• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İzmir’in 40 yılı örnek bir çalışma HÜROL DAĞDELEN

İzmir'in 40 yılı örnek bir çalışma

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Ekim 2010, 18:45
İzmir'i anlamanın yolu onu tanımaktan geçer, cadde cadde, dere tepe...
Yani insanını, mahallelerini, toplumsal ilişkilerini, sokaklarını, mimarisini, dünden bugüne nasıl gelişim gösterdiğini, Atatürk sevgisini, yaşam koşullarını, coğrafi faktörünü, nelerden ilham aldığını, her dinin insanına dostça yaklaşımını, barışçı tavrını, vatanseverlik inadını, Atatürk Cumhuriyeti'ne bağlılığını, nelere tepki verdiğini, özgür yaşama sevdasını...
Ama bir şart var.
Günümüzden değil, geçmişten bugüne yaşananları esas alıp araştırarak ortaya konur bu kentin kimliği... Yoksa, bugünün insanından elde edilecek fikir alışverişiyle, anketle manketle olacak şey değil bu...
Çünkü bugünkü İzmir'in temeli geçmişten geliyor. Neler yaşadığını, ne acılar gördüğünü, ne mutluluklara tanık olduğunu bilen bir nesilden...
O insanların anlattığı gerçek öykülerden, komşuluk ilişkilerinden, yaşam standartlarından...
Yani, henüz karışmamış insan özünden...
***
Son günlerde İzmir'de bir proje gündemde... "42 yazardan 40 yıl projesi" adı altında... Proje Koordinatörü Fergül Yücel, kentin tanınmış fikir adamlarını, şairlerini, yazarlarını, gazetecilerini, akademisyenlerini biraraya getirmiş ve demiş ki:
"İzmir'i tanımak, mahalle kültüründen geçer. Gelin el ele verelim, İzmir'i daha iyi tanıma yolunda bir adım atalım, gerçek kimliğimizi ortaya çıkaralım. Siz doğup büyüdüğünüz yeri, tanıklarla anlatın. Bunu bir kitap halinde topluma sunalım."
İşte o günden sonra hummalı bir çalışma var; İzmir'in ilçeleri, mahalleleri, sokakları, vapurları, çarşıları, kısaca tarihi yazılıyor. 42 adetlik kitap seti 2011 yılında kitap fuarında okuyucuyla buluşacak.
Sonuçta ortaya geleceğin İzmir'i çıkacak.
Akıl yürütmeyle değil, araştırmaya dayanarak...
***
Böyle bir çalışmaya ihtiyaç vardı, ne zamandır; çünkü kentin geleceği üzerine, her kafadan bir ses çıkıyor.
Kimse İzmir'i tanımadan, İzmir'de yaşamadan ahkam kesiyor, faşist ilan eden bile var.
Oysa Ege'nin İncisi'dir bu kent... 8000 yıllık bir tarihin de mirasçısı...
Daha da ötesi, tereddüt etmeden söyleyelim: Geleceğin lider şehri.
Boru değil, insanlık tarihiyle eşdeğer bir geçmiş bu.
O halde bu onurlu geçmişi zedelememek için, İzmir'in insanına çok iş düşüyor.
Öncelikle sahiplenmek, sonra da "gerçek öyküsünü" ülkesiyle, dünyayla paylaşmak..
Bu kent hakkında ileri-geri konuşanlara, üzerinden prim yapanlara da en gerçekçi yanıtı vermek...
***
Gelecek yıl, Ballukuyu'dan Alaybey'e, İnciraltı'ndan Bornova'ya boydan boya İzmir'in 40 yılı, İzmirliyle buluşacak.
Bu kentin geçmişinin sizi çok şaşırtacağına eminim. Her bir satır, kentin kimliği hakkında ipuçları verecektir sizlere...
Bunun için, bu 42 yazardan biri, bir gün kapınızı çalar ve bir öykünüzü, mahallenizi, evinizi anlatmanızı isterse, sakın çekinmeyin, anlatın.
Bu satırlar, kentinizin öz geleceğidir çünkü...

Mahalle dizileri iyi bir seçim

TRT, bu dönem, mahalle ve aile dizilerine yöneldi. Hepsi de birbirinden özel, birbirinden ilginç...
Halil İbrahim Sofrası, Yerden Yüksek, Küstüm Çiçeği gibi...
Reyting uğruna yapılan daleveralara bakınca, bu gerçekçi bir bakış, yerinde bir seçim...
Üçü de, ekranın en sıcak komedileri, gerek oyuncuları gerekse çekim yapılan mahalleler, modernizm fırtınasına kapılan şehirlerin yitip giden yapı taşlarıydı bir zamanlar...
Dostluğun, komşuluğun, iyi insan ilişkilerinin, yardımlaşmanın; kısaca insanca yaşamanın adresiydi.
Şimdi pek kalmadı, olanı da katletmeden dizilere mekan oluyor bir bir...
Eski yaşam tarzı artık pek olmasa da, senarist ve yönetmenin maharetiyle, o yıllara dönüyor insan...
Anılara, kişisel yolculuklara...
***
İşte bu özel dizilerden biri de, Yerden Yüksek... Kenar mahallede yaşayan bir grup İstanbullunun, bir futbol takımının etrafında nasıl kenetlendiğini, hocalarına nasıl sahip çıktıklarını, sporcuların hocalarına ve mahalle insanına bağlılığını, çok akıcı, sıcak bir dille anlatıyor Yerden Yüksek...
O özlem duyduğumuz anılardan geçitler var dizinin her bir karesinde...
Nesli tükenmekte olan bir teknik adamı canlandıran usta oyuncu Altan Erkekli ve tek rakibi, yine bir diğer usta Tarık Pabuççuoğlu ile sergiledikleri oyunculuk resitali, büyük keyif veriyor insana...
TRT, 70'li yıllara döndüğü dizi anlayışında, günümüzün "entrika, gerginlik, yalan, dolan, kavga, küstahlık reyting getirir" rüzgarına set koymuş sanki...
Dayanışma bilinci aşılmaya çalıştığı ortada...
Bu açıdan bakınca yayıncılık anlayışında hatalar yapsa da, dizilerde seçim iyi.

GÜNÜN SÖZÜ

Pek çok insan boşluğun farkındadır; ama umutsuzluğu görmek cesaret ister.
Any Rand


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.