Bülent Gürlük

Fuar mevzusu...

Eskiye özlemimiz artıyor. Arttıkça da 'nerde o eski ...' diye başlayan cümleler her geçen gün daha çok dökülüyor dudaklarımızdan.
Örneğin, 'Nerede o eski bayramlar' diye iç geçirdiklerimizi bir düşünün. Geniş aile buluşmaları, hatırnazlık, en güzel kıyafetler, el öpmeler, harçlık almalar, uzun sofralar, gülüşmeler, şakalaşmalar, sokak oyunları... Yani günümüzdeki 'yazlığa kaçma'ların ayıp sayıldığı, bayramın ruhuna uygun beraberlikleri, tatları, kaynaşmaları özlüyoruz.
Çünkü 'uzaktan yakınlaşma'yı mümkün kılan, mesafeleri kısaltan iletişim teknolojisi sağ olsun; görüntülü konuşmalar, anlık video paylaşımları, bin türlü mesaj ve fotoğraf alışverişleri bayramın hakkından geliyor!
***
Bu yüzden çoğu zaman, çağın baş döndüren hızı ve üretimleri bizi esir aldığı için 'nostaljik arzular' içindeyiz.
Oysa bunun tam tersi de yaşanıyor! Yani, günümüzdeki gelişmelere, evrensel kültürün ve toplumun beklentilerine ayak uyduramadığımız için 'nerede o eski günler...' dediğimiz de oluyor. İşte Uluslararası İzmir Fuarı'nın yıllar içinde geldiği nokta bunun en çarpıcı örneği...
Çocukluğumuzun fuarındaki eğlence, sanat, tanıtım, sunum ve dünyanın her köşesindeki yeniliklerle tanışmanın, ailece güzel vakit geçirmenin keyfi, bize yıllardır 'nerede o eski İzmir Fuarı' dedirtmiyor mu?
***
Neden? Çünkü fuar yönetiminin organizasyon refleksi, yeteneği, profesyonelliği zamanın akışına ayak uyduramadı. Böylesine etkileyici bir çerçevesi olan kültürparkta, kent merkezinde ve üstelik uluslararası kimliğiyle İzmir Fuarı, kendisine doğru hedefler koyan bir yaklaşımla 84 senedir çoktan bir 'dünya markası'na dönüşmeliydi.
Ama neye dönüştü? Gerçek İzmirlilerin semtine uğramadığı, büyük şehir merakıyla uzak kasabalardan gelenlerin ve zaman geçirecek başka yeri olmayanların çimlere yayıldığı 'zavallı' bir panayıra!
Ne de olsa köprünün altından çok sular akıyordu ve hem insanların eğlence anlayışına hitap edecek, hem de fuara gelen yabancı üretimlerin tanıtım, sunuş ve uygulama imkanlarını sağlayacak bir yükseliş eğrisi tutturmak 'eskimiş' fuarcılık belleğiyle yapılacak iş değildi.
***
Ne yalan söyleyeyim, ben de yıllardır İzmir Fuarı'nın kapısından adım atmaya çekinenlerdenim. Zaten fuara katılan ülkeler ve kalite düzeyi her geçen yıl daha da düşüyor ve alınan görüntüler dudak büküyordu.
İlk kez bu yıl 'umutlu bir kıpırtı' uyandıran adımların atıldığını gördüğümüz İzmir Fuarı'nda, bu kez de İZFAŞ'ın yeterince ve zamanlıca tanıtımda bulunmayışı yüzünden katılım sönük kaldı. Gerek açılış gösterisi için davet edilen Anadolu Ateşi'nin 'Troya'sı, gerekse İzmir Uluslararası Kukla Günleri organizasyonuyla fuarın konuğu olan Bulgar ve Hollandalı kukla toplulukları Kültürpark'a renk katıyor.
***
O koca alanın ilk kez bir açık hava gösteri mekanı gibi kullanıldığı İzmir Fuarı'nda ucuz pop konserleri ise iddianın çıtasını düşürüyor. Bir tarafta dünyanın bir ucundan gelen ilginç gösteriler sahnelenirken, diğer tarafta hiçbir orijinalliği olmayan popçular resmen rol çalıyor.
Bakalım bu yılki kıpırtı, kısa sürede İzmir Fuarı'na gerçekten 'uluslararası' kimlik kazandıracak güçlü bir fırtına halini alacak mı? Yolsa alışkın olduğumuz istikrarsızlığın kurbanı mı olacağız. Gelecek yıllarda, hep birlikte göreceğiz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.