Oysa, daha 22 yaşındaydı; Foça'da, ekranın yakışıklı prensiyle karşılaştığında...
Hayatının baharındaydı.
İkisi de birbirlerine deli gibi aşık oldular, birbirlerini görmeden yapamadılar, 6 ay gibi kısa bir sürede de evlendiler.
Genç bir kız için, rüya gibi.
Ama prens, yüreğinde onunla yoğurduğu sevgiyi, bir başkasıyla paylaşma sevdasına düştü, üstelik bu kişi oyuncu arkadaşıydı...
Ve herkesin ne mutlu çift dedikleri anda, rüya gibi evlilik bitiverdi.
Yakışıklı prens, eşini aldattığı artistle yaşamını birleştirdi; İzmirli genç kıza da bunalımlı bir dönemi atlatmak düştü, peşinde gazeteci ordusuyla...
Hiç laf etmedi, ağlamadı, sızlamadı, medyaya çirkin tavırlar sergilemedi.
Yaralı bir kadındı ama başı dikti, çünkü o bir İzmirli'ydi.
***
Sözünü ettiğim kişi, Halit Ergenç'le talihsiz bir evlilik yapan, aldatılan ama o genç yaşına rağmen eski eşinin konumunu sarsmayı düşünmeyecek kadar bilinçli bir Ege kadını...
Yani Gizem Soysaldı.
Pazar günü, Hürriyet Gazetesi'nde Ayşe Arman'ın konuğu olmuş Soysaldı; röportajın her bir sözcüğünde, insanca bir direnişi var genç kadının...
Öfkenin kırıntısı yok yüreğinde; zor günleri geri bırakmış, bir dönem aşkın pençesinde bıraktığı geleceğine yeniden yürüyen, oyunculuğu hedefleyen, en iyisi olmak için çabalayan bir genç yıldız o şimdi...
***
Çok geniş röportajın her satırını buraya aktarmak elbette mümkün değil ama düşüncelerinden bazılarını aktarmak ve sözcüklerinin şifrelerini çözmek; çağdaş bir Türk kadınının, aldatılsa da, derinden yaralansa da ayakta kalışını, hayata yürekli bakışını yansıtacak nitelikte diye düşünüyorum.
****
Şifre: "Artık her şeyi sıfırlamak istiyorum. Hayatımda yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. Bir birey olduğumun fark edilmesini istiyorum. Birilerinin 'acılı eski eşi' değilim ben. Eğitimli bir oyuncuyum."
Topluma mesaj: Benim, bir kadını alçaltan, yerin dibine sokan yalvarmalara, medyaya haber olmaya ihtiyacım yok. Başım dik, yüreğim rahat çünkü kendimden eminim.
***
Şifre: "Ben üçüncü kişilerin evlilikleri bozduğuna inanmam. Böyle bir şey olmuşsa bile, Halit'in hesap verme durumu yok. Kendi vicdanıyla hesaplaşsın."
Dedikoduculara mesaj: Size malzeme vermem, olmam da... Bir sevda yolculuğu iki kişi arasında yaşandı ve bitti. Bu ilişkinin bitişinden sorumlu olan, düşünsün. Çünkü bu son, onun yüreğine kazındı, çıkmaz.
***
Şifre: "Halit beni bir gökdelenin tepesine çıkardı, sonra da oradan attı... Zaten geçmişiyle kavgalıydı, hayatla da kavga ediyordu ve hırsını er yakınından, en sevdiği, en güvendiği insandan, benden aldı."
Halit Ergenç'e: Kendini bir şey sanma. Ne yaşanmışsa ikimiz arasında kalır. Mutlu günlerim de oldu, karanlık da... Ben senin hep yanında oldum, sen beni bıraktın. Geçmişi aştım, şimdiki eşinle mutlu ol.
***
Şifre: "Biz daha tanışmadan Halit'le Bergüzar flört ediyormuş. Daha Tan Sağtürk falan yok ortada ama Halit 'Ben adapte olamıyorum, rol arkadaşı olacağım insanla sevgili olamam' diyor. Sonra benimle tanışıp aşık oluyor. Bergüzar'ın halini düşünün, istediği adam, sıradan bir kızı seçiyor. Sonra biz evleniyoruz, o da Tan'la birlikte oluyor. Yani asıl problem, Halit'in zamanında onu değil beni seçmesi."
Bergüzar'a: Halit'in ilk aşkı benim. Bu gerçek hiç değişmeyecek. Ama ne sana ne de ona muhtaç değilim. Halit'le yaşadığım iki kişilik bir süreçti, bitti.
***
Şifre: "İzmir Karşıyaka doğumluyum. Karşıyaka benim için özeldir, kimse alınmasın ama her yerden güzeldir. Sokaklarında geçti çocukluğum, iyot kokularıyla. Mutlu, özgür bir çocukluk. Mini eteğine, askılı tişörtüne karışan yoktur, babalar rahattır. Kızlarına kimse laf atamaz, kimse kimseye yan bakmaz. Medeni, modern ve hoşgörülü bir yer."
Türkiye'ye: İzmir, ülkemin en çağdaş kadınlarının yetiştiği yerdir. Namuslu, onurlu, bilinçli, laik ve başı dik. Atatürk'ün, geleceği resmettiği en güzel şehir...
***
Gizem Soysaldı aylarca sustu. Uzatılan hiçbir mikrofona konuşmadı. Bilinçliydi, yıkılmadı. O İzmirli bir genç kadın... Yaralarsın belki ama fethetmek çok güç.
SÖZÜN ÖZÜ
Terbiye sınırlarından dışarıya çıkan, bir daha içeri giremez.
Boileau
Coşkun Sabah'ın yeri apayrı...
Coşkun Sabah, Türk Müziği'ne renk, kalite, keyif getirmiş bir isim... Yıllarca onun şarkılarını mırıldandık, hatta birçok şarkısı, anılarımızın en yüksek mertebesinde...
O farklı bir sanatçı; öncelikle ilkelerine, sanatına aykırı bir tavır sergilenince bunu hissettiriyor.
Hem dinleyiciye hem de program yapımcılarına...
***
Önceki gece Saba Tümer'in konuğu olan Coşkun Sabah, ekrana karşı neden soğuk olduğunu, kısa, net, örnek cümlelerle anlattı, sanatçı tavrını ortaya koydu.
Sabah programlarına katılmaya karşı olduğunu belirten Coşkun Sabah, "Çok parlak bir backround'umuz var. Aynı koltukta oturacağım arkadaşlarımızın, sağımın, solumun bana uyması lazım. Uymayınca müziğin sihri gidiyor, dedikodu başlıyor. Bu yüzden çıkmıyorum, kabul etmiyorum. Geçen yıl külliyen kaldırdım. Sabah programına çıkmıyorum" diyor.
Nedeni, müziğin zarar görmesini engellemek...
***
Coşkun Sabah, çok iyi bir besteci ve yeri doldurulamaz bir udi sanatçı...
Kimliği, yaptıkları, şarkıları ortada. Kanımca saygı istiyor ve onu da hak ediyor.
Bir talebi var Sabah'ın... Ekranda müziğin ilkelerine uygun bir program hazırlayıp sunmak istiyor.
Hassasiyetine bakınca, bence yakışır.