Her yerde olmak her yerden uzak olmaktır
Kitap okurken, sohbet ederken, film seyrederken telefonu kurcalıyor; ne filmin ne sohbetin ne de kitabın hakkını verebiliyoruz.
Karşımızdakilere ayırmamız gereken zaman diliminde telefonla meşgul olarak yaptığımız ayıbı saymıyorum bile... Bulunduğumuz mekan ve zamanın içine giremiyor, ayrıntıları fark edemiyor, güzellikleri göremiyor, zihnimizde bir sonraki adımı kurguluyoruz sürekli. Sonra da, hayatın ve insanların eskisi gibi olmadığından dem vuruyoruz, yaşamdan keyif alamadığımızı hissediyoruz çok zaman. Ne değişti de bu hale geldik?
DİKKAT EKSİKLİĞİ SORUNU
Bence büyük değişiklik dağılan dikkatimizde.
Odaklanamadığımız kişilerden bize değer vermesini beklemek de büyük handikaplarımızdan yine. Hal böyleyken, çocuklar arasında gittikçe yaygınlaşan dikkat eksikliği sorununun aslında bizimle ilgili olduğunu düşünebilir miyiz sorusu da geliyor akıllara.
Bahsettiğim; dikkatimizi onlara verememekle başlayan, farkındalık eğitimi eksikliğine dayanan ama en çok da yöntemle ilgili problemler...İçeriği de unutmamak lazım tabi. Güzel haber içerik ile ilgili, Bakan sayın Yusuf Tekin, müfredat müjdesiyle olumlu adımların atıldığını duyurdu. Günümüze uygun içerik öğrencilerin dikkatini çekmekte önemli rol oynayacaktır. Bununla birlikte, dikkat çekmek için yöntem geliştirme üzerine de yoğun çalışma gerekli. Ve tabi tüm öğrenim seviyelerinde de farkındalık çalışmaları. Okullarda farkındalık çalışmaları sadece dikkati olumlu etkilemekle kalmayacak, öğrencilerin ruh hallerine de iyi gelecek, zorbalığın azalmasına katkıda bulunacak.
DAHA DOLU YAŞAYACAKLAR
Öğrencilerin kendilerinin ve diğerlerinin sınırlarını bilmesi ve sınır belirlemeyi öğrenmesi, kendi duygularını tanıması, kabullenmesi; dikkatlerini dağıtan unsurları saptamaları, dağılan dikkatleri için kendilerini suçlamadan ana konuya dönme tekniklerini keşfetmeleri ise kendini tanıma çalışmaları ile mümkün...Bu sayede stres düzeyi azalan çocukların, kendini bilme yolunda önemli adımlar attıklarına ve hayatı daha dolu yaşadıklarına şahit olacağız.
Kendini daha iyi tanıyan öğrencinin, duygu ve düşüncelerini ifade etmesi de kolaylaşacak, bu da sağlıklı iletişimin kapılarını açacak. Yani öz değer ve öz saygısı gelişmiş bireyler yetiştirme yolunda önemli adımlar atmış olacağız. Ayrıca odaklanmayı başaran çocukların okullarını daha çok sevdiği gerçeğinden hareketle; okula aidiyetleri artmış daha mutlu öğrenciler göreceğiz sınıflarda.
Farklı özelliklere, yeteneklere sahip çocuklar kendi değerlerini fark ettiklerinde; arkadaşlarının da kendisi gibi biricik olduğunu kabul edecek, okuldaki barış ortamına katkı sağlayacak. Tabi, amaçlar edinip o hedefler doğrultusunda daha sağlıklı adımlar ile ilerleyecekler. Montaigne'in de dediği gibi, 'Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder çünkü her yerde olmak; her yerden uzak olmaktır.' Amacı olan, kendinde olan, çevresine duyarlı nesiller ile ilerleyeceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.