Kıllanma, sivilce, saç dökülmesi gibi dış görünümü bozan sorunların altında çoğu zaman şişmanlık, diyabet ve hormonlardaki bozukluklar yatıyor Basit bir sivilce olarak gördüğümüz bir sorunun, gerçekte hormonal bir dengesizliğin sonucu oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tuğrul Dereli, "Erkeklik hormonlarının artması, adet düzensizlikleri sonucu oluşan sivilceyi yüzeyden tedavi etmeniz sonuç vermeyecektir. Mutlaka altta yatan bozukluk bulunup ortadan kaldırılmalıdır" diyor.
Özel Dereli Sağlık Polikliniği'nden Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Dereli, dermatolojik problemler ve hormonal dengesizlikler arasındaki ilişki hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
-Şişmanlıkla dermatolojik problemler arasında nasıl bir bağ var?
Dermatoloji ve endokrinoloji birbirine yardımcı olan, iç içe geçmiş branşlar. Birçok hastalığın bu iki branş tarafından ortak tedavi edilmesi gerekiyor. Örneğin halk arasında "alaca hastalığı" olarak bilinen vitiligo (deride beyaz lekeler oluşması), hastalarının neredeyse yarısında guatr problemi vardır. Hastalarımızın önemli bir kısmında yaşanan problemin altındaki neden demir eksikliği anemisi, şişmanlık ya da diyabet olabiliyor. Örneğin, sedef hastalarının önemli bir kısmında diyabet de görülür. Sedef hastaları kilo almaya daha yatkındırlar ve kilo alırlarsa sedefleri daha da kötüleşir. Tersine kilo verdiklerinde de bir miktar iyileşme görülür. Endokrinoloji ile birlikte tedavi ettiğimiz bir başka rahatsızlık da kadınlarda sakal çıkması, göğüste kıl oluşması ile görülen erkek tipi kıllanmadır. Bizler kılları yok ediyoruz, endokrinologlar da sebebini yok ediyorlar.
-Kıllanmada, tedaviye başvurmadan yalnızca epilasyon yaptırmak işe yarar mı?
Ne yazık ki halk arasında çok yaygın bir inanış var. Bu tür sorunlar yaşayan insanlara yakın çevreleri tarafından, "Hormonlarınla uynatma, epilasyon yaptır" şeklinde yönlendirmeler yapılabiliyor. Oysa alttaki nedeni saptamadan, yalnızca görünen kılların yok edilmesine dayalı bir yöntem, sorunu çözmeyecektir. Dermatoloji ve endokrinoloğun ortak tedavi etmediği bir kıllanma mutlaka tekrar eder. Alttaki endokrinolojik bozukluğu tamir etmezseniz, istediğiniz kadar kılları yüzeyden yok edin, alttaki hormonal bozukluk bir başka bölgede yeniden kıllanma yapacaktır.
-Dermatolojik uygulamalar, şişmanların "Kilo verince vücudum gevşeyip sarkar" korkusuna çözüm sunuyor mu?
Obezite sonuçta bir hastalık ama bunun yanında deri de insanın dışa bakan aynası. Dolayısıyla lekeler, kırışıklıklar, yaşlanma belirtileri, sivilce, kıllanma gibi görünümü bozan durumlar, şişmanlık tedavisi ile eşzamanlı olarak tedavi edilip düzeltilmeli.
Peeling (cilt soyma), lazer ve radyofrekans gibi tedavilerle ciltte bir miktar gerilme ve toparlanma ile daha genç bir görünüm sağlamak mümkün. Ayrıca lipoliz uygulaması da, vücut şekillendirmede çok iyi sonuçlar veren bir yöntem. Kişi kilo verdikten sonra basende, dizlerin iç kısımlarında kalan yağ topakları lipolizle yok edilebiliyor ve böylece daha düzgün vücut hatları elde edilebiliyor.
-Kıllanma her iki branş tarafından eşzamanlı olarak mı tedavi edilir? Süreç nasıl işler?
Kıllanma şikayeti ile gelen genç hanımlara öncelikle adet düzenleri sorulur ve yapılan tetkiklerle kişinin hormon profili çıkarılır.
Hormonlarla ilgili bir bozukluk saptandığında hasta, endokrinolojiye yönlendirilir. Endokrinolog, hormonlardaki bozukluğa göre ya dışarıdan takviye hormon verir ya da fazla salgılanan hormonu baskılayıcı tedavi uygular. Böylelikle kıllanmanın bir miktar azaltılması mümkün olur.
Kıllar, ayva tüyü halinden kıla dönüştükten sonra bir daha o hale gelmesi çok zor oduğu için de yok edilmeleri için epilasyon uygulamaları gündeme gelir.
