• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
Ankara’da stratejik gün BÜLENT ERANDAÇ

Ankara’da stratejik gün

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06 Ekim 2024, 00:00

Suriye'deki Türk ordusunu, Türkiye hava savunma sistemleri ile koruyor. Dünyada, İsrail'in İran misillemesine karşı neler yapacağı dikkatle takip edilirken, Ortadoğu savaşının da nereye evrileceği enine boyuna tartışılıyor. ABD desteğinde Gazze'yi yıkan, Lübnan'a saldıran Siyonist Netanyahu'nun savaşı yayma tezgahları sürerken, Ankara geçtiğimiz Perşembe günü çok hareketliydi. Perşembe günü, yüksek düzey toplantılar, önemli hamleler, dikkat çekici açıklamalar ardı ardına geldi. Sırayla bakalım: Cumhurbaşkanımız Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüştü. İki liderin enine boyuna Ortadoğu'yu, İsrail'in olası hedeflerini, İran ile İsrail arasındaki çatışmaların varacağı boyutları konuştukları öğrenildi.

KALICI ÖNLEMLER
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, çok önemli bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Tuğamiral Aktürk, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının bir yıla yaklaştığını hatırlatarak, "Uluslararası hukuku ihlal eden İsrail'in, Filistin'in ardından Lübnan'a yönelik saldırıları bu krizin tüm bölgeye yayılması endişemizi haklı çıkarmıştır. Bölgemizdeki krizin yayılmasına yönelik bu saldırıların durdurulması için kalıcı önlemlerin alınması şarttır" dedi. Tuğamiral Aktürk, açıklamasına şöyle devam etti: "MSB ve TSK olarak ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor, çok boyutlu bir güvenlik stratejisi ile değerlendiriyor, alınması gereken tedbirleri alıyoruz. TSK, bekamıza yönelen veya yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye muktedirdir. TSK, öncelikle vatandaşlarımız olmak üzere yabancı ülke vatandaşlarının da Lübnan'dan güvenli bir şekilde tahliyesine yönelik planlama ve hazırlıklarını tamamlamıştır. Hâlihazırda Lübnan'da yaşanan gelişmeler, Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak yakından takip edilmektedir. Tahliyenin başlaması durumunda gerekli bilgilendirme, devletimizin ilgili kurumları tarafından yapılacaktır."

HUDUT GÜVENLİĞİ
Aktürk, hudut güvenliğinin çok katmanlı emniyet sistemiyle sağlandığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Son bir haftada yasa dışı yollarla sınırdan geçmeye çalışan 463 şahıs yakalanmıştır, 930 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Yakalanan şahıslardan 12'si terör örgütü mensubudur. Böylelikle, 1 Ocak'tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 11 bin 339'a yükselmiştir. Hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 79 bin 635 olmuştur." Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Cumhurbaşkanımız Erdoğan başkanlığında toplandı. Beş maddelik bildiri yayınlandı. Bildiride özellikle "İsrail'in çatışmaları Orta Doğu'ya yayma hedefiyle Filistin topraklarının ötesine yönlendirdiği saldırıların engellenmesi hususunda, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere mesuliyet mevkiinde bulunan aktörlere bir an evvel harekete geçme çağrısında bulunulmuştur." ifadesi dikkat çekti.

SURİYE VURGUSU
MGK bildirisi ikinci maddesinde, Suriye vurgusu vardı. Suriye topraklarında yuvalanan terör örgütlerinin etkisiz kılınmasına yönelik faaliyetlerin aralıksız bir şekilde sürdürüleceği ve millî güvenliğimize halel getirebilecek herhangi bir plana veya oldubitti girişimine müsaade edilmeyeceği vurgulanmış; ülkedeki ihtilafın, bölgemiz ile Suriye halkının menfaati ve beklentileri istikametinde çözüme kavuşturulmasına yönelik gayretlerin artırılacağı belirtilmiştir. Madde 3. Komşumuz Irak ile, başta PKK/KCK-PYD/ YPG olmak üzere, ülkelerimiz için müşterek tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelede iş birliğimizi ilerletme konusundaki kararlılığımız teyit edilmiş; kardeş Irak halkının güvenliğine, huzuruna ve refahına atfettiğimiz önemin altı bir kez daha çizilmiştir. Filistin halkının bir yıldır tüm dünyanın gözleri önünde maruz kaldığı soykırımın durdurulması ve Filistin'de kalıcı ateşkes ve barışın gecikmeksizin sağlanması yönündeki Türkiye'nin kararlı çabalarının yanı sıra uluslararası gayretlerin de artırılarak sürdürülmesi gerektiği ifade edilmiştir. İsrail'in çatışmaları Orta Doğu'ya yayma hedefiyle Filistin topraklarının ötesine yönlendirdiği saldırıların engellenmesi hususunda, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere mesuliyet mevkiinde bulunan aktörlere bir an evvel harekete geçme çağrısında bulunulmuştur.

İŞ BİRLİĞİ ZEMİNİ
Türkiye'nin, Akdeniz ve Ege Denizi'nde kalıcı istikrar ve huzurun tesisi marifetiyle iş birliği zeminleri geliştirilmesine yönelik samimi yaklaşım ve gayretlerinin suistimaline izin vermeyeceği kaydedilmiş; aklıselimle hareket edilmesinin en doğru tercih olduğu vurgulanmıştır. İsrail'in Suriye, Tartus ve Şam bölgelerine yaptığı saldırılar üzerine Türkiye gardını aldı. Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısındaki çatışmasızlık bölgesinde konuşlu güçlerine askeri takviyelerini yoğunlaştırdı. Türk ordusu İdlib kırsalındaki askeri noktalarından birine savaş radarı ve uzun menzilli hedeflere yönelik gelişmiş bir hava savunma sistemi gönderdi. Türk güçleri, Lazkiye'nin kuzey kırsalındaki Tellet el-Hadade ve Hama'nın kuzeybatısında bulunan Gab Ovası'ndaki Tellet Kastun'da modern sinyal bozucu cihazları aktif hale getirdi. Türkiye, eylül ayının ikinci yarısında İdlib'e yüzlerce askeri araç, personel taşıyıcı ve lojistik malzemeden oluşan üç konvoy askeri takviye gönderdi. Türkiye ayrıca, Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep vilayetinde bulunan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekât bölgelerindeki güçlerine de takviye gönderdi.

SONUÇ
Ortadoğu'da topyekûn savaş riski tırmanırken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan stratejik bir açıklama yaptı. Hakan Fidan, Siyonizm'in Amerikan siyasetinde kök saldığını ve ABD'nin gücünün İsrail'in hizmetinde olmasının rahatsızlık yarattığını belirterek konuştu: "Bir sene önce ne söylediysek maalesef onlar yaşanıyor. Görünen o ki savaşın bölgeye yayılması konusunda İsrail'de, Netanyahu'da bir arzu var. İsrail Lübnan'dan sonra, sonra nereye gider bununla ilgili birtakım öngörülerimiz var." Hakan Fidan açıklamadı ama diplomatik kulislere göre, derin Amerika'nın emri ile Siyonist Netanyahu, Lübnan'ın kuzeyini işgal edecek. Ardından Golan tepelerini tamamen ele geçirecek. İki işgal bölgesini birleştirmeyi hayal ediyor. Ardından sinsi plana göre, ABD aparatı PKK-YPG'yi ikinci İsrail kurmak üzere harekete geçirecek. Başkan Erdoğan ve Türkiye her türlü senaryoya hazır. Gelecekleri varsa, görecekleri de var...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.