'Kesip' atamayacağımıza göre kollarımızı toparlama zamanı
Kol sarkmalarının, her yaşta giderilebileceğini belirten Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın, "Her kadın saçına, kıyafetine gösterdiği özeni kollarına da göstermelidir. Çok pahalı bir kıyafet giyseniz bile kollarınızdaki gevşemeler göz önünde olduğu sürece, şıklığınız gölgelenecektir" diyor. Gülşen Altın, kişinin durumuna ve yaşına göre, bazen diyet, bazen egzersiz ve exilis uygulamalarıyla kol sarkmalarının düzeltildiğini söylüyor. Bazı durumlarda, exilisin tek başına yeterli olduğuna dikkat çeken Altın, söz konusu uygulamayla, vücutta uyuyan dokunun uyandırılıp, harekete geçirildiğini, böylelikle de sarkmaların önlendiğini ifade ediyor. 25-30'lu yaşlarda 6 seans yeterli olurken, 45-50 yaş aralığında ise 8-10 seans gerekebiliyor.
-Sarkık kollar, özellikle yaza girerken gözümüze çarpmaya başlıyor. Neden?
Aslında, her zaman gözümüze çarpması lazım. Yine de böyle bir durum var tabii ki. Yaza girince, daha açık kıyafetler giyildiği için, kol sarkmaları da daha çok dikkat çekiyor.
-Kol sarkması en çok kimlerde görülüyor?
Kol sarkması;
* Özellikle 35 yaş sonrasında
* Fazla kilo vermiş genç kişilerde sık rastlanan bir problem.
-Kol sarkması, yapılan uygulamalara nasıl cevap veriyor?
Kolun toparlanması, başka bölgelere göre zordur ve uzun zaman alır. Kol bölgesinde cerrahi çözümler de sınırlı. Örneğin karın bölgesi sarkmalarında, karından fazlalık doku çıkarılıp izi kamufle edilebilirken, kolun iç kısmında büyük bir iz kalıyor. Dolayısıyla kilo verirken mutlaka spor yapılması ve radyofrekans cihazlarından yararlanılmalıdır.
-Sadece sporla, kolda toparlanma mümkün mü?
Sporu mutlaka öneriyoruz. Burada sadece kol kaslarının çalıştırılması yeterli değil. Çünkü burada kas değil, kollajen dokusu problem yaratıyor. Kişi zayıflarken, çok az miktarda kas kaybediyor ama çok ciddi bir yağ dokusu kaybı da söz konusu. Bu yağ dokusu kaybı ile birlikte, kollojen dokusu da bozulmaya uğruyor. Dolayısıyla asıl sorun kollojen dokusunda meydana geliyor. Kişinin sadece spor ve diyet yapması, sorunu çözmüyor. Mutlaka kollajen dokunun desteklenmesi lazım.
-Kollojen doku, nasıl desteklenebilir?
Kollajenin çökmesi, dokunun aşağıya doğru sarkması demek. Bu sarkmayı, sporla yok etme şansımız yok. Sporla, ancak kasları diri tutabiliriz. Burada yapılacak olan; uyumuş, tembelleşmiş kollajen dokusunu, parçalayıp yeniden sağlıklı kollajen dokusu oluşturmak için hareketlendirmek.
Radyofrekans ve ultrason teknolojisinin birlikte kullanıldığı exilis uygulamalarında, ısı etkisi ile eski doku parçalanıyor ve yeniden oluşması sağlanıyor. Çünkü dokunun, kendisini tamir etme özelliği var. Travma yarattığınız zaman o bölgeyi tekrar yeniden yapılandırır. Dolayısıyla, orada bir ısı darbesi, bir yanma gerçekleştirdiğimiz zaman, tembelleşip uykuya dalmış hücreler, 'Burada travma var, yeniden yapılandırmam gerekiyor' diyerek harekete geçiyor.
-Uygulama sırasında, kişi ne hissediyor?
