Elhamra'da romantik bir 'Paris Gecesi'
Tam bu esnada, 'Beni saran bu rüyada yaşamak istiyorum' diyerek çekici bir kadın belirir kapıda. Chez Metella'ya en son gelen kişi, Paris'te güzelliği ve mücevherlere tutkusuyla meşhur Marguerite'dir. Sevgilisi gelmeyen genç adam, gerçek aşkı tam karşısındaki masada oturan saf bir genç kızda bulacaktır. Müşterilerini eğlendirmek isteyen Metella onlara önce bir dans gösterisi, sonra bir şarkı sunar..."
***
İşte Paris'in büyülü gecelerini İzmir Operası'nın Elhamra sahnesine taşıyan böylesine hoş, nostaljik bir mekan yaratmış rejisör Yiğit Günsoy. Yukarıda kendi kaleminden yansıttığı gibi "Paris'te Bir Gece"ye sığdırdığı aşk hikayeleri, Fransız opera ve operetlerinden özenle seçilmiş, şimdiye dek hiç duymadığınız arya ve düetlerin yer aldığı şarkılarla anlatılıyor.
Metella'nın Cafe'sine gelen birbirinden güzel Fransız hanımlarını ve şık beyleri canlandıran solistlerin kostümlerinden söyledikleri şarkılara, kafenin ambiyansından dans gösterilerine kadar gözünüzün değdiği her yerden Paris'in 'romantizmi' akıyor.
***
Yiğit Günsoy'un, konserleri 'tematik' konseptlerle sahneye taşıma yeteneği yine kendini göstermiş. "Paris'te Bir Gece" adını taşıyan etkinlik, Fransızca arya ve düetlerin söylendiği sıradan bir konserin ötesinde, izleyicileri adeta Eyfel'in ışıltısına serilen bir 19'uncu yüzyıl Paris romantizmine götüren hoş bir 'oyuna' dönüşmüş.
Seslendirilen şarkılar, Metella'nın Cafe'sine gelen hanım ve beylerin ilişkileri ve etkileyici danslar, sanki sağlam bir libretto üzerine kurulmuşçasına hikayenin zincirini oluşturan halkalar gibi sıralanıyor sahnede.
***
İzmir Operası'nın Fransız piyanistleri Sylvain Souret ile Cyrill Kubler'in, iki piyanonun başına geçtiği "Paris'te Ber Gece"de, Metella'nın Cafe'sinden oluşan dekoru ve renkli dönem kostümlerini Gülden Sayıl hazırlamış. Dans koreografisini Murat Ersoylu'nun üstlendiği konserin ışıkları ise Müfit Özbek'e ait.
Etkinliğe sesleri kadar işveli, körkütük sarhoş, sevdalı ya da aşk acısı çeken tipleri yansıtan oyunculuklarıyla damgasını vuran solist ekibinde ise sopranolar Evren Işık, Linet Şaul, Sevinç Demirağ, Elif İpek Genek ve Beril Yürekli; tenorlar Oğuz Çimen ve Kaner Sümer; bariton Cihan Özmen ile bas Hasan Alptekin yer alıyor. Kafeyi çalıştıran Metella'yı ise koro sanatçısı Fevzi Çitkaya oynuyor.
***
Paris'te çeşitli kesimlerden insanların acı-tatlı hikayeleri, piyano ezgileri eşliğinde dinlediğimiz romantik arya ve düetler kadar, danslarla da müthiş bir duygu ve hareket kazanıyor. İZDOB'un bale sanatçıları Damla Acar, Müge Açıkgöz, Göksu Kaçan, Selin Tuncer, Altan Kılınç, Bora Acar Zöngür ve Cihan Genek'i performanslarından dolayı kutluyorum.
Ve elbette, Paris'i notalarıyla ölümsüzleştiren Offenbach, Bizet, Massenet, Lalo, Gounod, Thomas, Delibes, Adam, Donizetti ve Auber'i yürek dolusu alkışlamadan geçemeyiz.
Umarım sevgili Yiğit Günsoy'un romantizmi aryalar, düetler, danslar ve dramayla ördüğü bu konsepti, keyifli turne yolculuklarıyla İzmir dışına da uzanır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sarper ve Dinçer'e verilen ödülün önemi (12 Şubat 2014)
- 'Meydan'sız bir kentte sokak sanatçısı olmak... (07 Şubat 2014)
- EGİAD'ın modern Kültürpark projesi yabana gitmesin! (06 Şubat 2014)
- Düş bahçemize taze umutlar ekme zamanı (04 Şubat 2014)
- Opera, bale ve klasik müzikten ÇEKİNMEYİN! (23 Ocak 2014)