Ticaretle uğraşan Celaleddin Ulaşan, tartıda 10 fark yaratan sağlıklı beslenme programı ile yaşında da 10 yıl geriye doğru bir sıçrama yaşamış. Başarmanın verdiği özgüven ve pozitif enerji ile öyküsünü anlatırken, yanımızda başarısında büyük emekleri geçen Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın ve diyetisyeni Esra Aran da vardı.
"YAŞAM KALİTEM ARTTI"
-Kilo verdikten sonra hayatınızda neler değişti?
Atmayı düşündüğüm ama kıyamadığım, bende çok özel yeri olan kıyafetlerimi giymeye başladım. Kendimi çok iyi hissediyorum. Haftada en az 4 gün, bir saate yakın yürüyorum. Geceleri horlamam vardı, tamamen kesildi diyebilirim. Merdiven inip çıkarken dizlerimde ağrı olurdu. Bu ağrılar yok oldu. Yaşam kalitem arttı.
UZMANA DANIŞILMALI
-"Ben yaptım, herkes yapabilir" diyor musunuz?
Fazla kilosu olan herkese mesajım şu: Kendi imkanlarınızla zayıflamayı denemeyin. Ben bu şekilde kilo veremedim. Her şeyin bir uzmanı olduğuna göre, beslenmeyi de uzmanından öğrenmek gerekiyor. Diyetisyenim ve Park Sima Genel Müdürü Gülşen Altın sayesinde nerede, ne zaman, ne miktarda ve nasıl yiyeceğimi öğrendim. Belki de o yüzden acıkmıyorum. En önemlisi de ara öğünü öğrendim.
-Ara öğünü atlamak niçin sakıncalı kilo verme programlarında?
Gülşen Altın: Reaktif hipoglisemi hastaları sürekli açtır. Bu kişilerde, ara öğün özellikle önemlidir. Normal sağlıklı insanlarda kilo verebilmek için ara öğün yine önemlidir ama reaktif hipoglisemi hastalarında ara öğünlerin hayati önemi vardır. Buna kesinlikle dikkat edilmelidir.
Özellikle de akşamüzeri ara öğün atlanırsa, kişinin akşam öğününde fazla yeme olasılığı çok yüksek olur. Bundan dolayı blokaj yapıp o arayı doldurmak gerekiyor. Vücuda "gıdanın arkası geliyor" mesajı vermek gerekiyor...
Esra Aran: Celaleddin beyin reaktif hipoglisemisi var. Programa başlamadan önce sürekli bir açlık hissi ile yaşadığını söylüyordu. Ancak yanlış besin tercihleri yaptığı için de doygunluk hissine ulaşamıyordu. Düzenli beslenmeye geçmemizle birlikte sürekli açlık hissi ortadan kayboldu. Ancak bunu düzenli ara ve ana öğünlere borçlu olduğunu unutmaması gerekiyor. Bu kilo vermek isteyen herkes için geçerli. Ara öğün almadığınızda o an kendinizi tok hissediyorsunuz ama metabolizmanız hiç çalışmıyor. Kişiler bunu iyi bir şeymiş gibi algılıyor. "Açlık hissetmiyorum, tokum" diyor. Bu hatalı bir düşünce. Tek bir ara öğünü atlamanız, sizin bir haftada vermeniz gereken kilo miktarını düşürebilir. Normalde haftada bir-bir buçuk kilo verebilecekken, bu rakam yarım kiloya kadar düşebilir ara öğün atladığınız için. Beslenme programını günlük değil, haftalık düşünmeniz lazım. Haftalık olarak da almanız gereken kaloriyi tam olarak tüketmeniz gerekiyor.
Bizim 48 saat kuralımız da mevcut. Gün içerisinde eksik kalan besinleri bu 48 saat içinde tamamlamanız gerekiyor. Ara öğün almayarak metabolizmayı öldürüyorsunuz. Biz kilo verebilmek için metabolizmanın en üst seviyede çalışmasını isteriz. O yüzden ara öğün destekleri büyük önem kazanıyor.
