Burcu Ilgın

Kıyı bizimse çöp neden devletin?

Çeşme, beach club'larıyla ünlü bir tatil beldesi. Çok değil, sadece 25 yıl önce Çeşme, özellikle de Alaçatı, bakir, kimsenin yüzüne bakmadığı bir ilçeydi. Sadece yazlıkçılar bahar aylarında hafta sonu, yazın ise 3 ay kalır.
Kışın panjurlarını indirip İzmir'e dönerdi.
Dolayısıyla kışın Çeşme adeta terk edilmiş bir köy gibi olurdu. Ama her şey Çeşme'ye otoban yapılmasıyla değişti.
Güzelim koylar bu noktadan sonra sadece İzmirlilerin değil tüm Türkiye'nin kullanımına açılmış oldu. Çünkü otoban, havaalanıyla bağlantıyı kolaylaştırmıştı.

İSYAN BAYRAĞI AÇILDI
Bu cevheri gören yatırımcılar Çeşme'ye yönelince işler değişti. Bir bir lüks kafeler, gurme restoranlar şık plajlar, sanat galerileri açılmaya, ülkenin kaymak tabakası da Çeşme'ye akmaya başladı... Artık Çeşme'de tatil yapmak bir prestij haline gelmişti. Bu lüksün, şıklığın, kalitenin bedeli ise yüksek fiyatlar oldu.
Bu fiyatlara olan talebi gören diğer kurnaz yatırımcılar da hemen yüksek fiyatlı hizmet pastasından nasibini almak için harekete geçti. İşte ne olduysa o noktadan sonra oldu. Kalite ve lüks iddiasıyla açılan ama bu kriterlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan mekanlar, aynı ücret politikasıyla insanları kazıklamaya başladı.
Eline gücü geçiren, bir kıyıyı çevirip 'beach club' tabelası asarak insanlardan fahiş fiyatlar almaya başladı. Dolayısıyla artık Çeşme'de halkın yararlanabileceği tek bir sahil şeridi bile kalmadı. Olanlar da talebe yetişemediğinden normal vatandaş, hatta orada nesillerdir yazlığı olanlar için bile Çeşme'de tatil yapmak büyük bir işkence haline gelmeye başladı.
Son bir haftadır gündemde havlu hareketi var. Bu hareketin çıkmasına ve insanların artık isyan bayrağı açmasına neden olan şey tam olarak bu. Çeşme'nin sahillerinin parsel parsel bölüşülüp halka hareket alanı bırakılmaması.

ÖZGÜRLÜĞÜ HAK EDİYOR MUYUZ?
Evet kanunda kıyıların halka ait olduğu açık ve net bir şekilde belirtilmiş. Dolayısıyla kimse "Burada denize giremezsin" diyemez. Ancak, hizmet varsa bedeli de vardır. Birinin para ve emek harcayarak müziğiyle, görüntüsüyle, hizmetiyle güzelleştirdiği, çekici hale getirdiği yere "Kıyılar benim" deyip girmek olmaz. Hele ki çöpünü bırakmak hiç olmaz.
Bakıyoruz bazı halk plajları pislikten geçilmiyor. Madem plajlar vatandaşa ait, niçin temizlemesi belediyeye ya da devlete aitmiş gibi davranılıyor? Mangalını yaptıktan, kıyıda oturup içeceğini yudumladıktan sonra çöpünü toplamak neden kimsenin aklına gelmiyor? Biri sizin çöpünüzü toplasın, yemeğinizi ayağınıza getirsin istiyorsanız ya o verilen hizmetin parasını ödersiniz ya da size sunulan hakkı gerçekten hakkıyla kullanıp insanlığınızı sergilersiniz. Maalesef biz kıyıları ve doğanın nimetlerini doğru düzgün kullanmayı öğrenene kadar bu özgürlükten mahrum kalacağız. Ve yine maalesef bu özgürlüğü yeterince hak etmediğimiz de sahipsiz plajlara bakınca gördüğümüz manzaradan çok net anlaşılıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.