Hastalıkta, sağlıkta...
-Kronik hastalığı olan kişiler akupunktur tedavisi sırasında da ilaçlarına da devam ediyorlar mı?
Tabii ki. Akupunktura başvuran hiçbir hastanın ilacı kesilmez.
Ancak zaman içinde yavaş yavaş elde edilen iyileşmeye göre, ilaç dozu yeniden düzenlenebilir. Bizler asla batı tıbbına karşı değiliz. Ben bir tıp doktoruyum ve 28 yıl boyunca batı tıbbının gerektirdiği şekilde hasta tedavi ettim. Bugün akupunktur için gelen bütün hastalarımdan tanı için istediğim tetkikler de hep batı tıbbının uyguladığı tetkiklerdir.
Örneğin MR'ı çekilmeyen hastaya bel veya boyun fıtığı için akupunktur tedavisi yapılmaması gerekir. Boyun tomogragisi olmadan migren tedavisine başlanmamalıdır. Teşhisi batı tıbbına göre koyduktan sonra akupunkturu da bir tedavi yöntemi olarak sunuyorum. Akupunkturla teşhise de karşıyım.
-Akupunkturla teşhis derken, karşı olduğunuz tam olarak nedir?
Yani nabıza bakarak, dile bakarak, kulakta dedektör gezdirerek hastalık tanısı koymak son derece yanlış, ilkel ve subjektiftir. 2002 yılında Ankara'da Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde açılan kurstan sonra profesyonel olarak akupunktura başlayan 25 hekimden biriyim. Bu kursu benimle birlikte bitiren diğer 24 arkadaşım gibi nosyonumuz; batı tıbbına göre teşhis koyduktan sonra akupunkturu bir tedavi yöntemi olarak sunmaktır.
-Bel fıtığı akupunkturla nasıl tedavi edilir?
Önce hastanın MR sonuçları değerlendirilir. Tedavide akupunktur noktalarına lazer de uygulanacağı için bu önemli. MR sonucuna göre hangi bölgede fıtık varsa, tespit edilen bölgeye lazer uygulaması yapılır. Uzak bölgelere de iğne takılır. Diğer hastalıklarda olduğu gibi ortalama 12-20 seansta tedavi tamamlanır. Ancak kronikleşmiş hastalarda tedavi şansı azalıyor. Diğer hastalıklarda olduğu gibi bel fıtığında da ne yazık ki hastaların çoğu akupunktura son çare olarak başvuruyor. Bu da tedaviyi zorlaştırıyor ve süresini uzatıyor.
-Kısırlık tedavisi akupunkturla nasıl yapılıyor?
Kısırlık tedavisinde 30 seans gerekebiliyor. Uygulama diğer tedavilerde olduğu gibi yine haftada 2 veya 3 kez yapılır. Bu süreç içinde çiftlere cinsel birleşme ile ilgili bazı önerilerimiz oluyor. Bunları yerine getirmelerini istiyoruz. Kısırlığın akupunktur ile tedavisi konusunda Avrupa'da yapılmış çalışmalar var ve akupunktur tamamlayıcı bir yöntem olarak infertilite kliniklerinde uygulanıyor ama bunlar bizde çok yaygın değil.
-Ruhsal hastalıkların tedavisinde akupunkturun yeri nedir?
Depresyon, panik atak ve huzursuzluk gibi şikayetlerde çok iyi sonuçlar alıyoruz. Hasta bize ilaç kullanmadan geldiyse sadece akupunkturla tedavi ediyoruz. İlaç kullanan hastalarımız da zaman içinde ilaçlarını azaltarak kesiyor. Ama şizofreni, paranoid kişilik bozukluğu gibi psikozları akupunkturla tedavi edemiyoruz.
-Akupunktur tedavisi, antidepresanların yerini tutuyor mu?
Antidepresanlar serotonin hormonunu artırarak etki gösterir. Akupunktur tedavisinde belli noktaları uyararak serotonini artırabiliyoruz. Dolayısıyla ilaca gerek kalmıyor. Bu hastalıklarda da 12-20 seanslık tedavi yeterli oluyor ve "Sıkıntınız olursa yeniden gelin" diyoruz.
-Şişmanlık tedavisinde akupunkturun yeri nedir?
