Güzel ama yalnız şehir
- Tutucu, muhafazakar, günün gerisinde kalmış, beceriksiz, içine kapanık...
Başka?
- İş dünyası tembel, toplum yapısı duyarsız, insanları çağdaş bağnaz!
Eee açın biraz:
- "İşadamları İzmir'de kazanır İstanbul'da yer, yatırıma gelince yan gelip yatar", "Fazla Atatürkçü!", "çağın gerisinde kalmayı, muhalefet yapmayı marifet sayıyor!", "İş alemi çöküşte, kentin artık yatakhaneden farkı yok"...
Ve beni şaşırtan son nokta:
"İzmir, Ergenekoncu (!)..."
Yok artık, daha neler?
***
Yani bu şehirde yaşamasam, havasını koklamasam, insanını tanımasam, ihtimal vereceğim bu tanımlamalara!
Ama değil, uzaktan yakından ilgisi yok.
Bu kentin tek suçu, Atatürk Cumhuriyeti'ne zarar verecek gelişmelere karşı hassas davranması...
Taviz vermemesi...
Bu yüzden hep inadına "zorlamaya" direnir İzmir...
Oysa bu kent insanına, hiçbir şeyi zorla yediremezsiniz. Mantığına ters düşeni, teper.
Yaptığı seçime, hep saygı bekler.
Çünkü İzmir, Yılmaz Özdil'in tanımladığı gibi, hem Kurtuluş Savaşı'nın başladığı hem de bittiği özel bir şehir, dünyada eşi şok.
O, bunun farkında... Mücadelesi, farkında olmayanlarla...
***
Ama... Birileri fena halde İzmir'e öfkeli, gözlemim bu... Üstelik, bu sözleri söyleyenlerin çoğu da İzmirli...
İstanbul'a gidip isim yapmak, burada çok çalışıp marka olmak, ultramodern yaşamak, İzmir'e bakışlarını değiştirmiş...
Acı olan, taa oralardan bakmayı, çözüm sanıyorlar.
Peki, işin doğrusu ne?
***
Asıl sorun bakış açısında...
Bugüne değin "İzmir'in yatırıma ihtiyacı var" denildiğinde, başta hükümet ve bazı aklıevveller "İzmir doymuş bir kent, ne ihtiyacı! Başka şehirlerin daha fazla ilgiye gereksinimi var. Önce onları gözetmeliyiz" dediler!
Gariptir, bu kentin bağrından çıkan İzmir milletvekillerinin çoğu da bu anlamsız görüşte birleşti.
Böyle olunca başka şehirler yükseldi, "olsun gözümüz yok" ama İzmir geriledi.
Bu yüzden, sevin ya da sevmeyin, Başbakan Erdoğan'ın özel çabasıyla bitirilen Karşıyaka tünelleri ve otoyolunun dışında, büyük bir yatırım gelmedi İzmir'e...
Şimdi de, Ankara-İzmir ve İstanbul-İzmir otoyolları devrede...
Bu da bir umut...
***
Metro bittiğinde örneğin, çok şey farklı olacak belki bu kentte...
Ama biterse...
Çünkü yıllardır çeşitli nedenlerle bitirilemedi.
***
Sözün özü, yalnız bir kenttir İzmir... "Yalnız ve çok güzel", tıpkı yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın, ödül aldığında Cannes'da, Türkiye için söylediği gibi...
Çok şey yapmak için çabalayan ama anlaşılamayan, önündeki engelleri aşmak için, diğer kentlere oranla daha fazla çalışan bir İzmir...
Ve daha önce de söylediğim gibi, İzmir'in ruhunu anlayan bir lidere ihtiyaç var yine... Hemen.
Hayaldan gerçeğe, üniversiteler kenti
Eleştirmek yerine fikir üretenler de var İzmir için...
Eskişehir'den kalkıp gelen, Yaşar Üniversitesi gibi İzmir'in gözbebeği bir eğitim kurumunun kampusu yapılırken gecesini gündüzüne katan, ortaya hayranlık duyacağınız küçük bir eğitim kentini, üniversiteye hayatını koyan İzmir'in umudu işadamı, Selçuk Yaşar'la birlikte çıkaran bir rektör, bir bilim adamı, bakın ne diyor:
"İzmir, dünyanın en güzel kentlerinden biri, kimse bunun farkında değil... Artık dünyanın gözü de İzmir'de, görürsünüz birkaç seneye kalmaz bu kent patlama yapar. Buna da en çok ben sevinirim. Çünkü çok seviyorum bu şehri..."
Bu sözlerin de sahibi o, Prof. Dr. Murat Barkan...
Son derece samimi, hoşsohbet bir isim Prof. Barkan... Mütevazı kimliği, onu sürekli kontrol altında tutuyor.
Aslında dilinin altında söyleyeceği çok şey var ama kesinleşmeden "olmaz" diyor, bilim adamı titizliğiyle...
Ama hep şunu vurguluyor:
"Bu kent için, elimden gelen her şeyi yaparım."
***
Prof. Barkan'ın yaydığı bir ışık da, İzmir'in, gelecekte sadece Türkiye'nin değil dünyanın en önemli "Üniversiteler kenti"ne aday olacak "kalitede" olması...
Prof. Barkan'a göre İzmir, bu dev projenin en ideal kenti...
Anladığımca, dünyaca ünlü üniversiteler, sürekli zemin yokluyormuş...
Bilim adamına göre, İzmirli bu projeye sahip çıkarsa, dünyanın en gözde kentinin de temelleri atılmış olur.
Kimlerin İzmir'e talip olduğunu duysanız, aklınız şaşar!
Şimdilik bu gelişme "sözde" ama İzmir'e karşı söylenen, yazımın başında örneğini verdiğim talihsiz yakıştırmalarına da son verecek bir "gelecek."
Üstelik, bir dönem rahmetli başkan Piriştina'nın "İzmir, fuarlar ve kongreler kenti olacaktır" hedefine de cuk oturuyor.
Evet, İzmir üniversiteler kenti olmalı... Hem de bir an önce...
Buna çok yakışıyor, hak ediyor da...
Sahip çıkalım da, politikacıların baştacı başka kentler, devreye girmesin.
***
Bu arada teşekkürler Prof. Barkan, şehrime verdiğiniz bu güzel umut için...
En önemlisi de, teşekkürler Selçuk baba... Böyle nitelikli, çalışkan, ileri görüşlü bilim adamlarını ve hayalin olan o güzelim üniversiteyi İzmir'e kazandırdığın için...
Önce kendine bak!
DTP Başkanı Ahmet Türk, İzmirlilerin kendilerine öfkesini şöyle değerlendirmiş:
"Bir grup faşist."
Sen otobüsünün tepesinde PKK bayraklarıyla şehre girersen, çocuklara Habur kıyafetlerini giydirir, zafer işareti yaptırırsan daha ne bekliyordun?
Sana çiçek vermelerini, övgü düzmelerini mi..
Bu ülkede tek bayrak, tek cumhuriyet var.
İnsanları suçlamadan, önce kendinize çeki düzen vereceksiniz. Binlerce şehit vermiş bir toplumu tahrik etmeyeceksiniz.
Yok eğer niyetiniz buysa, İzmirli gereğini yapmıştır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.