Görünen o ki; iflasın eşiğine dayandı ligin babaları(!) Kulüp başkanlarının sosyal medyada yer alarak, kendi ticari kazançları adına itibar kazanma amacıyla, gırtlağa kadar borçlanmalarının yanı sıra, çantası sırtında teknik direktör geçinen bir çoğunun, günlük başarılar için 'yabancı' oyuncuları itelemesi yüzünden, durum oldukça vahim Türk futbolunda(!) Bunun kısaca adına 'İflas' diyorlar, İf-las(!) En yakın örneği de, bıçağın kemiğe dayandığı Burak Yılmaz'ın, her türlü alacaklarından vazgeçerek ayrılma olayı! Ruiz, zaten kararını verdi, aynı patikadan yürüyen bir de Vida var, isyan bayrağı çeken!
Ha, hal böyleyken, Sergen Hoca'nın da, gelecek sezon 'kalır mı, kalmaz mı?' konusu, tartışılır.. Bence, kalmayacak(!) Gayya kuyusuna düşmekten kurtulan Gençler'in Hocası Hamza'nın, alt yapıdan gelenlerle oyuna başlama düşüncesi, deplasman olmasına rağmen Beşiktaş'ı avantajlı gösteriyordu başta...Öyle de; bütün sıkıntılarından kurtulmuş, gençlerini öne süren bir takım, gereğinden fazla koşar, kendini ispat etmek için. Nitekim Gençlerbirliği, kolay lokma olmadığını gösterdi, sahanın her metre karesine basarak...
BAVULLARINI TOPLADILAR
Flavio ile golü buldular ama, Var'a takıldılar, kendi oyuncusunun son an da kendi oyuncusunun eline değmesi nedeniyle... İlk yarının son dakikalarında da, Nkoudou'nun şahane golünde, aynı senaryo yaşandı Beşiktaş tarafında...
Eşitlendi hesaplar böylece... Sivas'ın geriye düştüğü haberiyle Kara Kartallar'ın daha bi çaba içinde olduğunu gördük, başlangıçta...
Müthiş baskılar sonucu Boyd ile Güven'in gol denemeleri sonuç vermese de, takımın kralları Atiba'nın asistiyle Gökhan'ın penaltı yaptırışı, saygıya değer... Atış, Atiba'nın ayağından, gol oluyor sonuçta... Hemen ardından da Diaby ve Elneny ile çözdüler işi... Dünkü geceyi koyduk bir kenara... Ayrı... Demem o ki; Caner, Ruiz, Burak topladı çantalarını! Gökhan ile Vida var sırada ve arkasında daha da bilmediklerimiz!
Enkaz kalan bir kadroyla Avrupa'ya çıksan ne yazar, çıkmasan ne yazar bilader?