Türkiye’de yeniden Misak-ı Milli ruhu
Tarihi günlerden geçiliyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim'de TBMM'de yaptığı tarihi konuşmada "İsrail'in hedefi Türkiye. Vaadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliyoruz.
33 kilometre ötede adeta Türkiye'ye meydan okunuyor. İsrail, paylaştığı her harita ile niyetini ortaya koyuyor" açıklamasında bulunmuştu. Başkan Erdoğan, "Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak.
Bu tembelliğin, bu tepkisizliğin, duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz" demişti.
ŞARK MESELESİ
TBMM'nin tarihi bir gizli toplantı yapması öncesinde, MHP lideri Devlet Bahçeli de tarihi bir konuşma yaptı: "Habis ve hain niyet sahiplerini uyarıyorum.
MHP ve Cumhur İttifakı, aynı şekilde milyonlarca Türk sevdalısı, bayrağımıza kem gözle bakanların gözlerini oyar. Vatan namustur, millet onurdur. Bunlar üzerinde tartışma yapmak için fırsat kollayanlara bu dünyayı dar etmek bizim için şeref borcudur.
Aziz vatan bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuş, bahse konu mevzu bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Artık büyük Türk milleti için dönülecek başka bir toprak parçası, başka bir göç güzergahı, başka bir vatan köşesi kalmamıştır. Buranın adı Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya bu topraklar ve üzerinde yaşayanlar bir ve bütün yaşayacaktır ya da Türk milleti tarihten silinecektir. Bunun adı tarihi şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır. Gizli gündem Türk vatanıdır. Orta Doğu'da ateşlenen füzelerin, suikastların bir sonraki etabı Anadolu coğrafyasıdır."
TÜRKİYE'NİN SESİ
Başkan Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli'nin arka arkaya yaptıkları konuşmalar, büyük Türkiye'nin sesidir. Siyonist Netanyahu'nun Ortadoğu'yu kana bulamasının arkasındaki Amerika'ya net uyarılar içermektedir. Ortadoğu'da oynanan kirli planların ardında Türkiye'ye yönelme hayallerine karşı milli duruş ifadesidir. Geçmişten bu yana Türk tarihinin en önemli resmi belgelerinden olan Misak-ı Milli, vatan topraklarının her yönden işgal edildiği bir dönemde 28 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde kabul edildi. Türk milletinin yemini yani "milli yemin" anlamına gelen Misak-ı Milli'yi son Osmanlı meclisi kabul etti. Türkiye'nin ilk Millet Meclisi, Atatürk başkanlığında 23 Nisan 1920'de ilk kez toplandığında, Misak-ı Milli kararını onaylayarak milli kurtuluş savaşını yönetmeye başladı. Türk milletinin istiklaline kavuşmak için verdiği kararı belirten 6 maddelik Misak-ı Milli metninde, Suriye, Irak, Batı Trakya, Boğazlar'ın durumu ve Batum sınırından bahseden ibarelerle bir haritayı ortak akıl olarak ortaya kondu.
İKİNCİ İSRAİL
Başkomutan Tayyip Erdoğan, Türk Devlet Aklı ve Türk Ordusu aynı anda hem Kuzey Irak-Musul hem de kuzey Suriye'de harekat yapıyor. Suriye ve Irak'ta olanları yaşarken, yeni nesil bir şeyi çok iyi bilmeli: Haçlı kuklalarınca kanı emilen din kardeşlerimizin oturduğu toprakların Misak-ı Milli ile çok yakın ilişkisi vardır. Bunu çok iyi bilmemiz lazım. Eğer Misak- ı Milli'yi kavrarsak, anlarsak Suriye'deki ve Irak'taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız.
Millî Misak'ta güney sınırlarımıza dikkat. "Lazkiye'nin kuzeyinde Türkmen Bayırbucak bölgesi, Halep-İdlib hattı, Çobanbey- Afrin hattı, Fırat'ın doğusunda ise Ayn-el Arap, Tel Abyad ve Rakka'nın Şanlıurfa sancağının parçaları ve Deyrizor'un parçaları, Irak'ta kalan topraklarda ise Musul-Süleymaniye ve Kerkük'ün idari bütünlüğü bulunduğu ve burası Musul vilayeti olarak tanınır, Misak-ı Milli içindedir." İşte bu Misak-ı Milli sınırlarımıza yöneldi Amerika ve tetikçisi.
Evanjelist siyonistler bu bölgede ikinci, üçüncü İsrail'i inşa etme hayalleri görüyorlar.
ABD'NİN PLANI
Hatırlayalım. İki ay önce, eski ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) danışmanı emekli Albay Macgregor, Judging Freedom kanalında yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye'de Türkiye'ye saldırmak üzere muhtelif kuvvetler hazırladığını dile getirmişti.
Söz konusu yayında Macgregor, "Erdoğan, İsrail'in Lübnan'a girmesi halinde bunun Lübnan'ı istikrarsızlaştıracağının da farkında" cümlesini kaydederek şunları söylemişti: "ABD, Suriye'de Türkiye'ye saldırmak üzere kuvvetler hazırladı. Söz konusu bu kuvvetler PKK ve diğer örgütlerdir.
Bu örgütler silahlandırılarak Türkiye'ye saldırmaları yönünde teşvik edilmektedir." Açıklamalarına devam eden Macgregor, son gelişmelerin, İsrail'in ve ABD'nin de parçası olduğu bir savaşın eşiğinde olunduğunu öne sürmüş ve "Türkiye de bu savaşın bir parçası olacak. Ankara bunu 'büyük bir savaş' olarak ilan etmesi halinde Türk halkının savaşmak isteyeceğini" iddia etmişti.
SONUÇ
EVET. Filistin, Lübnan güvende değilse, kendinizin güvende olabileceğine gerçekten inanıyor musunuz? Siyonist Netanyahu-İsrail saldırganlığını, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki Türkiye'yi de içine almaktadır. Vatanımız, milletimiz, bağımsızlığımız için bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkânla karşı durmayı Türkiye sürdürecek. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre MİT, yürüttüğü istihbari çalışmalarda, "Terörden Arananlar Listesi"nde gri kategoride yer alan ve PKK/YPJ'nin Amude bölgesi sözde sorumlusu "Jinda Gundikramo" kod adlı terörist Hezal Belge'nin Türkiye'de canlı bomba eylemi planladığını tespit etti. MİT'in hedef listesinde bulunan Belge, birçok eylem denemesini güvenlik güçlerinin Türkiye'deki aktif önleyici tedbirleri nedeniyle her seferinde ileri tarihe erteledi. Son olarak Amude'de olduğu tespit edilen terörist Belge, düzenlenen nokta operasyonla etkisiz hale getirildi. Teröristin, Suriye halkını örgütleyerek terör örgütüne katılımlarını sağlamaya çalıştığı da belirlendi. Terör örgütünün kırsal kadrolarına 2004'te katılan terörist Belge, Irak'ın kuzeyinde uzun yıllar PKK/KCK'nın sözde sorumlusu olarak faaliyet gösterdi. Daha sonra Suriye'ye geçerek, örgütün PKK/YPJ sözde sorumlusu olarak faaliyet yürüten Belge, 2021'de girdiği çatışmada başından yaralandı. Irak'ın Süleymaniye kentinde tedavi gördükten sonra tekrar Suriye'ye geçen Belge, son olarak PKK/YPG'nin sözde Amude sorumlusu olarak faaliyet gösteriyordu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.