Kilo sorunu dendiğinde aklımıza ilk gelen şişmanlık olsa da, zayıflar da en az şişmanlar kadar dertli. Uzmanlara göre sorun ya genetik ya psikolojik. Çocukluğundan beri zayıf olanlarda genetik nedenler öne çıkarken. ani iştah kesilmelerinin altında psikolojik nedenler aranıyor
Kilo sorunu dendiğinde aklımıza genellikle "fazla kilolar" geliyor. Zayıflığın da bir problem olabileceğini düşünemiyoruz nedense. Obeziteden yana dertli olanların sayıca fazla olması, zayıfları görünmez, yaşadıklarını anlaşılmaz kılıyor belki de. Ama inanın onlar da en az şişmanlar kadar dertli. Hatta daha bile fazla! Bir arkadaşımın haklı isyanına şahit oldum birkaç gün önce. İncecik, çok zarif bir kadınken, annesinin rahatsızlığı döneminde istemeden verdiği birkaç kilo tüm keyfini kaçırmıştı. İncelen kolları ve bacakları, çukura kaçan midesi yüzünden giydiklerini kendine yakıştıramıyor, alışverişe çıktığında üzerine olmayan her kıyafetle birlikte keyfi iyice kaçıyordu.
Yaşadıklarının bu yönü, şişmanlara hiç de yabancı değil. Onlar da mide, basen gibi vücutlarının yağlanan kısımları yüzünden aynı derdi yaşıyor.
Arkadaşımın isyanı da buna değildi zaten. Çevreden duyduğu "Zargana gibi oldun", "Bacakların çöp gibi kaldı" şeklinde uzayıp giden "iyi niyetli!" acımasız eleştirilerden usanmıştı ve haklı olarak isyan ediyor, "Ben bu acımasızlıkta sözlerin hiçbir şişmanın yüzüne, eğer amaç hakaret etmek, üzmek değilse, söylendiğine şahit olmadım. İnsanlar neden aynı duyarlılığı zayıflık konusunda göstermiyor?" diyordu.
Zayıfların bu durumunun en önemli sebebi toplumun geneline bakıldığında azınlıkta kalmaları olsa gerek. Diyetisyen Ebru Piroğlu da zayıflık şikayeti ile başvuranların sayıca çok az olduğunu doğruluyor. Bu kişilerin çoğunlukla olması gerekenden bir beden küçük giydiğini ve 6-7 kilo eksiği olduğunu dile getiren Piroğlu, "Zayıf kişilerin kilo takibi de tıpkı şişmanlıkta olduğu gibi yapılır. Gereken tahliller yaptırılır, zayıflığın nedeni bulunmaya çalışılır ve kişiye özel bir program uygulanır" diyor.
ACELE ETMEYİN
Zayıflığın büyük ölçüde iki temel nedenden kaynaklandığına işaret eden Piroğlu, "Sorun ya genetiktir ya da psikolojiktir. Kişi çocukluğundan beri zayıfsa genetik nedenler ağır basar. Ani bir iştah kesilmesinin altında ise depresyon gibi psikolojik nedenler aranmalıdır" diyor.
Zayıflığın tedavisinde de, tıpkı şişmanlıkta olduğu gibi çözüm zamana yayılıyor ve asla acele edilmiyor. Örneğin yapılan hesaplamalara göre kişinin bir gün içinde alması gereken kalori miktarı 1400 ise ve kişi 1100 kalori alıyorsa bu rakam 1400'e yavaş yavaş yakınlaştırılıyor.
YATMADAN ÖNCE TATLI!
Beslenme önerileri ise şişmanlıktakinin tam tersi: Şişmanlara gündüz azar azar ve sık sık yemek yemelerini, akşamları dikkat etmelerini öneren uzmanlar, zayıflara "Gündüz az yiyin. Öğün aralarınız uzun ve acıktırıcı olsun. Akşam daha çok yemeye çalışın" diyorlar. Hatta yatmadan önce sütlü tatlı veya meyve öneriyorlar.
Zayıf kişilere kilo alma programlarının yanı sıra doktorları tarafından yapılan tahlillerin sonuçlarına göre bazı besin tekviyeleri de önerilebiliyor. Örneğin iştah açsın diye hastalarına arı sütü öneren uzmanlar var.
AYDA İKİ KİLO
Egzersiz, kilo alma programlarının da bir parçası. Ama zayıflığın tedavisinde amaç, zayıf olan kasları güçlendirmek olduğu için daha çok pilates gibi kasları güçlendiren egzersizler öneriliyor.
Kilo alma programı boyunca ve sonraki günlerde şişmanlara yasak olan her yiyecek zayıflara serbest. Ama bu serbestlik kontrollü olmak zorunda. Yoksa kişinin "kilo alacağım" diye kolesterolünü yükseltmesi kaçınılmaz olabiliyor. Peki hedef ne olmalı? Diyetisyen Ebru Piroğlu, "Kişinin ayda iki kilo alması genellikle 'çok iyi' şeklinde değerlendirilir. Başlangıçta depolar boş olduğu için kişi ilk bir ay hiç kilo alamayabilir. Depolar dolduktan sonra kilo alışı ve yağlanma görülür. Ayda 2 kilo normaldir ve hatta bu sınır geçilmemelidir" diyor.
Damak zevkleri bile şişmanlardan farklı
Şişmanlara ara öğünlerde kana geç karışan, daha uzun sürede sindirilen, daha geç acıkmayı sağlayan glisemik indeksi düşük besinler önerilirken, zayıflardan kana çabuk karışsın, çabuk sindirilsin ve acıktırsın diye glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketmeleri isteniyor. Zayıfların ara öğünlerinde bu nedenle reçel, pekmez, çikolata, kuru kayısı, kuru incir, sütlü tatlı ve beyaz undan yapılmış yiyecekler yer alıyor. Kısaca şişmanlara yasak olan her şey zayıfların beslenme listesine ekleniyor.
Fazla kilolarıyla boğuşan herhangi biri bu yiyeceklerin serbest olduğu bir beslenme modeline hayranlıkla bakabilir ama inanın zayıfların birçoğu çikolata, cips, mayonez, tatlı ve hamur işine pek çoğumuzun marul, salatalık, maydonoz, elma ağırlıklı listelere verdiğimiz tepkinin aynısını veriyor. Sağlıklı besinler şişmanlar için ne kadar iticiyse, yağlı, soslu, tatlı yiyecekler de zayıfların gözünde aynı değere sahip. Nadiren görülen başka nedenlerin dışında yerleşik damak tadı ve beslenme alışkanlıkları yüzünden birileri şişmanlıktan, birileri de zayıflıktan yana dertli.