Futbol, Türkiye'de çok sevilen bir spor... Dünyayı da içine alan bir hazine!...
Kentler için de öyle.
Örneğin İstanbul'un, Anadolu'ya yayılan üç büyük takımı var, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş...
O takımlara simge olan da üç isim, Cimbom'ta Metin Oktay, Sarı Kanarya'da Lefter Küçükandiyonis, Kartal'da Baba Hakkı...
Takımlar, o isimlerle özdeştir. İsimleri futbol sahalarına verilir, heykelleri yapılır.
Bir anlamda ölümsüzleşirler.
Onları her gören, her okuyan genç, geleceğe umut taşır, başarı basamaklarını tırmanırken, rehber edinir.
***
Türkiye'de çağdaşlığın simgesi olan İzmir'de de durum farksız... Bakmayın, Süper Lig'de takımı olmadığına...
Geçmişten gelen bir başarı zinciri var İzmir'in futbolda... Karşıyaka, Göztepe, Altay, İzmirspor, Altınordu gibi de köklü kulüpleri...
Ve o kulüplerin başarısı için ter dökmüş simge isimleri...
İşte birkaç özel isim:
Karşıyaka'dan Cengiz Kocatoros (Gode Cengiz), Erol Baş, Göztepe'den Nevzat Güzelırmak, Ali Artuner, Halil Kiraz, Gürsel Aksel, Altay'dan Mustafa Denizli, Ayhan Elmastaşoğlu, kaleci Varol, İzmirspor'dan Metin Oktay ve Altınordu'dan Sait Altınordu gibi.
İsimleri var, peki onları unutulmaz kılan cisimleri...
Yok, yok.
***
Karşıyaka Spor Adamları Derneği, bir ilki başlattı önceki gün İzmir'de; unutulmuşlukları kırmak adına...
Karşıyaka Futbol Takımı'nın iki simge ismi Gode Cengiz ve Erol Baş'ın, 1969-70 yıllarında yaşadıkları şampiyonluğu resmeden dev heykellerini dikti, ellerinde kupayla; Karşıyaka'nın bir diğer simgesi olan Osmanbey Parkı'na...
Coşkulu bir kalabalık eşlik etti onlara...
Dernek Başkanı Bülent Zeren'in örnek girişimi ve Karşıyaka Belediyesi'nin desteğiyle, Osman Bey Parkı'na anlam katan dev heykel, kulübün geçmişten bugüne yansıyan, en önemli başarılarından birini de simgeliyordu.
İşte bu bir motivasyon gücüdür. Futbol takımları için de, başarıya giden yol..
Başkan Zeren'i işte bu önemli katkı nedeniyle kucaklamak istiyorum, sevgiyle...
Çünkü derneğin iki ana hedefi olan, spor ve sanatı bir arada yaşattığı için...
***
Karşıyakalı'nın iki simge futbolcusunu andığı o gün, bir başka simge isim de törene katılanlar arasındaydı. Göztepe'nin unutulmaz futbolcusu Nevzat Kızılırmak...
Bir an göz göze geldik, gözleri dolmuştu.
Çünkü Gode Cengiz'le, Erol Baş'la, iki rakip takımda ama birlikte top koşturmuşlardı.
Maçtan sonra da sonucu ne olursa olsun, bir araya gelip her iki takım taraftarına da dostluk mesajı vermişlerdi.
Üç eski dostun buluşması, anıların yadedildiği muhteşem bir andı.
***
Gururla yaşadığım bu özel günden sonra İzmir kulüplerine bir önerim var, başarılarıyla tüm İzmir'i ayağı kaldıran kulüplerimizin unutulmaz futbolcularının heykellerini dikmek...
Örneğin Göztepe'nin simgesi Güzelyalı Parkı'na; Göztepe'yi Fuar Şehirleri Kupası'nda yarı finale taşıyan, yani Nevzat Güzelırmak, Gürsel Aksel ve Halil Kiraz gibi özel futbolcuların yer aldığı kadronun heykeli neden dikilmesin?..
Geçenlerde oradaydım, Göztepe'nin unutulmaz siması Fuat Göztepe'nin küçücük heykelinin başı çalınmış, sadece kaidesi kalmıştı; üzüldüm, kahroldum.
Oysa daha fazlası olmalı, sahip çıkılmalıydı.
Önerim, diğer tüm takımlarımıza...
Çünkü, başlıkta da belirttiğim gibi, vefa İstanbul'da bir semtin adı değildir.
İçi, sevgi ve saygı hamleleriyle doldurulan çok özel bir duygudur.
Başarının da motivasyonu...
Sözün özü, Karşıyaka'nın bu vefalı tavrı, tüm kulüplere örnek olsun.
Arkamda böyle dostlarım kalacaksa!
İnsanın kaderi bir üçgen; doğum, yaşam, ölüm...
