Sağlık Bakan'ımız, tehlikelerin neler getirebileceğini tahmin ettiğinden, topu tek pasla bıraktı, Federasyon'un ayağına! Ben de Bakan'ımızın kafasını taşıdığımdan, karşıydım, şu maçların oynanmasına... Bi yandan meraktaydım da... Mesela Federasyon Yönetim Kurulunda... Mesela MHK içinde...
Mesela da anlı-şanlı hakem camiasında, tek Allah'ın kulu yok muydu itiraz eden veya maçlara çıkmam diyen bir delikanlı?
Seyircisi olmayan bir tiyatronun, 'mazlum' oyuncularına tanık olacaktık bir bakıma!
İlk onbir kurgusuna baktığımda, görünürde tartışmasız en doğru tercihleri yapmıştı Sergen Hoca... Fakat; seksen günlük aradan sonra, oyun alanındaki eylemler, düşüncelerinizle örtüşmüyor maalesef!
LJAJİC'İN GOLÜ YETMEDİ
Elneny kardeş, savunmanın arasından çıkmıyorsa! Güven Kardeş, koca kırkbeşte topla buluşturulamıyorsa! Diaby Kardeş, ortalarda beş-taş oynuyorsa! Boateng biladerin adı, zaman zaman geçiyorsa! Boyd Kardeş, ortalıklarda dürbünle aranıyorsa!
Gökhan Gönül'ün kademe hataları yüzünden, önce Sinan ve de sonrasında Amilton tarafından gelen goller, futbolda kaçınılmaz gerçekleri koyuyor ortaya! Neymiş efendim? İstatistikler, pas yüzdesi olarak rakibinin üç katını gösteriyormuş! Evvet, 'Antalyaspor'a da 2-0 önde' yazıyor tabela(!) Sergen Hoca'da malum rahatsızlıkları fark etmiş olacak ki, Nkoudu ile Ljajic'i attı içeriye... Hemen ardından da Lens ve Umut'u... Attı atmasına da, Antalyaspor müthiş direncini devam ettirirken, Sinan Gümüş'le üçüncü gol şansını da kullanamadı bu ara... Ljajic'ten gelen gol heyecan yaratsa da, yetmedi yetemedi sonuca...
Çok sürpriz bir sonuç olarak bakmamalı tabelaya... Çünkü; günlerdir her bulduğu ortamda, önceki yönetimi şikayet ederek, takımı gerginleştiren Beşiktaş Başkanı yarattı bu ortamı (!) Haklarını yemeyelim, bu ara helal olsun Antalyalı Kardeş'lere de.