Kurların ateşi yeniden yükseldi
Bu sefer kurlar sakinleşmiş gibi görünüyor dememize kalmadan yeniden hareketlenmeye başlıyor.
Her ne kadar "geçen sene de aynı filmi görmüştük" yaklaşımı ile kendimizi telkin etmeye çalışsak da, kurların yükselişinin devam edebileceği ya da aşağı gelmeyebileceği tedirginliğini üzerimizden bir türlü atamıyoruz. Bu yüzden kurların yukarı yönlü hareketi de biraz sert oluyor.
Gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısında değer kazandığı iki hafta önce TL negatif yönde ayrışmış tam tersine dolar karşısında değer kaybetmişti.
Geçen hafta ise gelişmekte olan ülke para birimleri de değer yitirmiş ama TL en fazla dolar karşısında zayıflayan para birimi olmuştu. Buradan şu tespiti yapabiliyoruz; bu sonucun nedeninin büyük kısmı iç siyasi ve ekonomik faktörlerden ve bunun rol oynadığı yabancı sermaye çıkışlarından kaynaklanıyor. Aslında iki haftada belirgin bir şekilde olumsuzlaşan bir ekonomik veri ya da bir siyasi gelişme de yok. Sadece Moody's'in not indirimi söz konusu idi. Onunda etkisi hem gecikmeli gelmiş hem de sınırlı kalmıştı.
ARTIŞ DEVAM EDER Mİ?
22 Kasımda 3,9689 ile son 6 ayın zirvesine çıkmış dolar. Hemen yeni yılın başlarında 3,7366'ya kadar çekilmiş.
Yani yaklaşık bir buçuk ayda yüzde 5,8 oranında TL değer kazanmış. Şubat ortasına kadar yatay hareketten sonra boğa piyasasına dönüşmüş dolar TL kuru... Geride bıraktığımız 52 haftada kur 3,3845 ile 3,9825 aralığında dalgalanmış.
Diğer bir deyişle yüzde 18 civarında bir bantta hareket etmiş. Görüldüğü gibi oynaklık oldukça yüksek...
Kritik soruyu yanıtlamaya çalışalım.
KUR ARTIŞI DEVAM EDER Mİ?
Yarın FED iki günlük toplantısına başlayacak. Perşembe gece kararını öğreneceğiz. 25 baz puanlık faiz artırımı zaten piyasalar tarafından fiyatlanmış durumda. Bu yüzden kurların vereceği tepki faiz artırımına değil FED'in vereceği mesajlara olacak. Eğer 3'den fazla faiz artırımı olasılığının sinyali gelirse, aynı zamanda Ekim'de başlayacağı bilanço normalleşme sürecinin zamanlama ya da miktarı ile ilgili hafif şahin bir ima yapılırsa kurların yükselişi devam eder.
Aksi takdirde ateş biraz düşer. Tabi diğer faktörler sabitken...
FİLM AYNI, SON FARKLI
İkinci önemli unsur yabancı sermaye akımlarından bizim alacağımız pay... Bu da gelişmiş ülkelerin faiz artırım süreçlerine gelişmekte olan ülke merkez bankalarının vereceği yanıta bağlı olacak. Daha şimdiden Amerikan 10 yıllık tahvilleri yüzde 3 sınırına dayandı bile. Eğer Merkez Bankası faiz asimetrisinin azalmasını dikkate almaz ve paralel aksiyon ya da yeterli oranda aksiyon almaz ise sıcak para girişleri tatminkar düzeyin altında kalır.
Üçüncü unsuru ikinciye ekleyelim.
Cari açığın finansmanı ve dış borçların çevrilebilmesi sorunları... Eğer yeterli yabancı sermaye alamaz ve bu sorunlar kendini belli etmeye başlarsa kurların ateşi düşürülemez.
Küresel ticaret savaşlarının yön vereceği dolar ve euro, Kuzey Kore ve Ortadoğu coğrafyasından kaynaklanan jeopolitik riskler, Trump'ın sürpriz çıkışları gibi ekonomik ve siyasi gelişmeler de doğal olarak TL'nin ana para birimleri karşısındaki değerini etkileyecek.
Sözün özü kritik sorunun yanıtı çok bilinmeyenli bir denklem gibi. Bazı içsel ve dışsal faktörler belirleyecek kurların yönünü. Yine de şunu söyleyebiliriz; kurların geri çekilme marjı biraz daraldı.
Geçen sene ki filme benziyor ama son aynı olmayacak gibi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.