Denizcilik ve askerlik ikisi de çok yakın zamana kadar erkeklerin tekelindeydi. Şu anda her iki meslekte de kadınlara az da olsa rastlamak mümkün ama bu hafta Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde bir ilk yaşandı. Bir kadın denizci asker, amiral oldu. Gökçen Fırat bugün neredeyse bütün gazetelerin manşetlerindeydi. Çocukluğundan beri hep asker olmak istediğini söylemiş teğmenken verdiği röportajında. Hem de niçin biliyor musunuz? Bir ilki başarmak için.
ÖNCE HAYALLE BAŞLAR
Hani hep derler ya "Bir şeyi hayal etmek başarmanın yarısıdır" diye. Bir kadın olarak onunla ne kadar gurur duysam az. Tabuları yıkan herkesi çok seviyorum ama kadınları daha çok. Cinsiyet ayrımı yaptığım için değil, hayata hep bir sıfır geriden başladığımız için. Terfi almak bir kadın için zaten çok zorken, genellikle terfi eden kadınlara bunu 'kadınlığıyla' elde ettiğine dair imalar yapılıyor. En çok da kendi hemcinsleri tarafından... Bu çok üzücü...
LİYAKATE VURGU
Manşetteki haberlerde dikkati çeken ve beni bir kez daha sevindiren detay da arkadaşlarının onun hakkındaki güzel sözleri... Liyakate vurgu yaparak çoktan hakettiğini söyleyen arkadaşlarını da kutluyorum çünkü başarıyı kutlamak gerçekten zor. "Neden ben değil de o?" diye kendinize sorduğunuzda kendinizden aldığınız cevap gerçekten doğru mu, kendinize baktığınız ayna gerçeği yansıtıyor mu bunu bilebilmek çok önemli. Gökçen Fırat'ı bir kez daha tebrik ediyorum ve bütün kadınların hayallerine ulaşmasını, ulaştıklarında da bunun için üzülmek yerine sevincini doya doya yaşayabilmesini temenni ediyorum.