• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İsmi ’A’ ile biten dergiler HAKAN URGANCI

İsmi 'A' ile biten dergiler

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Nisan 2012, 14:57
Evet, İzmir, tüm ülkeye örnek olmuş aydınlık bir ildir.
Evet, İzmir'de farklı kültürler barış ve anlayış içinde bir arada yaşayabilir.
Evet, İzmir'de yabancıya karşı, öteki'ne karşı her daim hoşgörü varolmuştur.
Ancaaak...
İzmirli yabancıya karşı hoşgörülü iken kendi gibi olana horgörülü olabilir. İzmirli sürekli kendi içinde bir rekabet halindedir. Dayanışma bulamazsın. Reklam mı yaptıracaksın, özel ders mi alacaksın, hizmet mi kiralayacaksın? Kendi içinden yetenek çıkmasına izin vermez. Gerekirse beş kat fazlasını öder, İstanbul'dan uzmanını (!) getirtir... Ha, kendi içinden birini kullanacaksa, onu da beleşe ister. 'Bizim Oğlan' muamelesi yapar. Her şeye para bulunur, sen isteyince 'Bütçemiz elvermiyor' olur. Reklamını halkla ilişkilerini de İstanbul'a yaptırır. Alem bize hasta, biz İstanbulluya!
Kemeraltı'ndan yetişmiş olanlar şöyle der: 'Düşmanım mı kim? Çeşidimi satan!'
İzmir'de hangi konuda birbirimizi çekebildik ki yayıncılık konusunda çekebilelim?
İzmir'de tek atadan doğup da Habil Kabil misali, biraz yetişince birbirinin en sıkı rakibi haline gelen magazin (Cemiyet hayatı) dergilerimiz var. Açıkçası ben hepsinin sahibini tanıyorum. Dolayısıyla hepsinin 'başarı öyküleri'ni biliyorum.
Açıkçası ben, İstanbul ayarında magazin dergiciliği yapan, baskı kaliteleri yine A plus dergilerle yarışan ve yerelden ulusal satışa geçmiş, ulusal reklam dolu bu dergilerimizle iftihar ediyorum. Hepsinin kendi çapında başarıları ve ilkleri var. Ayrıca tüm zorlu şartlara rağmen çoğalmaya, dergi içinden dergi doğurmaya çalışıyorlar. Hepsi kazansın! İzmir'imizin yetenekli çocuklarını metropole kaptırmaya artık dur diyelim. Bir sektör böyle doğar ve rekabet kaliteyi getirir. Sonunda kazanan tüketici olur. Hepsi de sağolsun, varolsun. Buradan da bize bir ders çıksın!
Artık 'uzayan kol bizden olsun' isteyelim.. ' Yükselen su bütün gemileri kaldırsın.' diyelim. Hani başbakan hep söylüyor ya.. 'Win-Win!' Ne demek bu? 'Kazan kazan!' Herkes kazanacak. Ama özellikle de 'bizden' olan.
Biz İzmirliler modadan, balığın iyisinden, memleket için hayırlı olanın ne olduğundan, kısaca her şeyden anlarız da bundan anlamayız. Dayanışmayı bilmeyiz. En iyi biz olalım, olamazsak bizden biri değil, öteki mahalleden biri olsun ister, bu yüzden arpa boyu yol alamayız. Sonra da kendi içinde tutarlı bir çizgide yürüyen, birbirini her fırsatta destekleyen bir iktidarın oy oranlarına şaşırıp kalırız...Artık şaşırmayalım, yolumuza bakalım.
İzmir'de rakibini örnek alanlar tüm sektörlerde takipçi konumuna geçecek, bir gün hem kendini hem de rakibini yok edecek. Kendi içinde dayanışarak İstanbul'u örnek alan, oraya kafa tutanları da bir gün İstanbul'da göreceğiz, kesin!

