Ailemizi büyütmenin tam zamanı
Önemli uyarı! Eve bir hayvan almak için çocuğun en azından 11- 12 yaşına gelmesini beklemek en doğrusu
Çocukların hayvanlarla birlikte büyümesinin ileriki yaşlarında onlara sağlayacağı yararlar artık tüm psikologlar tarafından kabul görmektedir. Hayvanlarla birlikte yaşamında sevgiyi, sorumluk duygusunu, arkadaşlığı öğrenebilen çocuklar yetişkinliklerinde de daha başarılı, insanlarla daha kolay anlaşabilen ve problemsiz kişiler olmaktadırlar.
Bu gerçeği kabul ettikten sonra önemli bir soruyu cevaplamamız ve karar vermemiz gerekmektedir:
Çocuklarımızın hayatına bir hayvanı, mesela bir köpeği veya bir kediyi hangi yaşlarda dahil etmeliyiz?
Bu güzel dostluğun başlangıcı için iki ayrı doğru seçeneğiniz var; Evde zaten kedi veya köpek varken bir bebeğinizin olması ve hayvanlarla beraber, onları yavaş yavaş tanıyarak büyümesidir. Hayvan olan bir evde büyüyen çocuklar hayvanlarla yavaş yavaş tanıştıkları için asla onlara zarar vermezler ve hayvanlarda yeni bir bebeği düşünemeyeceğiniz kadar çabuk ve güzelce kabullenir ve hatta sahip çıkarlar.
İkinci seçenek içinse çocuğun en azından 11- 12 yaşına gelmesini beklemektir. Bu yaşların arasında kalan dönemde çocuk hayvanları tam algılayamaz ve oyuncak gibi görür. Zaten bir sürü ses çıkaran tüylü oyuncağı vardır. Obje olarak onları da oyuncak gibi algıladığı için köpek veya kedi yavrusuna da zarar verebilir. En iyi ihtimalle zarar vermese bile sürekli peşinde koşturup, mıncıklayıp, sıkıştırır ve çoğu zamanda canını yakar.
Hamsterınız firar ederse
Evinizde kafesinde veya akvaryumda beslediğiniz hamsterınız bir gün yemek vermek için yanına gittiğinizde ikemetgahında bulunamayabilir. Şaka bir yana hamsterın evde kaçması hem o hayvancık için hem de sizin için tehlikeli durumlara neden olabilir. En başta bu hayvanlar ciddi kemiricilerdir. Evinizde kablolardan, ev eşyalarınıza, yiyecek paketlerinize kadar bir çok şeyi kemirmeye başlayabilirler. Ayrıca kafesteyken evcil hayvan kategorisine giren bu minik hayvanlar kaçtığında direk fare kategorisine girerler ve aynı eve giren bir farenin vereceği zararları yapabilirler.
Hamsterınız kaçtığında acil olarak kafesli tahta kapanlardan bir veya birkaç tane satın almalısınız. Bu kapanlar hayvanları öldürmez sadece içinde takılı yemi almaya çalıştığı zaman mekanizmaya takılı olan kapak kapanır ve hamster'ın firariliği bitmiş olur. Bu arada size kesin işe yarayacak kapan yemi konusunda da fikir vereyim; Sanılanın aksine en iyi kapan yemi ne sucuk ne de peynir parçasıdır. Bir salatalık dilimi susayan hamsterınızı hemen ilk gece faaliyetinde yakalanmasını sağlar. Benim hamster firarlarımda onlarca defa işe yaradığı ispatlanmıştır.
Reçetedeki dostlar
Evinizde bir hayvan olması her açıdan iyi bir şeydir.
Sabah kalktığınızda hiç uyumamış gibi neşeyle sizi karşılayacak bir köpekle yürüyüşe çıkmak, mırıl mırıl keyifle size sürtünen sabırsız bir kedinin mamasını vermek için acele etmek, sabahın ilk ışıkları ile şakımaya başlayan bir kanaryanın sesi ile uyanmak, bunları başka hiçbir keyifle karşılaştırılmayacak güzelliklerdir.
Yurt dışında bir çok ülkede yürüyüş gerektiren rahatsızlıkları olan veya depresif kişilere reçeteye en son madde olarak ''köpek gezdirme'' yazılmaktadır.
Yurt dışında olduğu gibi, Türkiye'de de içine kapanık, asosyal, depresyona girmiş kişiler için köpekle birlikte uzun yürüyüşlere çıkmak inanılmaz motive edici ve iyileştirici etkileri olan bir seçenektir.