Doğarken bize sorulmuyor, yaşarken yasalar sınırlıyor, ölürken de nerede can vereceğimiz meçhul...
Arkadaşımız Tarık Sarı için de bu gerçek böyleydi.
Haber için gittiği Çeşme'den, ulaştırma görevlisi Hamdi Çakır'la gelirken, Urla yakınlarında karşılarına bir trafik canavarı çıktı ve daha ne olduğunu anlamadan can verdiler.
Aradan 3 yıl geçti ama Tarık Sarı hala yüreklerimizde yaşıyor, aynı sevgiyle...
Kuşkusuz sadece biz değil tüm arkadaşları için de bu böyle...
Çünkü çevresinde çok sevilen bir insandı Tarık...
***
Kendisinin de kurucuları arasında ye alan Ege Magazin Gazetecileri Derneği, her fırsatta onu anıyor örneğin...
Gerçekleştirdiği etkinliklerle yaşatıyor.
Hatırlarsanız, bir süre önce "Bendeniz Tarık Sarı" anı kitabı, derneğin özverili çalışmaları sonucu kamuoyuyla paylaşılmıştı. Kitabın tanıtıldığı o gece, meslektaşları, doğa ve hayvan sevgisi çok derin olan Tarık Sarı için bir de anı ormanı kurma fikrini ortaya atmıştı.
Ve o, önceki gün gerçekleşti.
***
Pazar günü, Tarık Sarı'yı sevenler, onu aramızdan alan kazanın olduğu yerde, bir hatıra ormanı kurmak için bir araya geldi, fidan dikti.
Ege Orman Vakfı'nın da katkılarıyla, onun ruhuna ilk adım atıldı, yüzlerde gülücükler, anılarda "Tarık Sarı"nın esprileri ve yaşanmışlıklar vardı.
İzmir Yaylı Çalgılar Orkestrası da bu özel törende yerini alınca, fidan dikimi bir şölene dönüştü.
Bir an şunu düşündüm:
Ölüm bir yokoluş belki ama geride böyle gerçek dostlar bırakacaksam, acı vermeyecek sanki bana...
Ve insanın geride sevgi, saygı ve sıcacık bir gülümseyiş bırakması, han-hamam bırakmasından daha önemli, bunu bir kez daha anladım.
Sonuçta...
Hep hatırlanacak Tarık Sarı, "Babam" deyişi de hiç unutulmayacaktır.
Teşekkürler Ege Magazin Gazetecileri Derneği üyeleri, teşekkürler vefalı Başkan, vefalı dost Mehmet Kurt...
***
Bu arada sevgili Tarı Sarı da cennetinden bize gülümsüyor, bunu hissediyorum.
Yemek zirvesi çok özeldi
Yemek, ulusların önemli bir kültür hazinesidir. Sadece, tarihi mekanlar ya da deniz-güneş ve kumsal üçgeni değil, yemekler de çeker turistleri ülkelere...
Bir Fransız mutfağı özeldir Avrupalı'nın gözünde ya da Çin mutfağı farklıdır dünya insanın gözünde...
Sözünü ettiğim bu ülkeler, yemek kültürlerinin gelişmesi için de, özel çaba harcarlar.
Düzenledikleri etkinliklerle kaybolmaya yüz tutmuş yemekleri, hem ülkelerine hem de dünyaya armağan ederler.
İşte bunun içindir ki, mutfakları çok özeldir, aranır.
***
Türk mutfağı da, farklı tatlarıyla, turistleri ülkemize çeken özellikleri barındırır.
Anadolu'nun her bir köşesinde, yemek üstadı olan Türk insanının yarattığı lezzetler, dünyanın da takdirini kazanmıştır.
Bu yemeklerden en çeşitlisi de, kuşkusuz Ege tatlarıdır.
***
Dünyanın en sağlıklı ürünü olan zeytinyağından binbir çeşit yemek yapılır Ege'de...
Bu, bir gelenektir.
Birçok çeşidi var Ege mutfağının ama ya bilinmeyenleri?
İşte Yeni Asır TV, sorumlu yayıncılık ilkesiyle, bir araştırmacı gazetecilik örneği sergileyip "1. Ege Yemek Zirvesi"ni düzenledi İzmir'de...
Ünlü simaların katıldığı zirvede özel bir panel ve yemek yarışması da vardı.
Yarışmaya katılanlar, becerilerini sergilediler; bu sayede çoğumuzun bilmediği yemekler ortaya çıktı.
***
Yemek eşsiz bir kültürdür. İşlenmediği sürece yok olup gider.
Yeni Asır TV ise, ilkini bu yıl düzenlediği bir etkinlikle, öncülük etti, gelecek kuşaklara leziz bir armağan bıraktı.
Düzenlediği zirve, pek çok yarışmaya örnek olacak nitelikte...
İKİ ŞEY
Kalitesiz insanın özelliğidir:
- Şikayet etme
- Dedikodu