Hürol Dağdelen

Gençler sayemizde bayramı yaşayamıyor!

Yıldız Kenter, sevdiğim, saydığım, şu sanat aleminde tek tuttuğum ender insanlardan biri...
Onun her fikri, geniş bir penceredir benim için, izlemeye doyamadığım...
Yıldız Kenter, bayramda NTV'de Gülay Afşar'ın sunduğu "Haber Merkezi Hafta Sonu'nun konuğuydu.
Afşar, o bildik soruyu Yıldız Kenter'e de yönetti:
- Çocukluğunuzda bayramlar nasıldı, neler hatırlıyorsunuz?
"Aaa çok güzeldi, mutluluk doluydu" demesini beklerdiniz değil mi?
Hayır tam tersi, bir sanatçı gerçekçiliğiyle, o günlerinin yokluk içinde geçtiğini vurguladı Kenter, şu sözlerle:
***
- Bayramlar benim için çok mutlu günler değillerdi. Biz 5 kardeştik. Hiçbirimiz için çok mutlu günler değildi. Çünkü beşimize birden pabuç alınamaz, cici giysiler alınamazdı ama tuhaf bir şekilde bayram olmadan da çocukluğum mutluydu. Annemin babamın evde hep yarattıkları aşktan ötürü benim çocukluğum çok mutlu geçmiş bir çocukluktur.
***
Olay budur.
Kimseyi kandırmanın alemi yok, gençleri yanlış yönlendimenin de...
1980'li yıllara kadar, Türkiye çok zor bir süreçten geçti. O yüzdein hepimiz yokluğu iyi biliriz.
Bakkaldan yalvara yakara yağ, ekmek, çay aldığınızı ne çabuk unuttunuz?
Yaşadığınız o aşağılanma az şey miydi?
Hala onların etkileri var üzerimizde...
***
Oysa şimdi çocuklar herşeyi buluyor, tonlarcasına... Yedikleri önlerinde, yemedikleri de arkalarında... Ancak ona rağmen bizim kadar mutlu bakmıyorlar dünyaya...
Çünkü, her alanda "duygu bunalımı" yaşıyorlar, akıllarını sayemizde, sınava girmekle bozmuşlar...
Ve o heyecan, daha ilköğretim 6. sınıftan itibaren resmen başlıyor.
Bazı aileler ise 1. sınıftan veriyormuş çocuğunu dershaneye, sınavla o yaşta tanışıyorlar.
İşte bu yüzden mutsuz çocuklar, gençler...
Ne bayramı anlıyorlar, ne tatili.
Çünkü o genç yüreklerinde kaldıramayacakları kadar stresle yaşıyorlar. Bu, çoğunlukla da, bu düzmene karşı koyamayan, bizim suçumuz...
Bayram da ders çalıştıklarına göre!
Acaba TRT Müzik'in farkında mısınız?
Ana kanal TRT 1 ile TRT 2 dizi, spor ve açık oturumlara ayrıldı, diğer tüm unsurlar ise, 'kendine özel' oluştu.
TRT Anadolu, TRT Turizm, TRT Belgesel, TRT Müzik bunlardan bazıları...
Belki, alışmakta zorluk çekeceğiz ama bu branşlaşmaya biraz da talepler itti TRT'yi...
Çünkü, son yıllarda kimseyi memnun edemiyordu TRT yönetimi... Kimileri belgeseli az, kimileri de müziği yetersiz görüyordu.
Böylece, TRT merkezli, başka kanallar oluştu. Şimdi, hangi başlıkta ararsan var, TRT'de...
Hatta etnik kökende bile...
***
Bana ilginç gelen TRT Müzik... Çünkü, yönetim biliyorum ki, çok özel hazırlandı bu kanala...
Bir anlamda zorunluydu da...
Hiçbir kanalda olmayan, bir arşiv zengini TRT öncelikle...
TRT 1'de bu zenginliğe yer vermesi, kolay değildi, popülere dönük yayın akışı buna izin vermiyordu.
Doğru bir kararla ayrı bir kanal yetişti imdada...
Şimdi klasik Türk müziğinden, halk müziğine, hatta popüler müziğe kadar her örnekte müzik yayını var, kanalında...
Aslında yayına girdiği TRT 4 de müzik ağırlıklıydı ama daha çok "sanat" ve "halk" patentliydi.
Şimdi her tür içinde...
Ancak TRT Müzik kanalının bir zorluğu görünüyor, popüler kimlikte çok rakibi olması gibi...
Bu yüzden gençliği yakalaması zor olabilir.
***
Yönetim bunu da düşündü. Bu handikapı aşmak için, ünlü isimlerle, özel programlar yapmayı planladı ve devreye soktu.
Ancak kim duydu. Sezen Aksu ile Ajda Pekkan'ın birlikte konser vermesi dışında ne oldu TRT Müzik'e özgü...
İlk etapta, cılız bir izleyici kitlesi bu ayrıcalığı yaşadı gördüğümce...
Pek çoğunun daha haberi bile yok.
İşin özünde kanal, henüz oturmuş değil...
O zaman... Bunu aşmak da yine TRT'ye düşüyor, kanalın tanıtımı boyutunda, profesyonellerle çalışmak gibi...
Yoksa, onca çaba boşa gider.
***
Ancak bir de şikayetim var, kültür-sanat ağırlıklı yapan TRT 2'nin danışıklı dövüş açık oturumlara, haber programlara yenik düşmesi...
Son günlerde TRT 2'de sanat ara ki bulasın... Eskiden her açtığımda vardı, şimdi ara sıra...
Öylesine gözden düşürüldü.
Bu nedenle, izleyicisini de kaybetti. Bu yanlıştan dönülmeli.
Evet, Acun'da şeytan tüyü var!
Yıllardır televizyon eleştirisi yazan biri olarak, not düşüyorum tarihe: Acun Ilıcalı, el attığı her programı zirveye taşıyan inanılmaz bir adam...
Bu yüzden herkes peşinde, o ise kanalına düşkün... Onca para döktüler önüne, ayıramadılar onu Show TV'den...
Buna karşılık, Acun hakkını da veriyor bu sevginin...
Son şovu, "Yetenek Sizsiniz" daha iki programda, zirveye oturdu. Cumatesi akşamları Acun Ilıcalı ekranı kapatıyor artık..
Ne dizi ne eğlence programı, varsa yoksa "yetenekli insanlar."
Bu işi biliyor Acun Ilıcalı, bu çıkışlarıyla reyting tarihine de geçmiş durumda...
"Var mısın Yok musun" baktı ki, gözden düştü.
Hiç zaman kaybetmedi, "Yetenek Sizsiniz"i ortaya koydu. Sonuç ortada...
Yine zirvede.
SÖZÜN ÖZÜ
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar.
Sadi
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.