Özellikle gençler ve çocuklar boş vakitlerini eve hatta odasına kapanıp televizyon veya bilgisayarda oyun oynayarak geçirmek yerine bir köpeğin sorumluluğunu aldıklarında o problemli ve uzlaşmaz hallerinden kurtulup, gerçek hayata dönebilirler.
Ya da yaşlılar yurdunda köpeklerle bir araya getirilen yaşlı insanların hem psikolojik hem de sağlık açısından daha iyiye doğru gittikleri gözlemlenmiştir.
Ayrıca zihinsel özürlü çocukların rehabilitasyonunda ve topluma kazandırılmasında hayvanların sağladığı yararlar yadsınamaz ölçüdedir.
Her insanın hayvanlarla beraber yaşaması kesinlikle yararlı ve keyifli bir şeydir.
Kedi mektupları
Evinde daha önce veya şu an erkek kedi besleyenler bilirler. Özellikle çiftleşme zamanları olan ocak, şubat aylarında kedilerin davranışlarında ciddi değişiklikler olur.
Garip bir sesle miyavlamaya başlarlar, saldırganlaşabilirler ve en kötüsü de kötü kokulu idrarlarını her yere yapmaya başlarlar.
İşte bu dönemde evden dışarıya çıkamayan erkek bir kediniz varsa misafirlerinizin ve sizin çanta, bavul vb eşyalarınıza özellikle dikkat etmeniz gerekir. Çünkü dışarıya çıkamayan kediniz bu eşyalara idrar fışkırtıp koku bırakarak fenomen dediğimiz salgıları ile haber yollamaya çalışacaktır. Bu ben yetişkin bir erkeğim ve çiftleşmeye hazırım ve buradayım mesajıdır.
Yazar Oya Baydar'ın 1993 Yunus Nadi Roman Ödülü'nü almış ''Kedi Mektupları' isimli kitabını okuduğunuzda, romanın kahramanları Nina ve Arthur isimli kedilerin kendilerince birbirlerine gönderdikleri mesajlarla kedi mektuplarının ne demek olduğunu daha iyi anlayacak ve kitabı okuduktan sonra kedilerinizin yanında daha dikkatli olacaksınız.
Haftanın isimleri
Köpek : Sis- Alis- Karina- Karolin- Kartanem
Kedi: : Namino- Nazgül- Narin- Katina- Dante
Çocukların hayvanlarla birlikte büyümesinin ileriki yaşlarında onlara sağlayacağı yararlar artık tüm psikologlar tarafından kabul görmektedir. Hayvanlarla birlikte yaşamında sevgiyi, sorumluk duygusunu, arkadaşlığı öğrenebilen çocuklar yetişkinliklerinde de daha başarılı, insanlarla daha kolay anlaşabilen ve problemsiz kişiler olmaktadırlar.
Bu gerçeği kabul ettikten sonra önemli bir soruyu cevaplamamız ve karar vermemiz gerekmektedir:
Çocuklarımızın hayatına bir hayvanı, mesela bir köpeği veya bir kediyi hangi yaşlarda dahil etmeliyiz?
Bu güzel dostluğun başlangıcı için iki ayrı doğru seçeneğiniz var; Evde zaten kedi veya köpek varken bir bebeğinizin olması ve hayvanlarla beraber, onları yavaş yavaş tanıyarak büyümesidir. Hayvan olan bir evde büyüyen çocuklar hayvanlarla yavaş yavaş tanıştıkları için asla onlara zarar vermezler ve hayvanlarda yeni bir bebeği düşünemeyeceğiniz kadar çabuk ve güzelce kabullenir ve hatta sahip çıkarlar.
İkinci seçenek içinse çocuğun en azından 11- 12 yaşına gelmesini beklemektir. Bu yaşların arasında kalan dönemde çocuk hayvanları tam algılayamaz ve oyuncak gibi görür. Zaten bir sürü ses çıkaran tüylü oyuncağı vardır. Obje olarak onları da oyuncak gibi algıladığı için köpek veya kedi yavrusuna da zarar verebilir. En iyi ihtimalle zarar vermese bile sürekli peşinde koşturup, mıncıklayıp, sıkıştırır ve çoğu zamanda canını yakar.
