Celladını savunan kadının sendromu

Sokakta yürüyorsunuz ve bir adamın pusetteki çocuğunun önünde eşini tekme tokat dövdüğünü görüyorsunuz, ne yaparsınız?
İki seçenek var.
Ya hemen araya girer kadını kurtarmaya çalışırsınız, ki bu zamanda pek akıl karı değil! İkinci seçenekte ise hemen polisi ararsınız!
İzmir Yeşilova'da böyle bir olaya şahit olan vatandaşlar, ikinci seçeneği tercih edip polisi aramış. Buraya kadar normal.
Peki polis gelince ne mi olmuş?
Dayakçı kocayı gözaltına almak isteyen polise ilk direnen ve sözlü saldırıda bulunan mağdur kadın olmuş.

PSİKOLOJİK BİR SAVUNMA
Peki polis ne yapmış?
Karısına saldıran adam, onu döven adamı savunan kadın ve çocuklarının hiçbir şey olmamış gibi gitmesine izin verip, arkalarından gidişlerini izlemiş! Bu yaşanan olay da vatandaşlar tarafından cep telefonu ile kayda alınmış. Ne tuhaf değil mi?
Kadının böyle davranmasının iki sebebi olabilir. Birincisi öğrenilmiş çaresizlik sendromu!
Çünkü öğrenilmiş çaresizlik içindeki kişi, çok sayıda başarısızlık yaşadıysa; tekrar denese de olayların kontrolünün kendisinde olmadığını, başarıya ulaşamayacağını düşünerek adım atmaz. Yani çaresiz olmadığı halde çaresiz olduğunu sanarak, çözmek için bir şey yapmaz, başarısızlığı baştan kabul eder.
İkinci sebep ise Stockholm Sendromu... Stockholm Sendromu'na göre kurban durumunda olan bireyler, kendilerini tehditle, şiddetle ve özgürlüklerini baskılamakla yoğun stres yaratan bireylerin bakış açısını önemseyebilirler.
Böylelikle artık kendi bakış açılarına göre bir "kurban" pozisyonunda olmadıklarını düşünmektedirler. Yaşadıkları süreç aniden meşru ve doğru bir sürece, kendilerini yok sayan kişi de aslında farklı anlaşılmış bir kişiye hatta bir kurtarıcıya dönüşmektedir. Kişi nasıl olur da kendini mağdur eden kişiye hayranlık duyabilir denilen bu nokta aslında psikolojik olarak bireyin savunma sisteminin bir parçası haline gelmiştir.

BEYNİN SIRRINA ERMEK
Stockholm Sendromu'nun en belirgin belirtilerinden biri ise tam olarak bu kadının yaptığı şey, yani kendi fikirlerinden daha çok ona eziyet eden kişinin düşüncelerini benimsemesi ve o düşünceleri savunmasıdır.
Yani burada tuhaf olan bir şey varsa o da polisin bu çift giderken onların ardından bakmasıdır. Bir polisin bu tip psikolojik rahatsızlıklar hakkında bilgili olması ve her şeye rağmen o kadını koruması gerekiyordu bence. Bazen insanların kendilerine rağmen korunması gerekebilir.
Beyin böyle bir şey çünkü!