Sıcak taş masajı gibi düşünülebilir. Kişi hafif bir yanma hissi duyar ama hiçbir şekilde uygulama yapılan bölgede kabuklanma, morarma, kızarma, yanma olmaz. 45 derece sıcaklıkta, aynı bölgede minimum 5 dakika çalışılması gerekiyor. O ısı, mevcut eski kollajen dokusunu parçalayıp, orada travma yaratıp yeniden oluşmasını sağlıyor.
Şöyle düşünün: Elinize kaynar su döküldüğünde ne oluyor? Su topluyor. Sonra kabuk bağlıyor. Altta yeniden doku oluşuyor. Exilis uygulamalarında dış deride kabuk vesaire olmuyor. Yani alttaki yanma etkisi, yüzeye yansımıyor. İçerde, epidermis tabakasında bir travma yaratılıyor. Sonrasında ise yenilenme süreci başlıyor.
-Diyelim, kollarda hem sarkma, hem de kalınlık var. Nereden başlanacak?
Çalışma esnasında, bu yağ dokusuna da ihtiyaç var. Cihaz uygulamalarında, doğru zamanlama çok önemli. Ne çok erken, ne de çok geç başlanmamalı. Tedavi protokolünün, çok iyi yapılması lazım. Ve uygulamayı yapacak, uzmanın önemini ise hiç tartışmıyorum.
Ama diyelim kişinin fazla kilosu yok; 45 yaşında ve menopoza girmiş bir kadın. Östrojen azaldığı zaman da kollajen dokusu çöker. Bu durumda hemen cihaz çalışmasına başlanır.
On seansta, kol bölgesinde yüzde 80 düzelme sağlanır. Sonrasında da altı ayda bir koruma seansı uygulanır. Bu arada da vücuda, östrojen desteği verecek besinler veya besin takviyesi önerilir.
-45 yaş grubu hanımlara, kollajen dokusunu desteklemek ve daha diri bir cilt için hangi besin grupları önerilebilir?
Soya fasulyesi, soya sütü, tofu gibi soya grupları, yüksek östrojen içerir. Nohut, bildiğimizin ötesinde çok yüksek östrojen yüklüdür. Maalesef, birçok hanım bu grup gıdaları tüketmiyor. Örneğin, kahveyi bir bardak soya sütüyle içebilirler. Soya sütü aynı zamanda iyi bir şeker dengeleyicidir. Yeşil mercimeği de çok sık kullanmalıyız. Tabii ki protein ağırlıklı mönülerimiz olmalı. Hanımlar yaşlandıkça, sadece sebze yemenin daha doğru olacağını düşünüyorlar. Bu sefer ne oluyor? Kas kayıpları oluşuyor. 45 yaşından sonra sağlıklı bir kadın, günde 100-120 gram kaliteli protein kaynaklarından tüketmeli. Örneğin, kırmızı et. Haftada üç kez tüketilebilir. Protein, aynı zamanda kollajen dokusu için de yapı taşı. Protein almadığınızda, deri sarkmaları hızlanıyor.
-Cihaz uygulamalarından bir süre sonra kollar daha kötü görünebilir mi?
Bu çok sorulan bir soru. Asla böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü, bu uygulamalarla kollajen yapısı düzeltiliyor. Asla daha kötü hale gelmez. Tembelleşmiş, uyuyan bir doku uyandırılıp yeniden aktif hale getiriliyor.
-Hiçbir şey yapılamaz, dediğiniz kollar var mı?
Var. Örneğin kişi 50 kiloyu çok hızlı vermiştir. Çok sarkma olmuştur. Bu kişilere, ancak estetik ameliyat önerilebilir.
-Olumlu sonuçları görmek için seansların bitmesini beklemek gerekiyor
İlk üç seansta, sonuç görünmez. Dördüncü seanstan sonra neticeler görülmeye başlanır. Kollajen dokusunun tam olarak toparlanması ise 3-6 ay içinde gerçekleşir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.