Hürol Dağdelen

Onlar, bu onurlu ülkenin geleceği

Her okula girişimde hissederim o kokuyu; silgi, kalem, tebeşir karışımıdır, size okulda olduğunuzu hissettirir. Havaya da bir saflık hakimdir; iftira bilmeyen, düşmanlığı tanımayan, kini, nefreti hissetmemiş, öğrenmeye aç, genç beyinlerden gelir o...
İnsanoğlunun en duru, en sevimli halidir.
Bu yüzden, her okul günü artık çok eskilerde kalmış bir anılar demetidir benim için...
İlk okulum, sınıfım, arkadaşlarım ve öğretmenim...
İlk harfi öğrenişim, ilk kırmızı kurdelayı takışım, ilk aşkım, ilk nöbet kolluğum, ilk tahtaya kalkıp o benzersiz heyecanı tadışım, ilk sınav tedirginliğini yaşamam art arda gelir...
Hayata tutunuşun ilk adımlarıdır onlar, bir ilkokul çocuğu için...
***
Bu yüzden, okulların açıldığı ilk gün, vaktim oldukça katılırım o öğrenciler arasına... 40 yıl öncesine giderim, yüreğim onlarla birlikte atar. Bu, duyduğum "yaşama sevincidir" belki de, kimbilir...
Öğrencilerin hiçbiri bilmez o duyguyu... Çünkü yaşamın insana yüklediği derin sorunlardan habersizlerdir henüz...
***
Dün, yine o alışkanlığımı yaşadım evden çıkar çıkmaz... Karşıyaka'da Evin Leblebicioğlu İlköğretim Okulu'na girdim sessizce...
Okul temiz ve bakımlı ancak yine de desteğe ihtiyacı var. Öğrenci velilerinin ilgisine öncelikle... Elbirliğiyle neler başarılır, ne engeller aşılır, bir bilseler...
Öğretmenler, çocukları güleryüzle karşılıyor; onlar da okula girer girmez doğru arkadaşlarının arasına...
3.5 aylık tatil boyunca neler yapıldığı anlatılır; o ne heyecandır yarabbim... Hayatın hiçbir anında yoktur o an... Sadece çocuklara özgüdür.
Bir bilseler onun değerini...
***
Her okulda tören, eni konu aynı saatlerde başlar. Önce Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları anısına saygı duruşu, sonra İstiklal Marşı...
Çık çıkmadı o an... Öğrencisi, öğretmeni Ata'sının huzurunda, geleceğe "aydınlık" bakıyordu, gözler ileriye dönük...
Yüreğimin deli gibi attığını hissettim.
Ardından bir küçük delikanlı, sonra da sevimli bir kız şiir okudu, okul öğretmenlerinden Şenay Hanım, çok güzel bir konuşma yaptı.
Öğrenciler sırada kıpır kıpırdı; o heyecanı yaşamak gerek...
***
Hele anaokulu öğrencisi küçük bir kız, geçince orgun başına, yeteneği karşısında küçük dilimi yutacaktım. Onun minik konseri bitince, alkışladım coşkuyla...
Ama beni en çok etkileyen sahne, 8. sınıf öğrencilerinin, okula yeni başlayan küçük kardeşlerine, yani ana sınıfı öğrencilerine verdikleri birer karanfildi.
Bu hem sevgi hem de bir emanetin sembolüydü. Geleceğe de umutlu bakışın...
Ve çocuklarla birlikte söyledim "andımızı"...
***
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak.
yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun..."
***
Coşku tıpkı 40 yıl öncesi gibiydi, ne bir eksik ne bir fazla...
Sonra hep birlikte sınıflara girdi çocuklar; bir ülkenin geleceğine sahip çıkmak adına...
Her yeni başlangıç gibi, umut ışığı yaktılar yüreğimde...
Türkiye yeni "açmazlar" peşinde koşarken, onlar "Bu vatan, bu gelecek bizim, haine vermeyiz" diyordu.
SÖZÜN ÖZÜ
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.
Montaigne
Durakta İzmir şiirleri...
Bugüne değin, kitaplarda, edebiyat dergilerinde, gazetelerde, ulusal şairlerin hep İstanbul'la ilgili şiirlerini okuduk.
İstanbul şöyle, İstanbul böyle...
Oysa bu ülkede 80 vilayet daha var, her biri ayrı bir değer ama varsa yoksa İstanbul...
Örneğin, ulusa malolmuş büyük şairlerin, İzmir ile şiirlerini göremeyince, içten içe öfkelenirdim de, İstanbul'la özdeşleyen bu tekdüze bakışa...
Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşıyoruz, şiiri yok!
İstendiğinde, tek bir şiir var, Cahit Kulebi'nin ünlü "İzmir'in denizi kız, kızı deniz kokar" satırlarıyla süslü şiiri..
***
Oysa varmış, İzmir Büyükşehir Belediyesi araştırıp toplumun hizmetine sunmuş... Nerede, otobüs duraklarında...
Otobüs beklerken, canı sıkılan yolculara en kolay ulaşma yolu bu olsa gerek...
İzmir şiirlerini ve şairleri anımsatmak, dillerde yer etmesini sağlamak...
Şimdi her durakta, ünlü şairlerimizin İzmir ile ilgili yazdıkları birbirinden güzel şiirler süslüyor.
Büyükşehir Belediyesi'nin deyişiyle "Ünlü şairler, duraklarda şiirleriyle gülümsüyor."
Nazım Hikmet, F. Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Atilla İlhan, Ceyhun Atıf Kansu gibi...
Hepsi de İzmir'i anlatıyor.
Ben bu kültürel girişimi sevdim, emek verenler sağolsun...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.