Doğaya zarar vereni affetmek mümkün mü?
***
Verilen emir üzerine, 8 Ağustos 1936 tarihinde, önce bina çevresindeki toprak, büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul'dan getirilen tramvay rayları döşenir. Bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtturulur. Bir yaz günü Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Hanım ve Yunus Nadi ile görevlilerin hazır bulunduğu 10 Ağustos 1936 günü bina 4.80 m. kaydırılarak çınardan uzaklaştırılır ve çınar dalı kesilmekten kurtarılır.
***
Türkiye'nin yeşili en az şehirlerinden biri İzmir... Kent, denize inen yamaç boyunca kurulmasına karşın, yüzyıllardır hiç korunamamış, özellikle ağaçlar, insanoğlunun gazabına uğramıştır.
Bina yapılsın, ev yapılsın diye..
Bunun içindir ki, geçmişte yapılan hatalar yinelenmesin diye, sürekli kampanyalar düzenlenir. Kurak yerlere ağaç dikilir, yanan bölgeler ağaçlandırılır.
Ege Orman Vakfı bunun için vardır, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü de...
Her çaba, daha yeşil bir İzmir için...
Bu yüzden, kurumlar kuruluşlar, kentin dört bir yanında "Hatıra Ormanı" kurar, İzmir ışıl ışıl yaşasın diye...
***
Ama artık o inanç da kalmadı.
Nasıl olsun ki, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin, bu mesleğe ömürlerini vermiş ağabeylerimizin adına kurduğu hatıra ormanına, bir sorumsuz el dadanıp, o güzelim ağaçları budayınca...
Hatta bu sorumsuz elin, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait olduğunu öğrenince...
Hem de gözetleme kulesi uğruna, acımasızca ağaçların katledildiğini duyunca...
Nasıl insanlar, fidan dikecek, ağaç yeşertecek.
Asıl koruması gereken kurum, ağaçları kıydıktan sonra...
***
75 yıl önce, bu güzel ülkeyi bizlere armağan eden Atatürk, ağacın dalı kesilmesin diye, koca köşkünü kaydırırken...
75 yıl sonra bir gözetleme kulesi için yüzlerce ağaç kesiliyor.
Tek diyeceğim, benim gözümde, yüreği doğayla yıkanan Atatürk'ün ışığının hiç sönmeyeceği...
Doğaya zarar verenlerin ise hiç affedilmeyeceğidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.