıyor. Kafamızda birikenler, sanki uçucu bir madde gibi her an buharlaşacak diye telaşa kapılıyoruz.
***
İşte yıllık iznimi kullandığım iki hafta boyunca bu isterik çarpıntıyı sürekli hissettim yüreğimde. Hem güzelliklerin uzamasını istedim hem de bir an önce dönüp kaleme sarılmayı düşledim...
2012 Eylül'ünde, Almanya'nın prensler kenti Coburg'da verdikleri şato konserlerini anlata anlata bitiremediğimiz 'Bodrum Karya Barok Topluluğu' yok muydu? İşte yine aynı ekiple bu kez Avusturya kapılarına dayandık.
***
Maviyle yeşilin kucaklaştığı muhteşem bir gölün etrafında, ormanın içine özenle serpiştirilmiş sayfiye evleriyle büyüleyici bir tabloyu andırıyor Gmunden kenti. Salzburg ile Viyana arasında, Avrupa'nın göl kenarına kurulmuş ender kentlerinden biri olan Gmunden'daki festival kapsamında düzenlenen bir master class ve konser daveti üzerine oradaydık.
'Avusturya Barok Akademi'nin, gölgesi gölün ışıklarında oynaşan olağanüstü bir tarihi şatoda düzenlediği eğitimlere, dünyanın dört bir yanından sanatçılar katılıyor.
***
Bodrum Karsanat Festivali'ndeki performanslarıyla önüne Avrupa kapılarının açıldığı Karya Barok'un başında, ekibin sanatçılarından mezzosoprano Gülderen Erdoğmuş var. Zaten topluluğun en saygın koşullarla ağırlanmasını sağlayacak bağlantıların mimarı da o. Avrupa kentlerindeki konserleriyle kariyerlerini dünya çapında bir çizgiye oturtan iki kontrtenorumuz grubun en önemli zenginliği. Kaan Buldular ve Nuri Harun Ateş... Diğer iki yıldız ise İzmir Operası'nın başarılı solist sanatçıları soprano Derya Kırcalı Gürlük ile mezzosoprano Evrim Keskin...
***
Daha tüm katılımcıların birer parçayla kendilerini gösterdiği ilk gün, bizimkiler Avusturya Barok Akademi'ye damgasını vuracaklarını belli ettiler.
Haendel, Bach gibi ustalardan seçtikleri en zor aryaları büyük bir teknik üstünlük ve seslerindeki Akdeniz sıcaklığıyla seslendiren Türk operacılara, oradaki diğer sanatçı ve akademi hocalarının nasıl da hayretten büyüyen gözlerle baktıklarını herkesin görmesini isterdim. Özellikle de 'tetikçi' gibi işbaşına gelerek Türk operasını yok etmeyi amaçlayan 'taslak' hazırlayıcılarının...
***
Avusturya Gmunden'daki master class'larda Türk operacıları Barok şan tekniğini daha iyi kavrama, bağırsak telli yaylıları yakından tanıma ve o dönemin klavseni 'çembalo' ile şarkılarını seslendirme şansı yakaladılar. 10 günlük program kapsamındaki halka açık konserde, performansları kadar özel kostümleri ve sahnedeki uyumlarıyla ayakta alkışlandılar.
Akademinin sponsorlarından Avusturya Türk Kültür Cemiyeti'nin Başkanı Birol Kılıç, tahmininden fazla etkilendiği Karya sanatçılarına Viyana'da konser teklifinde bulundu. Yani Gmunden'ın ardından Viyana kuşatmasıyla süreceğe benziyor bizimkilerin çıkarması.
***
Elbette yazın yelkenlerin açıldığı, kışın donan suyu üzerinde buz sporlarının yapıldığı o müthiş gölün eteklerini dantel gibi süsleyen kenti doya doya gezme fırsatını da kaçırmadık. Gmunden aynı zamanda seramiğiyle ünlü bir yer ve tarih boyunca yaptığı üretimlerini sergilediği olağanüstü bir seramik müzesine sahip.
Bu arada birer gün Salzburg ve Viyana'ya kancayı atmayı da başardık. Anlayacağınız anlatacak daha çok şey var. Devam edeceğiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.