Ertelerken bir kez daha düşünün!
Son günlerde aklımdan çıkmayan tek bir şey var. Bir nefes sonrası olmayabilir.
Bu yüzden aldığın nefesin farkında ol ve en derine çek. Çok ilginç ki ben böyle düşündükçe sosyal medyada bununla ilgili pek çok içerik düşüyor önüme. Tamam akıllı cihazlar konuşmaları dinliyor filan diyoruz da sanırım konuşma dinlemenin de ötesine geçip beyin okumaya kadar vardırdılar işi ama henüz bize açıklamıyorlar! "Depremler, seller, üst üste felaketler yaşanırken herkes böyle düşünüyordur" diyorsunuz belki de... Evet tabii ki bu yaşananların etkisi büyük ama asıl beni bu düşünceye sevk eden şey, kişisel bir deneyim.
HAYATI SORGULATAN SANİYELER
Geçtiğimiz gece, kendi tükürüğümle boğularak uyandım. Yatakta epey bir çırpındıktan sonra kendime geldim ama sonrasında da bir saat öksürdüm. Bu ilk kez başıma gelmiyor.
Daha önce de bir kez içecek, bir kez de kuru üzümle boğulma tehlikesi geçirdim.
İkisinde de sağlıkçı kuzenlerim vardı yanımda.
Heimlich manevrası ile ilk yardım uygulayıp beni kurtardılar. Fakat son seferinde yanımda sadece eşim vardı ve benimle birlikte o da panik yaptığı için kendime gelmem hayatı sorgulayacak kadar uzun sürdü.
Hani derler ya hayatınız film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor diye işte öyle oldu.
O saniyeler içinde ne kadar geçmişe ve hatta geleceğe gittiğimi anlatamam!
O gecenin sabahı olmayabilirdi benim için...
Hem de depreme, sele, silaha, katile gerek kalmadan ölebilirdim... 'Yarın sabah yaparım' dediğim şeyler, 'Elim biraz rahatlayınca gezerim' dediğim yerler, 'Bir hafta sonra kutlarız' dediğimiz sevinçler, 'Yarın ararım' dediğim kişiler... Hepsi yalan olacaktı.
İşte bu yüzden "Hayat bir gün o da bugün".
"Hatta bir an, o da bu an"!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.