ALIŞKANLIKLAR BİTTİ
-Bu üç ay içinde hep aynı hızla mı kilo verdiniz?
Hayır. Bir yerde kilo vermem yavaşladı. Bir direnç oluştu. Esra hanım sebzeli protein diyeti ve protein diyeti verdi. O hafta bir kilo daha verdim. Burada şunu anladım: Ben asla böyle bir şey yapmazdım. O noktada tıkanırdım, moralim bozulurdu ve kaseti başa sarardım.
-Eski beslenme alışkanlıklarınız nasıldı?
Programa başlamadan önce de kola, gazoz içmiyordum. Genelde ayran tercih ediyordum. Çayı şekersiz içiyordum. Bunların bana çok artısı oldu. Programa başlamadan önce kahvaltıda 3-4 dilim beyaz ekmek peynir, zeytin, bal yerdim. Kahvaltıdan sonra 11.00 gibi kek-bisküvi yerdim. Saat 13.30 gibi yemek yiyordum. Genelde etli yemekler yerdim. İkindi saati tost, midye dolma, kokoreç gibi şeyler yerdim. Akşamları da çorba ve ana yemekten sonra muhakkak tatlı, peşinden meyve...
"BAŞLANGIÇTA ZORLANDIM"
Başlangıçta zorlandım tabii ki. Ama "başarı" kelimesini ikiye ayırın: "baş" ve "arı", yani arı gibi çalışmak lazım. Babaannem "Bu ağız neler yemiş, neler içmiş, ne altın olmuş ne gümüş" derdi. Neler yiyoruz ama hiçbir şey olmuyor. Bir şeylerden fedakarlık yapmak lazım. Ben "fedakar" kelimesindeki "feda"yı ve "kar"ı ayırdım. Dedim ki kendime, "Bu kilodan kurtulmak istiyorsan, kar etmek için feda edeceksin..." Şimdi çok iyi gidiyor, peşinden bir 10 kilo daha vereceğiz.
-Celaleddin bey neleri değiştirdi beslenme alışkanlıklarında?
Esra Aran: Sabah kahvaltısından balı çıkardık. Tercih ederse meyve yiyebileceğini söyledim ama istemedi. Standart; 2-3 dilim ekmek, yanında peyniri yumurtası olan, yeşilliklerden zengin bir kahvaltı mönüsü vardı. Yeşilliklerde yağ tercih etmedik. Ara öğünlerde bazen meyve-süt veya meyve-yoğurt, bazen diyet bisküvi ve peynir ya da sadece süt tercihlerinde bulunduk.
ACIKINCA SALATA
Öğle yemeklerinde ızgara et, tavuk ızgara veya bazı durumlarda kuru bakliyat ve yanında yağsız salata tercih ettik. Sulu yemeklere ekmek banmadık. Öğle yemeğinden sonra iki ara öğün yaptık. Çoğu zaman probiyotik meyveli yoğurtları tercih ettik. Ya da bisküvi yedi. Karnı çok acıktığında salata yedi. Salata, üzerine peynir ilavesi ve yanına bir dilim ekmekle Celaleddin bey için güzel bir ağa öğün seçeneği oldu.
YAĞ KAYBI ÇOK ÖNEMLİ
Akşam yemeklerinde eşi daha çok sulu yemek yaptığı için bunları tercih ettik. Haftada bir veya iki kez mutlaka balık, iki kez de kırmızı et yedi. Bu şekilde ilerledik. Yolun yarısındayız. Verdiğimiz 10 kilonun 9'u yağdan gitti. Bu çok önemli bir ayrıntı. Yağdan verdiğiniz sürece, sonradan kilo alma ihtimaliniz çok düşük. Yağ yerine kas kaybı olsaydı, Celaleddin beyin görüntüsü çok farklı olacaktı.