Doğuş saksıyı çalıştırmış

Survivor'dan elenen Doğuş, yaptığı açıklamada, daha önce Twitter'da yayınladığı ve çıplak bedeninin edep yerlerini elindeki saksıyla gizlediği fotoğrafı dolayısıyla yüce Türk milletinden özür dilemiş.
Hani argoda 'saksıyı çalıştırmak' diye bir deyim vardır ki kafayı kullanmayı ifade eder. Bu durumda da Doğuş'un 'saksıyı iyi çalıştırdığını' itiraf etmeliyim. O edepsiz (!) fotoğrafı tüm halkımız görmüşşş dee, o yüzden elenmişşş gibi bir ortam yaratmak zekice...Hani yani yoksa Doğuş bu yarışmada başarılı olamamışş, sevilmemişş gibi bir vaziyet zinhar yok, yani!
Doğuş beyin edep yerlerini örten o saksı inanın milletimizin umurunda bile olmaz! Bu millet kafasına Cumhuriyet tarihimiz boyu nice saksı yeyip de hesabını sormayacak kadar derviş gönüllü bir millettir, Doğuş'un saksısının mı hesabını soracak Allahaşkına?

Tunç Soyer'in hevesleri bir 'sefer'lik değil
TRT Belgesel Kanalı için hazırladığımız 'Haydi Meydana' isimli bu programla bu kez de Seferihisar'daydık. Tunç ve Neptün Soyer çifti, her zaman olduğu gibi harika evsahipleriydi. Tunç Soyer'in klasik zengin, güçlü ve ağa tavırlı belediye başkanlığından uzak tavrı, beni her defasında bir kez daha şaşırtmayı başarıyor. Kendisinden yaşça büyük tüm esnafa 'Ağabeyciğim' diye hitap eden Soyer'in bu nezaketle her istediğini yaptırabilmesi de ayrıca takdire şayan...
Bu gidişimde bir şey dikkatimi çekti. Tunç Soyer'in ses tonu zaten yakın arkadaşı (ve belki de huydaşı) olan Can Dündar'a çok benziyor. Hani ikisini bir odaya kapasanız ve diyaloglarını dinleseniz, adamın biri kendi kendine konuşuyor zannedebilirsiniz.
Seferihisar için hevesleri tek sefer'lik olmayan, dolayısıyla bir türlü bitmeyen Soyer çiftinin aklında bu kez de her Pazar düzenledikleri semt pazarını internette sanal alışverişe dönüştüren ' Seferi Pazar' ve ' Citta Slow Üniversitesi' gibi projeler var ki, yakında isimlerini daha da çok duyacağınızdan eminim.

Çağatay sergide

Spikerlik mesleğine birlikte başladığımız, TRT Türk Haber spikeri dostum Çağatay Gökmen, uzun süredir tonlamalarını sadece haberlerde değil, tuvalde renkleriyle de gösteriyor. Artık iyice belirginleşen tarzı ve yoğun fırça darbeleriyle insandan ziyade doğayı gerçeküstü renklerle anlatan 57 resmini sanatseverin beğenisine sunan Gökmen'in dördüncü kişisel sergisinin Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi'ndeki açılışı çok keyifli oldu.
24. Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Sn. Hilmi Özkök'ün de şereflendirdikleri serginin açılışını Konak Belediye Başkanı dostumuz Dr. Hakan Tartan gerçekleştirdi. Çağatay Gökmen'i 'Aynı dönemde görev yaptığımız meslekdaşım' diye tanıtan Tartan'ın gayrıresmi, son derece sıcak yaklaşımı salonda renkli anlar yarattı.
İzmir basınının kuvvetli bir destek verdiği sergiyi, davetlilerden soprano Renin Yükseler'in söylediği iki parça taçlandırdı.
İnsanın bir işe, bir performansa kendi işiymiş gibi bakabilmesi kolay değil. Bana bu gururu, bu duyguyu yaşatan yol arkadaşım Çağatay'a çok teşekkür ediyorum.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.