Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bir hafta içinde hem BM'den hem de TBMM'den dünyaya İsrail manifestosu özellikli tarihi konuşmalar yaptı. Başkan Erdoğan'ın TBMM'den tarihi konuşmasını takip ederken, elimde milli şair, düşünce ve fikir adamı Sezai Karakoç'un aziz milletimizin hislerine tercüman olan Kudüs Şiiri kitabı vardı.
Erdoğan'ın tarihi konuşması ve rahmetli Sezai Karakoç'un Kudüs Şiiri'ni birlikte okursanız, inanın bütün duygularınız titrer. Önce, Karakoç'un Kudüs Şiiri'ni bir daha okuyalım. Okutalım.
VE KUDÜS ŞEHRİ
"Ve Kudüs şehri.
Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Altında bir krater saklayan şehir.
Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.
Ne diyor ne diyor Kudüs bana şimdi
Hani Şam'dan bir şamdan getirecektin
Dikecektin Süleyman Peygamber'in kabrine
Ruhları aydınlatan bir lamba
İfriti döndürecek insana:
Söndürecek canavarın gözlerini
İfriti döndürecek insana
Ve Kudüs'ü terk ettiğin o ikindi
Birinci Cihan Harbi günü vakti
Kan sızdırıyor kaburga kemikleri
Karlı dağlardan indirdiğin atların
Bir evde perdeyi indiriyor bir kadın
Mahşerin perdesini kıyametin perdesini
Ağlıyor yere inen saçları
Göğü yırtan kefen beyazı elleri
Ve Kudüs şehri.
Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Yeşile dönmüş türbelerin demiri
Zamanın rüzgâr gibi esen zehriyle
Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri
Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi
Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçıyor gibi
Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla
Susmuş minarelerin azabıyla
Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla
Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış
Artık burada taş bile durmak istemez
Ve ayı görmek istemez zeytin ağaçları
Eğilerek selâmlamazlar hilâli hurmalar
Artık ne Zekeriya ve ne İsa var
Sararmış bir tomar mı mucizeler
Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler
Ve ne de Miraç'tan bir iz
Yerden yükselen kaya
Ve Kudüs şehri
Artık yer şehri, toprak şehri
Bakır yaprakların, çelik gövdelerin,acımasız yüreklerin
Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların
Kurşundan çiçeklerin şehri
Gülle kusuyor ana rahmi
Bomba parçalıyor beynini bebeğin
Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var
Uçak var gök yok utanç var
Ve kime karşı bütün bunlar
Masum Müslümanlara karşı
Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı
Ve kim tarafından bütün bunlar
Roma'nın, Babil'in, Asur'un ve Firavunların
Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından
Zalime olan öcünü mazlumdan almak
Zalim olmak ve en zalim olmak
Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var
Tersinden okunan Tevrat hükümleri
Karaya boyanmış mezmurlar
Ve Kudüs şehri
İçiyle ve ruhuyla suskun
Göklere kaçmış hayaliyle
Bir pervane gibi ışığa uçmuş gönlüyle
Bir başka âleme göçmüş hakikati
Tanrı katına varmış
İki elini kavuşturup divana durmuş
Hüküm istemiş
Yeryüzüne yeryüzü kadısına
Hüküm ki:
Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir
Ve haksız yere insan öldürenin cezası ölüm
Ve fitne, arzı fesada verme, daha büyük suç adam öldürmekten
Fitne bastırılıncaya kadar savaşın!
Yeryüzünden fesat kalkıncaya kadar
Ey insanlık, ey insanlar
Ey gündüzden daha gündüz,
Hakikatten daha hakikat Müslümanlar."
ERDOĞAN'IN GÜR SESİ
Siyonist Netanyahu, 363 gündür Gazze'de Müslüman Filistinlilere soykırım yapıyor. Katliamlarını sürdürüyor. Amerika ve Avrupa Siyonistleri tetikçi olarak kullanıyor. Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı dağınık ve kararsız. Dünyada 1,8 milyar Müslüman yaşarken, Siyonist Netanyahu Filistin'i adım adım yutuyor. Böyle bir perişan tablo içinde sadece Cumhurbaşkanımız Erdoğan isyan ediyor. Erdoğan, TBMM'den İsrail manifestosu özellikli konuşmasıyla Kral Çıplak derken, gerçekleri net olarak ortaya koydu. Hedef: Türkiye... Arz-ı Mev'ud sözleriyle şöyle konuştu: "Vadedilmiş topraklar" hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Türkiye'dir. Netanyahu hükümeti, Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kuruyor. İsrail, Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz. Yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. Vatanımız için, milletimiz için, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkânla karşı durmayı sürdüreceğiz."
SAVAŞIN YAYILMASI
Peki, Erdoğan'ın bu açıklaması ne anlama geliyor? Erdoğan'ın açıklaması, Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla ve güvenliğiyle bağlantılı olduğunu anlatmaya dönük bir ifadedir. Erdoğan, kimsenin bilmediği bilgilere sahip. Bu meselelerin doğrudan Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla ve güvenliğiyle bağlantılı olduğunu anlatıyor. Çünkü, yaşananlar hem bölgedeki istikrarın bozulması hem de Türkiye'ye dönük yeni bir göç dalgasının başlaması açısından ciddi riskler içeriyor. Evet. Savaşın yavaş yavaş dünyaya yayıldığını şahit oluyoruz. Hatta İsrail ile İran arasında doğrudan bir çatışma durumu salı gecesi gerçekleşti. İran'ın füzelerle misilleme yapmasına, Amerika ve İsrail, ne yapacaklarını tartışıyorlar. Savaşın yayılması, Türkiye açısından büyük riskler içeriyor. Erdoğan'ın "Hedef Türkiye" açıklaması, hem iç kamuoyunda bir birliktelik sağlamak, destek almak hem de Türkiye'nin bölgedeki çabalarının devam edeceğine dair bir mesajdır.
SONUÇ
Başkan Erdoğan'ın İsrail manifestosunun bir diğer kritik başlığı Siyonist Netanyahu'nun durdurulmasıdır. Erdoğan, İnsanlık İttifakı için haykırıyor. Dünyayı ayağa kalkmaya davet ediyor: "İsrail, Gazze'de 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katletti. Şimdi de Lübnan'da katliama başladı. İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dahil insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir. Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen bazı ülkeler İsrail'e destek vermeye, finansal veya askeri destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor. Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak."