Her şey çok çabuk demode oluyor. Çağımızda kişisel gelişim eğitimleri, yerini spiritüel eğitimlere bırakmaya başladı. Beden dili, iletişim eğitimleri artık neredeyse ortaokul seviyesine indi. Kırkını aşmış, eli para görmüş, biraz hayat yorgunu kişiler, kendileri daha az çaba ama daha çok nakit harcayarak elde edebilecekleri manevi aydınlanmaların peşindeler... Dine yönelmeyen, klasik inanış şekillerini 'ooov, çok sert!' bulan kitlelerin imdadına bu tür inanış ve eğitimler yetişti. Bir dönem popüler olan NLP ve reiki gibi eğitimler out! Kuantum, Access, Melek koçluğu eğitimleri in! Hatta diyebilirim ki son derece popüler olan ve belki yaygın tarikatlardan fazla müridi olan kuantumcular bile demode olmanın eşiğindeler... Başını Beki İkala Erikli'nin çektiği 'Meleklerle yaşamak' ve Melek Koçluğu eğitimleri, bugünlerde en sık duyduğum yöneliş türü.
BİREYSEL VAKUMLAMA
Fazla empati kuran, manevi yönü bulunan ve hoşgörülü olmaya çalışan biri olarak yeni duyduğum şeylere tepki göstermemeye, önce anlamaya çalışıyorum. Bayan Erikli'nin kitabını da okuyorum.. İşe sabahları (bir koruma kalkanı oluşturmak amacıyla) kendinizi 'vakumlayarak' başlıyorsunuz. Sisteme göre birçok başmelek, insanın emrinde! Her şeyi meleklerden isteyebiliyorsunuz. Park yerini bile... Bu sistemi ısrarla savunan tanıdıklarım, 'Bak, inanmazsan meleklere iman konusu İslam'da da var' buyurarak beni iknaya çalışıyorlar. Tamam da kardeşim, bana örnek verdiğin islam inancıyla zaten senin pek başın hoş değilken bana orayı referans göstermek ayıp olmuyor mu? Ayrıca, İslam, meleklere imanı istiyor ama direkt olarak melekle muhatap olmak diye bir şey yok ki dinimizde... Melek dediğin yüce varlık, senin değil Allah'ın emrinde... Evet, senin için de çalışıyor ama yaratıcının izniyle. Kaldı ki, ruhban sınıfını da kaldıran İslama göre, Allah'tan hayırlı olan her şeyi isteyebilirsiniz. Hal böyleyken melekten yardım istemek ne oluyor? Düşünün ki bir yerin patronuna direkt ulaşma şansınız var, yardımcısını arar mısınız?
TEHLİKESİ VAR
Kaldı ki, işin şöyle de bir tehlikesi var; 'Allah'ım, meleklerim, yardım edin' diyen biri, her iki varlığı aynı seviyede ele almış olmuyor mu? Hiç Allah'ı zikretmeden melekten yardım isteyen biri ise en basitinden bir protokol hatasına düşmüyor mu? Beki hanımın verdiği yüzlerce örnek son derece ikna edici. Her ne kadar meleklerle görüşmek sadece peygamberlere has bir özellik olarak açıklansa da o, görüştüğünü, hatta eğitilebilirsek bizim de onlardan haber alabileceğimizi söylüyor. Umut fakirin ekmeği, insan darda kalınca her şeye inanası geliyor. Umarım Beki İkala Erikli, bu sorularımı yanıtlar ve bizi merakta bırakmaz. Açıkçası iyiden iyiye bir sektöre dönüşmeye başlayan melekler konusu beni biraz ürpertmeye başladı. Alsancak'ta sadece melek figürleri satarak geçimini sağlayabilen bir dükkan var, resmen... O bile başlı başına bir araştırma konusu. Şeytana bile pabucunu ters giydiren insanın meleği ticari bir metaya çevirebilmesi , melek kartlarıyla fal tutturması herhalde artık şaşırtıcı değildir.
