Cumhuriyetimizin tarihidir Yeni Asır
Sadece insan için değil, kurumlar için de böyledir yaşanan her an... Bu nedenle asırlık şirketleri çok önemserim; her türlü saldırıya karşı direnebilen bu kurumlar, aslında insanlığın tarihi gibidir.
Tıpkı Yeni Asır gibi...
1895'te, o zamanlar Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün doğup büyüdüğü Osmanlı şehri olan Selanik'te, yayın hayatına başlayan Yeni Asır, 118 yıldır Türk insanının demokrasi savaşında öncü rolü üstlenmiştir.
İzmir'in bugünkü çağdaş kimliğinin yapı taşlarından biri de Yeni Asır'dır.
***
Bir süredir Bloomberg TV'de, asırlık şirketleri ekrana getiren, onların örnek yapılanmasını, toplum için verdiklerini mücadeleyi izleyicisiyle paylaşan Osman Arolat, bu kez de Yeni Asır'ı, Türk insanına anlattı.
Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı'nın konuk olduğu ve Yeni Asır'ın tarihini aktardığı program, belleklerde iz bıraktı bence...
Bunun pek çok yönü var ancak en önemlisi, gazetemizin çağdaş yüzünün bir kez daha tarihi, yönetimi ve çalışanları açısından ortaya konması...
Ayrıca Şebnem Bursalı'nın, Arolat'ın tuzak sorularına verdiği net yanıtlarla Yeni Asır'ın tarihine hakim olduğunu göstermesi de önemli bir gurur vesilesidir bizler için...
Bu sahne, gazetemizi ne kadar çok sevdiğimizi, Yeni Asır'ın geçmişten gelen "sahip çıkma ve geliştirme" ülküsüne ne denli güçlü bağlandığımızın da göstergesidir aynı zamanda...
***
Ancak program süresinin kısa oluşu, toplumca örnek alınması gereken bu güzel sohbeti, birden bitiriverdi. Hatta, daha anlatacağı çok şey vardı Şebnem Bursalı'nın, Osman Arolat bırakmadı.
Anlamsız ve plansız bir bitişti bu...
Osman Arolat ve program ekibinin, 118 yıllık bir tarihe sahip, basında her zaman öncü bir kuruluş olan Yeni Asır'a daha geniş yer ayırmaları gerekirdi diye düşünüyorum.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihidir Yeni Asır... Ülkemize özgürlüğü getiren bir dönemin en önemli tanıklarından biridir....
Doğrusu bu yakışmadı, sohbetin tadı damağımda kaldı.
Birisine karşılık veremeyeceği bir iyilik yapmadıysan, mükemmel bir gün nedir bilmiyorsun demektir. Ruth Smeltzer |
Karşıyaka'da operayı yaşamak çok güzel
Bir sanatseveri, ruhuyla duyumsadığı seslere, notalara, yorumlara götürendir opera konserleri... Bunun için sanatı hissetmek istediğim anda opera izlemeye giderim.
Çünkü operanın günlük popüler endişeleri yoktur, yüksek satış rakamları uğruna, notaların orasından burasından çekiştiren zihniyete de yabancıdır...
Sanatı sanat için yapar, topluma sunar. Bu yüzden sanatın yoğun yaşandığı ülkelerde opera konserleri, en çok ilgi gören etkinliklerdendir.
Sanatçının yorumunu, notalara yön veren billur gibi sesini dinemek isteyenler operaya koşar.
***
Bizde opera sevilen bir sanat etkinliği... Ben gittiğim her konserde, salonun boş olduğunu hiç görmedim, kimi zaman Elhamra Opera Sahnesi'nin merdivenlerine oturmuş sanatseverlere de tanık oldum.
Bu bir yürek meselesi, ödünsüz müziğe hayatında yer verme aşkı, sessizce o güzel seslerin yorumladığı dünyalara yolclik etme hissidir.
Şimdi aynı yoğunluğa Karşıyaka Opera ve Tiyatro Sahnesi'nde tanık oldum ve Karşıyaka'nın sanat kimliğine bir kez daha şapka çıkardım.
***
Opera sanatçıları soprano Derya Kırcalı Gürlük ve mezzosoprano Evrim Keskin'in yorumladığı şarkılara dalıp giden, onlara birlikte başka dünyalara yolculuk eden sanatseverleri gördükçe, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Mavişehir'de yapmayı planladığı Opera Sarayı'nın bir an önce hayata geçmesi gerektiğine inandım.
Gürlük ve Keskin, unutulmaz eserlerden oluşan bir repertuvarla mükemmel bir gece yaşattılar bize... Onlara piyano da Tuğçe Özaytekin eşlik etti, uyum harikaydı.
Derya Kırcalı Gürlük'ün dinleyeni müziğe aşık eden mukemmel bir sesi var. Büyülendim desem yeridir. Evrim Keskin'in de güçlü, melodik bir sesi var. İkisini de izlerken, müziğin tınıları beynimi yüreklendirdi, sanatla doldurdu.
Müziği sahtecilikten, bilgisayar marifetinden uzak, "doyasıya" ve tüm gerçeğiyle hissetmek güzeldi.
***
Hele her iki sanatçının da Karşıyaka'yı temsilen Yeşil-Kırmızı giysilerle sahneye çıkmaları çok hoş düşünceydi. Sanatçılar, yaşadıkları kentin takımının renklerini, böyle özel bir konserde sergilemekle, sporcuların başarısına olan inançlarını bir kez daha ortaya koymuşlardı.
Bence en yakın zamanda, bu genç sanatçılardan bir düet gecesi daha yaşamak istiyorum. Bir sanatsever olarak buna hakkım var.
Bu arada Karşıyaka Opera ve Tiyatro Sahnesi'ni bizlere kazandıran Başkan Cevak Durak ve arkadaşlarına bir kez daha teşekkür...
Bir teşekkür de, burayı kurulduğu günden bugüne koruyup kollayan ve her gece sanatla dolu olmasını sağlayan sanat merkezinin yönetimine...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.