Tüm hayvanların dinlenmek için uykuya ihtiyacı var. Ama hayvanlar bizden çok farklı ortamlarda çok değişik şekillerde uyuyabiliyorlar. Örneğin bir yaban ördeği karda, buzda tek ayağı üstünde, hatta suyun içindeyken üşümeden, donmadan gayet rahat uyuyabiliyor. Ya da kuşlar bir dala tüneyip düşmeden uykuya dalabiliyorlar. Böcekler bile uykuya ihtiyaç gösteriyorlar. Kelebekler kanatlarını kapatıp diğer böcekler ise kuytu bir köşede duyargalarını vücutlarına yapıştırıp hareketsiz kalarak uyuyorlar. Örneğin yunuslar hareket halindeyken uyuyabiliyorlar ve o sırada kaslarını dinlendirmek yerine yıpranan beyin sistemlerini yeniden düzenliyorlar.
Kediler günün uzun bir bölümünü derin uykuda geçiriyorlar. Köpekler de benzer şekilde her fırsat bulduklarında tetikte çoğu zaman yarım bir uyku ile dinleniyorlar.
Kış uykusuna giren kurbağa, yılan vb soğukkanlı hayvanlar ise bütün bir kış mevsimini havalar ısınana kadar uykuda geçirebiliyorlar. Bizim asla dayanamayacağımız bu kadar uzun sürelerde, vücut metabolizmalarını en alt seviyeye düşürdükleri için açlık veya susuzluktan ölmüyorlar.
Sağlıklı bir iguana almak için
Petshop'larda her zaman rastlayabileceğiniz küçük yeşil şirin yaratıklar olan iguanaları alırken bazı hususlara dikkat etmeniz gerekmektedir. Öncelikle bu hayvancıkları satın alıp evinize götürmeden önce ona uygun barınağını hazırlamalısınız. Sağlıklı bir iguana nasıl olur? Öncelikle vücudunun ana rengi yeşildir ama kahverengi desenleri vardır. Sağlıklı iguanalarda bu yeşil renk fıstık yeşili ve parlak renklidir. Üzerinde siyah bölgeler, yaralar, kabuklar, düzensiz kahverengileşme olmamalıdır. Vücudunda özelikle baş bölgesinde kırmızı çok küçük akar dediğimiz parazitlerin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Sağlıklı bir iguananın vücudu dolgundur. Çok zayıf, ayakları fazla kemikli iguanalar ya uzun süredir marul vb gıdalarla eksik beslenmiştir ya da bu hayvanlarda bir sağlık problemi vardır. Sağlıklı iguanalar çok hareketlidir. Eğer bulundukları ortam soğuk değilse çok atik ve hızlı hareket ederler.
Hayvanları kafeslere esir etmeyelim
Bir pazar günü kliniğimize bebek bir sincap yavrusu getirdiler. Ağaçtan düştüğünü tahmin ettiğimiz yavrunun burnu ve üst dişleri kırılmıştı. Kafasını çarpmasına bağlı ciddi bir travması vardı ve tam uykuya yakın bir koma ile aniden başlayan çırpınmalar arasında gidip geliyordu. Ceviz veya benzeri herhangi bir besini kemirmesi, hem dişleri kırık olduğu için hem de süt emen bir bebek olduğu için mümkün değildi. Badem, ceviz, yer fıstığı, çiğdem ve benzerini havanda iyice dövdükten sonra içine biraz da hazır kedi maması karıştırdım. Bu karışıma biraz şeker ve vitamin kattıktan sonra sulandırdım ve bir çay kaşığı yardımı ile azar azar günde 10- 15 defa içirdim. Ayrıca hastalığıyla ilgili ilaç vb tedavilerini de yapmaya devam ettim. İlk 3 gün önlüğümün içinde karnımın üstünde yatırdım. Üç gün iyi- kötü arasında gidip geldikten sonra yavaş yavaş iyileşmeye başladı. Sonra hızla kendine geldi. Doğada düşmanlarını tanıyamayacağı ve besin bulamayacağı için iyice büyümeden ve iyileştiğine emin olmadan serbest bırakmayı göze alamadık. 5 ay sonra artık doğaya salınma zamanı geldiğine karar verdik ve Manisa Spil Dağı'nda başka sincapların da olduğunu bildiğimiz, çam, ceviz, kestane ağaçları ve palamut çalıları ile dolu harika ve gizli bir yere sincap Kiki'yi saldık. Salınma anının video görüntülerini merak ederseniz www.facebook.com/kutluvet linkinden izleyebilirsiniz.
Haftanın isimleri
Köpek: Dengo- Corby- Pepe- Sacha- Robi
Kedi: Sütlaç- Tırmık- Doli- Ceviz- Cleo