• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
BİR KADIN... BİR ERKEK FİLİZ ÖZKOL

BİR KADIN... BİR ERKEK

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Ocak 2020, 19:52

Herhangi bir günde veya bir zamanda, bir kadın bir erkek karşılaşır..
Erkek kadının gözlerine bakar...
Kadın gülümser gözlerini kaçırır. Belki de utanır. Masumca başlayan hikayelerin ilk sahneleridir bunlar. Benim de çok sevdiğim bir Fransız filmiydi.
Simon&Garfunkel'in muhteşem şarkıları ile eşlik ettikleri film; kadın erkek ilişkilerini çok güzel bir anlatım şekliyle bizim gençliğimize damga vurmuştu. İki cinsin arasında yüzyıllardır bitmeyen savaşların ne kadarına gerçek aşk ve sevgi diyebiliriz ki.
2003 yılında kıskanılacak kadar çok ödüle sahip olan Karşı Pencere filmiyle Ferzan Özpetek sessiz sedasız hayatımıza girmiş ve yoğun ilgiden sonra sinema araştırmacılarının vazgeçilmez inceleme konularından birisi olmuştu. Filmin konusu karşılıklı pencere bakışmalarının altındaki sessiz mesajlardı..

YA SENİNLE YA SENSİZ
Kadın erkek ilişkilerinin sonu gelmez yorumlarının ne başı, ne de sonu gelecek. Havva'nın Adem Baba'ya elmayı yedirdiğinden bu yana başımıza açtığı sorunlarıyla hala uğraşıyoruz.
Bir türlü paylaşamadığımız, adım adım günümüze gelmesine kadar asla yadsıyamacağımız hikayelerin zincirinde hepimizin bir rolü var. Hangimizin kendi yaşamımızda karşı cinsle çarpışmalarımız yok ki. Hepimizin kulağına aşina gelen bir IŞIL YÜCESOY şarkısı geldi aklıma.
'Ya seninle ya sensiz'..
Ölümüne sevdaları başlatan, bir o kadar nefretleri yaşayan, yaşatan yine biz. Amerikan İç Savaşı, savaş tarihinin en önemli alanlarından biridir. Kuzeyliler ve güneyliler arasında geçen, dört yıl süren bu savaşlarda bile zıt kutuplaşmanın sonu gelmişti.
Kadın erkek çekişmesi asla bitmeyecek.
Evrenin bize oynadığı bir illüzyon, ilişkilerde kim haklı diye asla düşünmeyelim.
Adam kadına aşık. Deliler gibi seviyor. Ona kıyamıyor ve adeta kul köle. Peki, nereye kadar?
Kadın bir gün adamdan vazgeçiyor.
Herkesin vazgeçme hakkı var. Başlangıçlar ve bitişler aynı olmuyor. 'YA BENİMSİN YA TOPRAĞIN' durumları başlıyor.
Sizce geçek sevgi böyle mi olmalı?
Medyada aşklar savaş gibi.
Yüzüne kezzap atılan, üzerine benzin dökülen, sigara söndürülen, çocuğunun önünde eşini bıçaklayan erkeklerden, nedir bu kadınların çektikleri.

KAVGA SERTLEŞTİ
Acaba kadınlar ne kadar masum. Geçen gün; Atv'de Esra Erol'u izliyorum. Kadın kocasının dışında farklı bir erkekten hamile kalıyor ve 'ben bir şey yapmadım ki' diyecek kadar yüzsüzleşebiliyor..
Kim; kime ne kadar fark atıyor diye yüzdeye bölsek yine bir kavga kıyamet kopacaktır.
Birkaç nesil öncesi daha mı terbiyeliydik. Şarkılardan fal tuttuğumuz, sevdiği kadının penceresinin altında sabaha kadar nöbet tutan sevgilileri, okul yolu aşklarını, pencere bakışmalarını özledik. O sevgi dolu, aşık olduğu adama bağlı ve sonsuz güven dolu kadınların yerini kuşkucu kadınlar aldı. Kuşkudan doğan kavgalar oldu ve erkekler bu kavgalar sonucunda teknolojinin nimetlerinden yararlanarak başka kadınlarla olmayı denediler.
Kadınlar da onlara inat başka erkeklerle olmayı...
Bu savaş hiç bitmeyecek. Herkes geçmişini özleyecek. Sonraki neslin kurallarına kendilerini teslim edecekler. Ne söylesek boş. Dünya bir kadın ve bir erkeğin sorunları arasında evrimini tamamlamaya devam edecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.