-Lazer, kıllanma tedavisinde ne derece etkin bir yöntem?
Lazer teknolojisi zaman içinde çok gelişti. Önceki yıllarda yalnızca beyaz tenlilerde ve koyu renk kıllarda başarı elde etmek mümkündü.
Ama bugün çok esmer kişilerde bile lazer tedavisi ile sonuç almak mümkün. Hiçbir zaman sıfır noktasına getirilemese de bu kılları çok çok azaltmak ve çok geç çıkmasını sağlamak artık mümkün. Hiçbir zaman tek seansta mucize beklememek gerekir. Ortalama olarak bir kıllanma tedavisi de 4-6 seans lazer tedavisi gerektirir.
-Hastanın sizinle işi 4-5 seansta bitiyor demek ki. Hormon tedavisi ne kadar sürüyor?
Hormon tedavisi bazen ömür boyu sürebilir. Vücudumuzun tümü; elimizin ayası ve ayak tabanımız hariç, ayva tüyü kıllarla kaplıdır. Her hormonal uyarı da onları kıla çevirebilme kabiliyetine sahiptir. Hormonlara yönelik bir tedavi uygulamadan epilasyonla bu kılları yok ederseniz oradaki kılların yerine bir başka bölgede kıllanma sorunu yaşarsınız. Hormonları etkin bir şekilde tedavi etmezsek ya da tedaviyi yarıda bırakırsak, kaçılınmaz olarak yeniden kıllanma sorunu yaşarız.
-Sivilce ve şişmanlık arasında nasıl bir bağ var?
Sivilce daha geçici bir dönemin hastalığıdır ve 9 yaştan 40 yaşa kadar hayatın herhangi bir evresinde yoğun olarak görülebilir. Sivilce oluşumunda tek neden hormonlarımız değil. Cildin aşırı yağlı olması, genetik nedenler de sivilce oluşumunda çok etkili. Bazı mikroorganizmalar da, vücut bunlarla yeterince mücadele etmediği için bazı kişilerle daha kolay ürüyor.
Bazı kişilerin yağ bezlerinin ağızları daha kolay tıkanıyor, yağ dışarı çıkamıyor birikiyor ve komedon dediğimiz siyah noktalar oluşuyor. Bu siyah noktalar sivilcelerin ana kaynağıdır. Sivilceler bu siyah noktalardan gelişirler. Ciltte önce yağ birikir ve siyah nokta oluşur. Aynı yerde birtakım mikroorganizmalar da üreyince iltihaplı sivilceler meydana gelir.
Eskiden besinlerin sivilce ile ilgisi olmadığı düşünülüyordu. Ama artık kan şekerini çok hızlı yükselten glisemik indeksi yüksek besinlerin sivilceleri artırdığı kanıtlandı. Kişilere, sivilce oluşumunu önlemek için glisemik indeksi yüksek gıdaları çok tüketmemelerini öneriyoruz.
Kadınlarda kilo aldıkça erkeklik hormonu yağ dokusunda birikiyor ve buna bağlı olarak kıllanma ve sivilceler artıyor. Tam tersine kilo verdikçe, yağ dokusunda biriken hormonlardan kurtuldukça sivilce ve kıllanma da azalıyor.
-Saç dökülmesi nasıl tedavi edilir?
Saç dökülmesi şikayeti ile gelen kişide, muayeneden sonra tiroid fonksiyon testleri ve kan sayımı yapılır. Vücutta çinko, demir, B 12 ve folik asit seviyesine bakılır. Gerek görülürse adet dönemlerinde başka bazı hormon tetkikleri yapılır ve bütün bunların ışığında hasta bir daha değerlendirilir. Saç dökülmesinin nedeni saptandıktan sonra da buna yönelik bir hormon tedavisine başlanır. Tedavi ile birlikte dökülme kısa sürede durur.
Her bir saç teli ayrı bir damardan beslenir
-Kullandığımız şampuan ve kozmetiklerle dökülmeyi durdurmak mümkün değil mi?
İnsanlar ne yazık ki bazı şampuanlardan mucizevi bir etki bekliyorlar ama bu beklenti gerçekçi değil. Saç dökülmesinin o kadar çok nedeni var ki, o nedeni bulup ortaya çıkarmadan, bu nedene yönelik etkin bir tedavi görmeden herhangi bir şampuanla dökülmeyi durdurmak neredeyse imkansızdır. Çünkü her saç kökünün kendine ait bir damarı vardır ve oradan beslenir. O yüzden sizin dışarıdan uyguladığınız seylerin çok azı oraya etki eder. Tıbbi tedavide saç köklerine ulaşabilmek için ilaçlar ağız yoluyla ve deri altına ince iğnelerle enjekte edilir.