Eskiden süper lise diye bir şey vardı. Ben süper liselerin ilk öğrencilerinden biriyim. Üst düzey ama Anadolu ya da fen lisesi kazanacak kadar çalışkan olmayan öğrencilerdik. Süper liselerin bir özelliği de o dönem üç yıl olan liseye artı bir yıl yabancı dil eğitiminin eklenmesiydi. Sonra kaldırıldı neden bilmem! Liseyi bitireli neredeyse 25 yıl oldu. Ama hala bazı öğretmenlerimizle görüşüyor, onları anıyoruz lise grubuyla... Bunlardan biri de o zamanlar pek de sevmediğimiz (daha doğrusu disiplininden çekindiğimiz) ama kıymetini sonradan anladığımız matematikçi! Şimdi benim kızım orta okul öğrencisi... Ben de onun sayesinde yeni nesil olarak adlandırılan sorularla tanıştım. Hem velilerin hem de öğrencilerin korkulu rüyası yeni nesil soruları konuşmak için lisede o, çok da sevmediğimiz! matematik öğretmenimi aradım.
HERKESİN ÇOCUĞU BİRİCİK
Bana dedi ki, "Asıl sorun yeni nesil sorular değil. Yeni neslin kendisi ve ebeveynleri... Sen beni yıllar sonra arayıp soruyor, fikrimi alacak kadar saygı duyuyorsun. Peki benim şu an 3 kez şikayet edilip 3 kez soruşturma geçirmiş bir öğretmen olduğumu biliyor musun?" O an bir duraksadım! Ona cevabım, "Hocam onlar da bizim gibi sonradan anlayacaklar sizin değerinizi" dedim ama aslında durum tam olarak öyle değil! Çünkü bizim ailelerimizin aklına asla öğretmeni şikayet etmek gelmezdi. Dolayısıyla bizim de öğretmene, yani öğreten kişiye saygımız vardı. Onlarla her şeyi konuşur ama saygıda da kusur etmez hatta çoğu zaman korkardık. Şimdi bütün ebeveynler sadece kendi çocuklarının tek ve biricik olduğunu düşünerek hareket ediyor. Tabii ki bize göre öyleler ama öğretmen sınıfta 50 tane ergenle uğraşıyor. Disiplini sağlayamazsa bir şey öğretmeleri imkansız. Hele ki lisede!
'ÖDEVİMİZ NE?' SORUSU
Ben öğretmen olmadığım halde veli gruplarındaki yazışmalardan bile sinirim bozuluyor. Mesela ortaokul öğrencisinin annesi gruptan "Ödevimiz ne?" diye yazıyor. İlkokul belki ama bir ortaokul öğrencisinin artık ödevini öğrenme sorumluluğunu almış olması gerek miyor mu? Bazen bu tip annelere bakıp "Çok mu ilgisiz bir anneyim" diye kendimden şüphe etmiyor da değilim! Çocukların arkasından yemek tabağıyla koşturan, çocuğun üşüyüp üşümediğine, acıkıp, doyduğuna bile kendisi karar veren, ödevi sınavı kendi sorumluluğu gibi gören yeni nesil anne babalar, çocuklarına iyilik yaptıklarını sanıyor. Peki gerçekten öyle mi? Özgüvenli çocuklar yetiştirmenin yolunu öğretmeni şikayet etmekte arayan, kendisi çocuğunun bireyselliğini hiçe sayarken karşısındaki herhangi birine karşı adaletli olabilecek kadar iyi yetiştirdiğini düşünen, her konuda çocuklarının haklı olduğunu sanan yeni nesil ebeveynlerin tek sorunu gerçekten de yeni nesil sorular değil. Yeni nesil ebeveynlik anlayışı!