Göztepe uzun lig maratonunda elbette puan kayıplarına uğrayacaktır.
Ama takım ruhu ve özelliğini kaybederse işte o zaman tehlike var demektir.
Sarı-kırmızılı takım dün Recep Tayyip Erdoğan Stadında tel tel döküldü, sezonun en kötü maçını çıkardı ve beklenmeyen bir yenilgiye uğradı. O pres yapan, rakibi bunaltıp hatalara zorlayan takım gitmiş, sanki formalite maçı oynayan bir takım gelmişti.
Sürekli yan pas hataları yaptılar, Kasımpaşa dönen topları kontralarla değerlendirerek ilk yarıda bir gol buldu, eğer Beto olmasa başka goller de bulabilirdi. Kasımpaşa Teknik Direktörü Kemal Özdeş, Pavelka ve Sadikou ile orta sahada Göztepe'nin üretici oyuncuları Castro ve Scarione'yi kilitledi.
Jahoviç'i de 2 kişiyle marke ettirerek etkisiz bıraktı. Jahoviç zorunlu olarak gerilere gelip top almaya çalıştı. İlk 3 haftadaki formuna bayıldığımız Tayfur da adeta sahada dolaşınca ve de kanatlardan iyi top gelemeyince Göztepe ilk yarıyı yenik kapadı.
UMUT LAR HAYAL OLDU
Göztepe ikinci yarıya Castro'nun beraberlik golüyle başlayınca, "Tamam uyuyan dev uyandı" diyerek umutlandık ama gerisi gelmedi. Tamer Tuna takımın kazanması için elinden geleni yaptı, Ömer Şişmanoğlu, Gouffran ve Ghilas'ı alarak köprüleri attı, kazanmaya oynadı ama, sezonun en kötü futbolunu sergileyen ve kaleci Beto dışında bağıra bağıra, "Ben yenileceğim" diyen Göz-Göz'lerin 5 maçta sadece tek gol atabilen Kasımpaşa'yı yenecek ne çabası, ne de isteği vardı. Ev sahibi ekibin maçı 3-1 kazanmasının yanısıra iki topu da direkten döndü, sayısız fırsat kaçırdı. Ben İstanbul'u sarı-kırmızıya boyayan ve takımının kazanması için müthiş bir destek veren taraftarlara üzüldüm.