Akupunkturun şişmanlık tedavisindeki etkiler şunlar:
* Aşırı iştahı dört haftalık bir periyod içinde büyük ölçüde ortadan kaldırır. Böylece kişi hem psikolojik hem de fiziksel açıdan tok hissettiği için fazla yemek yeme gereği duymaz.
* Beslenme alışkanlığının değişmesi ile ortaya çıkabilecek sinirlilik,
uykusuzluk, ağızda tat bozukluğu, midede kazınma, kabızlık, şeker düşmesine bağlı halsizlik gibi olumsuz durumları önler.
* Akupunktur bir denge tedavisi olduğu için metabolizmanızın yeni kilonuza adapte olmasına yardımcı olur. Böylece verdiğiniz kiloları geri alma olasılığınız ortadan kaldırır.
* Akupunkturun tek başına bir zayıflatma etkisi vardır.
Bütün bu nedenlerden dolayı akupunktur, şişmanlık tedavilerinde başarıyı artıran bir yöntem olarak tüm dünyada kullanılıyor.
-Şişmanlık tedavisinde akupunktur uygulamasının yanı sıra diyet öneriyor musunuz?
Otuz ayrı ülkede yapılan 20 yıllık bir araştırmada, diyet yaparak zayıflayanların yarısından fazlasının yeniden kilo aldıkları görülmüş.
Bu nedenle artık dünyada şişmanlık tedavisinde benimsenen ve tavsiye edilen yöntem sağlıklı beslenme kurallarının uygulanmasıdır.
Ben tedavilerimde hastalarıma sağlıklı beslenmeyi anlatıyorum ve hastam nerelerde hata yapıyorsa bunları değiştiriyor. Vücuttaki yağ kitlesine bakıp, kişinin olabileceği en düşük kilo ile en yüksek kiloyu tespit ediyoruz ve bu iki değer arasında kişi seçimini kendisi yapıyor. Kişi hedef kiloya gelene kadar haftalık seanslarla kulak akupunkturu uyguluyoruz. Bu arada sağlıklı beslenmenin yanı sıra egzersiz de öneriyoruz.
İKİ YIL KORUMA
Benim önerdiğim egzersiz programının iki ana kuralı var: kalp atım hızı dakikada 150'yi geçmesin, günlük harcanan enerji miktarı 200 kaloriyi geçmesin. Bu da günde 35-45 dakika arasında tempolu yürüyüş yaparak sağlanabilir. Çok yoğun tempoda spor yaparak zayıflamak da sakıncalı. Vücudumuzda hücre seviyesinde serbest radikaller var. Bu maddeler bizi yaşlandıran maddeler ve çok yoğun tempoda spor yapıldığında sebest radikallerin arttığı gözlenmiş. Dolayısıyla sporu bilinçsiz yaparsak bir taraftan da yaşlanmayı hızlandırabiliriz.
Bu nedenle sporu sağlıklı yaşamın gerekleri içinde abartmadan yapmak yeterli. Tedavi bittikten sonra iki yıl koruma tedavisi başlar.
Koruma tedavisi ile ilk 6 ay boyunca ayda bir, ikinci altı ayda iki ayda bir, son yıl üç ayda bir kontrol görüşmeleri yapılır. Bu kontrollerin herhangi birinde kilo artarsa nedenini araştırılır ve tekrar bu kiloyu verdirilir. Kişi iki yıl sonunda ideal kilosunu korumuşsa, bilimsel araştırmalar göre o kiloda kalma şansı da yüzde 85'in üzerinde oluyor.
-"Akupunkturla verilen kilolar geri alınır" şeklinde bir inanış var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu aslında doğru. Çünkü ne yazık ki bu hastalarda akupunktur yanlış uygulanıyor. Hastaya sağlıklı beslenme kuralları öğretilip benimsemesi sağlanmadığı için, fazlasıyla sıkı ve sağlıksız diyetler verildiği için kilo verse bile program biter bitmez eski beslenme alışkınlıklarına dönüyor ve verdiği kiloları hızla geri alıyor. Temel prensip hastanın beslenme alışkanlığını değiştirmek olmadığı için su programlar sonuç vermiyor. Maalesef bu yapılan hatalar akupunktura mal ediliyor. Halbuki akupunkturda bir yanlışlık yok, yapılan tedavi yanlış.
BİTTİ
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.