Hürol Dağdelen

Karşıyaka Tren İstasyonu "Kent Müzesi" olmalı...

Karşıyaka Tren İstasyonu, İzmir'in tarihi ve mutlak korunması gereken alanlarından biri.
Çünkü 150 yıldır, Karşıyakalı'nın buluşma yeridir, bir hoşsohbet mekanıdır.
Çünkü, çocukluk anılarının en güzel yerinde bu istasyon vardır, miniklerde tren sevgisinin temelinin atıldığı yerdir.
Ve de Karşıyakalı'nın sevdası, aşkı, sevgi yüreğidir. Ne mutluluk rüzgarları estirmiştir bu istasyon, ne hüzün ve ayrılık...
Onun için bir kentin kalbidir aynı zamanda...
Yani, ille de görülmesi gereken, geleceğe aktarılması bir görev olan bir sıcak, bir tarihi, bir insanı değerdir.
Oysa şimdi ıssız ve terkedilmiş bir görüntüsü var insanı üzen... Hele o istasyonun coşkulu yıllarını bilenler için...
Geçen gün baktım da, metro çalışmaları yüzünden garip kalmış, yıkılacak gibi; yaşlı ve umutsuz gördüm onu, içim acıdı, oysa ne anılarım yüklü o istasyonda...
Milyonlarca insan gibi...
***
Karşıyaka'da doğup büyüyenler bilir, bu tarihi tren istasyonu, yıllarca kentin "odak noktası" olmuştur.
Karşıyaka çarşısının bitişi ve sinemalara geçiş noktasıdır o... Yani eğlence merkezine ilk adım...
Hemen çevresinde kurulu çay bahçelerinin yanı sıra o yıllarda çoluk çocuk doluştuğumuz o özel sinemalarla da buluşma merkeziydi aynı zamanda...
70'lerde, henüz Adliye ve Kaymakamlık binaları ortada yokken, o vardı; yan yana duran "Hayal" ve "Beyazıt" Sinemaları'na komşu bölgelerden, birçok mahalleden izleyici taşıyan...
Her gece tıklım tıklımdı sinemalar...
Hayal Türk, Beyazıt ise yabancı film gösterirdi izleyicilerine... Çekirdek çıtlatıp "Cincibir" gazozu içerek, film izlemenin tadına varırdık o yıllar...
Güzeldi, keyifliydi, coşkuluydu.
Ta ki, devlet el koyup, sinemaları yıkarak, kurumlarını buraya taşıyana kadar...
Hiç aklıma gelmedi bir fotoğrafını çekmek o anların...
Peki istasyona komşu olan, yıllarca katlı otopark olacak diye bekletilen, sonra yıkılan, şimdi ise dolmuşlara "duraklık" yapan alanın eskiden yemyeşil bir çayır olduğunu biliyor muydunuz?
Ben çok top oynadım orada, çok aşklara tanık oldum.
Şimdi, kat kat binalara teslim olan Bahriye Üçok Bulvarı ise Soğukkuyu'ya kadar yemyeşildi, tarlaydı. Tek katlı, bahçeli evler ve domates, karpuz, patlıcan tarlaları...
***
Gördünüz mü, Karşıyakalı'nın simgesi olan, bir tren istasyonunu anmak, nerelere getirdi bizleri...
O dönemi bizzat yaşadım. Öyle çok yaşlı da değilim; zira değişim 40 yıl gibi kısa bir sürede olup bitti.
Sadece bu istasyon ayakta kalabildi.
***
Karşıyaka tutkunu Tufan Atakişi'nin önderliğinde, Karşıyaka Karşıyaka Dergisi ve okur platformu "Karok"un başlattığı bir kampanyayı duydum geçenlerde...
Duyuru şöyle:
"Yapılacak metro sonucu işlevini kaybedecek olan 150 senelik tarihi istasyon binamızın "Karşıyaka Müzesi" olmasını istiyoruz. Karşıyaka'mızın, maalesef, geçmişini ifade edecek bir Kent Müzesi bulunmamaktadır. Oysa ilçemizde, geçmişteki yaşamı, eğitim, kültür, sanat ve spor tarihini anlatacak, Karşıyaka Tarihi ile ilgili her türlü bilgi, belge ve objelerin yer alacağı bir Kent Müzesi'nin kurulması zorunlu hale gelmiştir. İşte bu gereklilik karşısında oluşturulacak Karşıyaka Kent Müzesi için en uygun mekan Tarihi Karşıyaka Tren İstasyonu binasıdır. Bu binanın müze olarak Karşıyakamıza kazandırılması için çalışmalara başlayalım."
