Konut kooperatiflerinin son dönemde artan konut ihtiyacını karşılamak için girişimlerde bulunmaları, yaşanan depremler ve zorunlu göçler nedeniyle oldukça önem kazandı. Ancak konut sorunu çözüme kavuşturulmaya çalışılırken ülkemizde bazı kooperatiflerin bu fırsatı ranta çevirmesi ve ihtiyaç sahiplerini mağdur etmesi dikkat çeken bir sorun haline geldi.
Toplu konut projelerinin özellikle de TOKİ gibi kurumların yürüttüğü çalışmalar geniş kitlelere güvenli ve uygun fiyatlı konutlar sunma amacı taşıyor. Buna rağmen kimi kooperatiflerin yönetim sorunları, fiyat manipülasyonları veya projeleri zamanında tamamlamamaları insanların beklentilerini boşa çıkararak güven kaybına neden oluyor.
ŞEFFAFLIK İLKESİ
Deprem gibi felaketlerin ardından ortaya çıkan yoğun konut talebi, daha hassas ve denetimli bir yaklaşım gerektiriyor. Bu bağlamda hem denetimlerin artırılması hem de kooperatiflerin şeffaflık ilkesine uygun hareket etmesi gerektiği kanısındayım. İnsanların yaşamlarını yeniden inşa etmeye çalıştığı bu zor dönemde sürdürülebilir ve adil konut projelerinin hayata geçirilmesi hayati bir önem taşıyor. Özellikle de depremlerden dolayı istem dışı göçler nedeniyle konut sorunu ülkemizde bir hayli arttı. Bu nedenle de konutta ihtiyaç gereksinimi de arttı. Fakat bazı kooperatifler ve sözde yöneticilerin bunu rant fırsatına çevirerek insanların bu zaruri ihtiyaçlarını sömürge haline getirdi.
Son dönemlerde yaşanan olaylardan birkaç örnek vermek istiyorum. İzmir' de yıllar önce kurulmuş bir kooperatiften örnek vermek istiyorum. 2.300`ün üzerinde üyesi bulunan bir kooperatif Karaburun ilçesinde belki de Karaburun'un en güzel mevkiisi "Kamukent" ismi ile yıllar önce kurulmuş bir kooperatif. Tek proje uygulanıyor yıllardır yılan hikayesine dönmüş bir yapı kooperatifi.
Aidat adı altında toplanan paralar kimlerin cebine giriyor? Kimler burada saltanat sürüyor, aslında hepsi kayıt altında, biliniyor fakat kooperatifçilikte işi bitirme süresi olmadığı için toplanan aidatlarla "Ye Kürküm Ye" misali. Bu güzelim ilçede yılan hikayesine dönmüş bu yapı kooperatifinde kimi binalar bitmiş, kimi inşaat halinde, bir kısmı ise hala arsa şeklinde. Dahası bu üyelerin bazıları da vefat etmiş, mirasçıların bu arsalardan haberi bile yok. Ne acı değil mi?
"Bir kooperatif düşünün yıllar yılı sürüyor insanın ömrü bile yetmiyor."
PARALAR NEREDE?
İkinci bir facia İzmirli iş adamlarının yönetiminde İzmir Büyükşehir denetiminde kurulmuş bir kooperatif milyonlarca para toplanmış, toplanan paralarla ne bir temel ne de bir yapı ortada var. Dahası, söylenenlere göre de kooperatifin resmi bir arsası da yok. Peki bunca mağdur üyeden toplanan paralar nerede? Kimlere, yapılmayan sözde iş karşılığı verildi? Neden verildi? Resmi bir belge ve kayıt yok. Üyeler toplanıp hak arıyorlar sözde kooperatifin yöneticilerinden bazılarının yurt dışına tedavi amaçlı gittiğini söylüyorlar, yurtdışına gidenler döner mi bilinmez.
Kooperatif üyeleri gösteri yapadursunlar ödedikleri milyonları kimler nerede harcıyor bilinmez. Bilinen bir şey var ki olan gariban vatandaşa oluyor. Durup dururken neden bu hafta sağlığın dışına çıktım, gerek Kamukent'teki gerekse Limontepe'deki kooperatif üyeleri defalarca arayınca bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Kamukent'te üyeler kendi aralarında bir yönetim oluşturma çabasında umarım kısa sürede yeni yönetim oluşturulur ve kalan konutlar toplu halde bitirilerek sahiplerine teslim edilir. İzmir Limontepe ise tam bir fiyasko.