Hamsterınız firar ederse
Evinizde kafesinde veya akvaryumda beslediğiniz hamsterınız bir gün yemek vermek için yanına gittiğinizde ikemetgahında bulunamayabilir. Şaka bir yana hamsterın evde kaçması hem o hayvancık için hem de sizin için tehlikeli durumlara neden olabilir. En başta bu hayvanlar ciddi kemiricilerdir. Evinizde kablolardan, ev eşyalarınıza, yiyecek paketlerinize kadar bir çok şeyi kemirmeye başlayabilirler. Ayrıca kafesteyken evcil hayvan kategorisine giren bu minik hayvanlar kaçtığında direk fare kategorisine girerler ve aynı eve giren bir farenin vereceği zararları yapabilirler.
Hamsterınız kaçtığında acil olarak kafesli tahta kapanlardan bir veya birkaç tane satın almalısınız. Bu kapanlar hayvanları öldürmez sadece içinde takılı yemi almaya çalıştığı zaman mekanizmaya takılı olan kapak kapanır ve hamster'ın firariliği bitmiş olur. Bu arada size kesin işe yarayacak kapan yemi konusunda da fikir vereyim; Sanılanın aksine en iyi kapan yemi ne sucuk ne de peynir parçasıdır. Bir salatalık dilimi susayan hamsterınızı hemen ilk gece faaliyetinde yakalanmasını sağlar. Benim hamster firarlarımda onlarca defa işe yaradığı ispatlanmıştır.
Reçetedeki dostlar
Evinizde bir hayvan olması her açıdan iyi bir şeydir.
Sabah kalktığınızda hiç uyumamış gibi neşeyle sizi karşılayacak bir köpekle yürüyüşe çıkmak, mırıl mırıl keyifle size sürtünen sabırsız bir kedinin mamasını vermek için acele etmek, sabahın ilk ışıkları ile şakımaya başlayan bir kanaryanın sesi ile uyanmak, bunları başka hiçbir keyifle karşılaştırılmayacak güzelliklerdir.
Yurt dışında bir çok ülkede yürüyüş gerektiren rahatsızlıkları olan veya depresif kişilere reçeteye en son madde olarak ''köpek gezdirme'' yazılmaktadır.
Yurt dışında olduğu gibi, Türkiye'de de içine kapanık, asosyal, depresyona girmiş kişiler için köpekle birlikte uzun yürüyüşlere çıkmak inanılmaz motive edici ve iyileştirici etkileri olan bir seçenektir.
Özellikle gençler ve çocuklar boş vakitlerini eve hatta odasına kapanıp televizyon veya bilgisayarda oyun oynayarak geçirmek yerine bir köpeğin sorumluluğunu aldıklarında o problemli ve uzlaşmaz hallerinden kurtulup, gerçek hayata dönebilirler.
Ya da yaşlılar yurdunda köpeklerle bir araya getirilen yaşlı insanların hem psikolojik hem de sağlık açısından daha iyiye doğru gittikleri gözlemlenmiştir.
Ayrıca zihinsel özürlü çocukların rehabilitasyonunda ve topluma kazandırılmasında hayvanların sağladığı yararlar yadsınamaz ölçüdedir.
Her insanın hayvanlarla beraber yaşaması kesinlikle yararlı ve keyifli bir şeydir.
Kedi mektupları
Evinde daha önce veya şu an erkek kedi besleyenler bilirler. Özellikle çiftleşme zamanları olan ocak, şubat aylarında kedilerin davranışlarında ciddi değişiklikler olur.
Garip bir sesle miyavlamaya başlarlar, saldırganlaşabilirler ve en kötüsü de kötü kokulu idrarlarını her yere yapmaya başlarlar.
İşte bu dönemde evden dışarıya çıkamayan erkek bir kediniz varsa misafirlerinizin ve sizin çanta, bavul vb eşyalarınıza özellikle dikkat etmeniz gerekir. Çünkü dışarıya çıkamayan kediniz bu eşyalara idrar fışkırtıp koku bırakarak fenomen dediğimiz salgıları ile haber yollamaya çalışacaktır. Bu ben yetişkin bir erkeğim ve çiftleşmeye hazırım ve buradayım mesajıdır.
Yazar Oya Baydar'ın 1993 Yunus Nadi Roman Ödülü'nü almış ''Kedi Mektupları' isimli kitabını okuduğunuzda, romanın kahramanları Nina ve Arthur isimli kedilerin kendilerince birbirlerine gönderdikleri mesajlarla kedi mektuplarının ne demek olduğunu daha iyi anlayacak ve kitabı okuduktan sonra kedilerinizin yanında daha dikkatli olacaksınız.
Haftanın isimleri
Köpek : Sis- Alis- Karina- Karolin- Kartanem
Kedi: : Namino- Nazgül- Narin- Katina- Dante
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.