***
Yürekten destekliyorum bu dilekleri... O bölgenin geçmişini bilen ve yaşayan biri olarak...
150 yıla tanıklık eden istasyon binası, Kent Müzesi için kaçırılmaz bir fırsattır.
Bu tarihi mekanı, uyduruk nedenlerle, atıl halde bırakmak ya da değerini bilmeyen kişilere, kent düşmanlarına "çay bahçesi"ne dönüştürmesi için vermek, bir anılar cinayetidir bana göre...
Karşıyaka'nın bir Kent Müzesi'ne ihtiyacı vardır, ona yakışan da bu tarihi istasyondur.
Çünkü, Karşıyaka tarihi adına, elde avuçta bir o kaldı, diğerleri ev sahipleri ve müteahhitlerin arsızlığı sonucu yok olup gitti.
O halde, haydi hep birlikte, Karşıyaka'ya değer kazandıracak bir girişime sahip çıkalım.
Sonradan pişman olmadan... Ağzı sulanan tarih düşmanlarına fırsat vermeden...
Hayal dünyasından...
İzmir'de ekonomi denilince akla gelen ilk isimlerden biridir İsmail Uğural... Paranın geleceğini görebilen, yaşananlardan pay çıkaran, toplumu ekonomik anlamda uyaran etkin bir isim...
Yıllarca gazetemizde köşe yazdı, Yeni Asır TV'de, esnafın, köylünün, iş dünyasının nabzını tuttu.
Örneğin köylü onu çok seviyor, sık sık davet ediyorlar köylerine... Hiç "Olmaz, gelemem" demeden gidiyor, onlarla buluşuyor, sorunlarını dinliyor, fikir veriyor. Aslında hayatı dolu dolu yaşıyor İsmail Uğural ama bu kadar yoğun gündeminde, kendisine hayal dünyasından yeni bir yol da çizmiş...
Bu, bir şiir yolu.
***
"Hayalden Bakınca" adlı kitabını uzatınca bana, doğrusu ilk bakışta çok şaşırdım, sonra da kendisini kutladım.
Daha kitabın içeriğine bakmadan...
Çünkü şiir yazmak, çok zor bir iştir, hayalle gerçeğin ustaca dile gelmesi, satırlara dökülmesidir şiir...
Güçlü bir önsezi ister ve etkili bir anlatım biçimi...
İsmail Uğural da, hayata kendi hayal dünyasından bakarken, farklı bir bir şiir diliyle buluşturmuş okurlarını...
Bunu şu sözlerle açıklıyor:
"Kitabın adı aslında içeriğini ele veriyor. Başka ifadeyle hayal perdesinde seyrettim, böyle baktım, böyle gördüm. Bir kelime var, gerçekten çok anlamlı... Fakat şimdilerde pek değil, hiç kullanmıyoruz. Nedir o derseniz, "Telakki" derim. Bu çok önemli, yani işin temelinde hayatı hayatı nasıl kavrıyor ve nasıl algılıyorsunuz sorusu yatıyor."
***
İsmail Uğural'ın hayal dünyasında, aşklar, pişmanlıklar, çaresizlikler, Ege'nin en güzel köşeleri ve "insan" var.
Farklı, duyarlı ve coşkulu...
Tıpkı kendisi gibi.
Basit yaşayın, cömertçe sevin
Kariyer yolunda ilerleyen bir grup yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler. Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikayet etmeye döner. Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.
Herkes bir bardak seçince, profesör şöyle söyler:
'Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız.
Şunu bir düşünün: Hayat kahvedir. İş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayatı tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yaşadığımız hayatın kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de.
Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın! En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.
Basit yaşayın. Cömertçe sevin. Birbirinize derinden itina gösterin.
Nazik olun, gerisini hayata bırakın.
GÜNÜN SÖZÜ
Yardım almaya çalışanlar, gün gelir buyruk almaya da alışırlar.
4. Murat
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.